Leyla Ebumellal / TİMETURK
Çinli Şair Yang Lian, Çin şiir ve kültürünün büyüyen Çin ekonomisinden önde geldiğini, bir insanın ekonomisiz yaşayabileceğini ancak şiirsiz yaşayamayacağını söylüyor. Şu anda yaşamını Londra'da sürdüren ve Avrupa ülkelerinde birçok ödüller almış Çinli şair, doğu kültüründeki kasidelerin birbirlerine benzerliğini insanların ve toplumların acılarının benzerliğine bağlıyor. Şair, şiirin insanlar arasında ırk, dil, ülke farklılıklarını ortadan kaldıran bir köprü olduğuna inanıyor. İşte, Buda'nın hikmetine benzer köklü bir bilgeliğe bürünmüş, zarif giyimli, tapınak rahiplerinin mütevaziliğinde sakin ve sessiz bir şair Lian'ın kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar;
- Çin uygarlığı tarihin derinliği kadar derin bir uygarlık. Eski Çin bilgeliği nicedir zekayla dolu keskin bakışın kaynağını oluşturmaktadır. Bugün Çin dev bir ekonomik rekabetçi sayılmaktadır. Genel anlamda maddenin şiddetinin günlük hayatımızı kontrol altına aldığını görüyoruz. Bu durum, ruhun madde ile ilişkisinde, maneviyata yer olmayan dünyada sorun ortaya çıkarıyor. Sizce insan nereye doğru gidiyor?
Evet, ekonomi madde alemine mensuptur. Yaşadığımız ruhsal hayat ise bizlere zatımızı, nefislerimizi, içimizi keşfetmeyi bahşeder ve insanlığımızın tahkiki için yücelmede, ilerleme ve saflaştırmada yardım eder. İnanıyorum ki ekonomi olmadan yaşayabiliriz ancak şiir olmadan yaşayamayız.
- Çin uygarlığı ve diğer medeniyetlerle ilişkisi açısından 'Çin Üstünlüğü' olarak isimlendirilen sorun karşısında bahsiniz nedir?
Doğal olarak ben Çin ekonomisi değil, Çin şiiri ve kültürü üzerine iddiaya giriyorum. Kültür ve uygarlıkların çeşitliliği insanlığın çeşitli yüzleridir. Aralarındaki seçkinlik insana zenginlik katar. Doğu halkını seçkin kılan da kültürü ve iddiasıdır.
- Osho Batı dilleriyle tabir edilemeyecek birçok eşya olduğunu çünkü Doğu'nun hakikati anlama şeklinin gerek içerik gerek öz açısından Batı'dan tamamen farklı olduğunu söylüyor. Şiir hangi boyuta kadar ortak bir dil olabilir?
Değişik ülkelerden insanların biraraya gelmelerinin önemi, herhangi bir coğrafik mekanda herhangi bir sebeple toplanmalarında gizli değil. Aksine şiirsel samimiyette ve şu anda bizi bir araya getirdiği gibi diyaloglarda ve kültürel, edebi, örfi ve bilimsel insani iletişimlerde yatıyor. Şiir, hayati, ruhi ve kozmik bir alan yaratıyor. Şiir sayesinde seçkinlikler, dereceler ortadan kalkıyor. Etnik farklılıklar, dil ve ırk farklar aşılıyor.
- Üstad Yang, farklı uygarlıkların şiirlerini okuduğum zaman edebi yapıdaki farklılıkların sadece şekilsel olduğunu sezinliyorum. Kasidelerde hep aynı tek insani kaygı görülüyor. Ne zamana kadar Doğu'nun kasideleri birbirine benzeyecek?
İnsanlığın acıları daima birbirine benzemektedir. Orada birbirine benzeyen şahsi acılar ve genel acılar bulunmaktadır. Ayrıca Arap ve Çin uygarlıklarıyla bitişik seçkin doğu aleminde duygusal ve ruhi ivme boyutunda da benzerlikler bulunmaktadır.
- Bazen duygu ve düşüncelerimi yazıyorum. Ancak yazdığım kasidelerimde derin bir kadınsı his olduğunu farkediyorum. Nasıl oluyor da bir erkek, benzer bir konuyu yansıtabiliyor?
Şiir bizlere özümüzü, hayatımızı ve bedenlerimizi keşfetmede yardımcı oluyor. Bir bayan duygularını, düşüncelerini ve tutkularını daha iyi ifade edebilir, duyguları daha incedir. Kadınlar gerçekten güçlü ve şaşırtıcılar. Erkeklerin göremediklerini gören keskin bir göze sahipler ve hayatı özel bir şekilde görme yeteneğine sahipler.
- Öyleyse Çinli bayanın şiir sahasındaki durumu nedir?
Şu anda edebiyat ve şiir alanında kadının güçlü bir şekilde varlığını görmekteyiz. Eskiden kadın toplumda daha çok geri planda kalan işlerde varlıklarını gösterir, edebiyat ve fikir alanında erkekler öne çıkarlardı... Toplum daha çok erkek üstünlüğüne dayanıyordu. Şimdi Çinli kadının gerek genel hayatta gerek kültür sahasında özel bir yeri var. Tüm konularda artık daha etkin rol oynuyor.
- Bize bir şiir okuyabilir misiniz?
Ben burada değilim
Kalemin birden karaladığını
Gelişigüzel esen rüzgar uçurdu
Gözünün önünde daireler çizen ölü bir kuş gibi
Ay cenazeyi takip ediyor
Günlerini geriye götürüyor
Senin eksik olduğun sayfaya
Başka bir insanın sesi gibi
Suyun hafif sesi suya karışıyor
Bir insan gayesiz yaşayamaz
Kasiden dilsiz olduğunda dünyayı aşar
Şair Yang Lian kimdir?
Yang Lian 1955 yılında Pekin'de doğup büyüdü. Yenilikçi şiirleri ilk defa Jintian Gazetesi'nde yayınlandı. Aralarında uzun 'Nuorilang' kasidesi de yer almak üzere kasieleri ideolojik eleştiri niteliğinde olsa da özellikle Nuorilang kasidesi Çin edebiyatı çevrelerinde fikir ve eleştiri bazında geniş eleştirilere sebep oldu.
Lian 1988 yılında Çin'i terketti. Avrupa ülkelerinin birçoğunda ödüller kazandı. Çin dışında sergilere katıldı. Bunların arasında Almanya'nın Kassel kentinde 1997 yılında açılan sanat sergisi de yer alıyor. 1999 yılında Vlayano Uluslararası Şiir ödülünü kazandı. Şu anda Londra'da yaşamını sürdürüyor.