Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Somali'de batının yeni oyunu

Somali üzerine şu anda oynanan oyunun adı ise ?korsan eylemleri?. Bu eylemler, ibrikten bir canavarın çıkmasıyla başladı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-29 10:01:00

Somali'de batının yeni oyunu

Nebil Şebib*

Somali adına içinde bulunulan şu anki aşama sorular ortaya atma aşaması gibi görünüyor. Gerek gerçeklere gerek spekülasyonlara dayansın cevaplarla diğerlerinden daha çok ilgilenmek; geldiğinde birşeyler yapılması tasarlanan, ilk işaretleri görünmeye başlanan ve olumlu ihtimallerde bulunmanın zor olduğu bir sonraki aşamaya geçmenin başlangıcını oluşturmaktadır.

Somali olaylarını takip eden bir kimse şu anda, Filistin meselesi çatışma sahasının ve Süveyş Kanalı'nın güneyinde; Somali ve doğusuna petrol kaynakları yakın olan Afrika Boynuzu'ndaki temel ve belirleyici konum üzerine dönen çatışma aşamalarından biri ve diğeri arasında 'bir bekleme' aşaması yaşadığımızı idrak eder.

Bekleme sürecinde, bir sonraki aşama için hazırlıklar yapılıyor. Bunun doğal sonucu olarak doğru haberlerle yalan haberler, gerçekçi tahminlerle spekülasyonlar birbirine karıştırılıyor. Suçlayıcı parmaklar bir delil olmaksızın ileride suçlanması istenilen yönleri gösteriyor. Delil olmadan suçlamanın tekrarlanması ve ikna edici bir karşılığın verilmemesi sonucunda bu spekülasyonları yayanları, suçlamaları yayanlar gibi bulursunuz. Spekülasyonun içeriği, hakkında tartışılamaz; bilinen bir gerçek iddiasına dönüşür. Eğer bölgesel veya uluslararası düzeyde barış ya da savaş adımı atmaya karar verirse bu adımın atılması için hazırlık tam yapılır. Bu adımların kabul edilmesi için hazırlıklar ya da en azından siyasi ve medyatik açıdan benimsenmesi için mazeretler, bilinçli yansımada ve uygulanmasında zulüm ortaya çıksa da yayılır.

Siyasi Oyun

Bu, sıksık tekrarlanan ince siyasi bir oyundur. Somali'de önceki turda zaferinin zirvesinde olan ve geçen hassas senelerin ardından ülkede istikrarı ve güvenliği sağlayan; zaferinin zirvesindeki İslami Mahkemeler ve uluslararası terörün simgesi diye adı yayılan el-Kaide arasında ilişki kurulması yoluyla, parmakları hedef bölgeye ulaşsa da ulaşmasa da bu oyun oynandı. O dönemde hazırlığı yapılan vesile, ordunun Amerikan desteğiyle Somali'yi işgal etmesi vesilesiydi. Uygulama, El-Kaidelilerin hedef alındığı söylentileri arasında gerçekleşti ancak sonuçta hedef olan Somali halkıydı.

Bu siyasi oyun kendisini başka büyük olayların hazırlığında da etkin kıldı. Bu olayların arasında Irak Savaşı ve güneydeki içsavaşlar aracılığıyla parçalanması yolunda uzun çalışmaların ardından batısındaki Darfur yoluyla Sudan'ın parçalanması gelmektedir. Buna benzer oyunlar şu anda 'Suriye'nin nükleer dosyası' adı altında Suriye'ye karşı da sürdürülmektedir.

Somali üzerine şu anda oynanan oyunun adı ise ?korsan eylemleri?. Bu eylemler, ibrikten bir canavar çıkması efsanelerinin ortaya çıkmasıyla başladı ve Somali sahili (3700 m) boyunca uzanan ilkel savunmasız balıkçı teknelerinin hepsi ya da bir kısmı gözle kaş arasında çeşitli silahlarla ve korsan operasyonlarını gerçekleştirebilmek için gerekli çeşitli ve günlük elektronik cihazlarla donatılmış birer süper güce dönüşüverdiler. Kısa sürede sayıları yüze ulaştı. Üstündeki eşyalar ve kişilerle ağır silah yüklü bir gemiyi, deniz üzerindeki dev petrol tankerini ele geçirebilecek düzeye geldiler.

Tüm bu korsan eylemleri çeşitli uluslararası ve bölgesel güçlerin gözleri ve kulakları önünde gerçekleşiyor. Bölgede, Nato üyesi dev ülkelerin filolarına tabi, öldürücü silahlarını özgürce kullanan bir düzine askeri birlik bulunuyor ve kendilerine katılım düzenli olarak artıyor. Bunların aralarında Rus ve Hint savaş gemileri de bulunuyor. Ayrıca Nato ve Avrupa bayrağı altında ek filolar için hazırlıklar yapılıyor.

Cevaplanması Zorunlu Sorular

Öyleyse canavar hangi ibrikten çıktı? Bu verilerin arasında nasıl da özgürce hareket edebilmeyi başardı? Para gaspetmek korsanlar için zor mu yoksa gerçekten onların adına aralarından konuşan bir tanesinin dediği gibi bunlar sadece sularında balıkçılık yapmaktan mahrum edilmiş, haklarını geri alana kadar korsanlığı bırakmayacak basit Somalili balıkçılar mı? Daha birçok soru sormak mümkün. Somali halkının tamamı, içinde bulundukları çeşitli trajedilerden bundan çok daha az miktarda bir harcamayla kurtarılabilirdi!

Başta korsan operasyonları sınırlı büyüklükte ve değerdeydi. İslami Mahkemeler, sınırlı imkanlarına karşın Somali'yi kontrol altına aldığı kısa dönemde sorunu çözmeye çalışabilirdi. Bunu yaptı da ve gerçekten başarılı oldu. Ancak korsan bayrağı nasıl oldu da daha sonra öncekinden kat kat daha kuvvetli bir şekilde tekrar ortaya çıktı? Bayraklar yeniden, özellikle de İsrail ve Batı'nın desteğiyle parçalanmış Somali topraklarından bir kısmının enkazı üzerine kurulan ve ?Renkli Somali Devleti? diye isimlendirilen laik devletin sahillerinde yeniden ortaya çıktı.

Buna ek olarak korsanların aniden ve inanılmaz bir güçle tekrar ortaya çıkmaları ile son Siyonist-Amerikan fiyasko askeri turunu, İslami Somali güçlerinin Somali topraklarını yeniden kontrol altına alma girişimlerini birbirinden ayırmak mümkün müdür?

İslami Mahkemeler Korsan Eylemlerini Bastırmıştı

İslami Mahkeme güçlerinin Makdişu'da başa geçmesinden sonra ve başa geçtiğinde neler yapacağı belli olmadan önce çıkan çatışmalarda milyonlarca kişi (en az 3 milyon) evsiz barksız kaldı ve binlerce sivil öldü. Ancak her bölgede güvenliği yaymayı başardıktan sonra kontrolü Somali'den sağladı.

Basın organları İslami Mahkeme Konseyi'nde ılımlı kanadın lideri Şeyh Şerif Ahmet?in korsanlık eylemlerine karşı muameleyi garipseyen sözlerini 7 Ekim 2008'de şöyle nakletmişlerdi: ?İslami Mahkemeler zamanında korsanlık faaliyetleri sınırlıydı ve kontrol altına alındılar. Şimdi ise deniz kuvvetlerine bağlı filolar bölgede özellikle de Somali kıyılarında bulunmasına karşın korsanlık olayları oluyor. Bizler bu olayların tekrarlanmasını garipsiyoruz. Orada neler olduğunu anlamamızı engelleyen çözülmesi zor bir bilmece bulunmaktadır.?

Bu şaşkınlıkta neredeyse büyük siyasi bir saflık görebiliriz. Sanki Somali İslami lideri, uluslararası düşmanlarının sahtekârlığının boyutunu ve saldırı gücünü kavrayamıyor.

Enver Salih Hatip, er-Raya Katar Gazetesi'nde 20 Kasım 2008 tarihinde yayınlanan analizinde, korsan sorununun çözümünün, Somali sorununa köklü bir çözüm getirmekten geçtiğini söylüyor. Bunun ise ancak yabancı müdahele olmadan Somali'nin ülkelerini toparlamak için Somalililere bırakılmasıyla mümkün olacağına işaret ediyor. Ayrıca Somalililerin de ülkelerini uluslararası haritaya geri döndürecek yönetim rejimini hiçbir bölgesel ya da uluslararası müdahele olmadan kendilerinin özgürce, bazı Somalili grupların daha önce olduğu gibi; el-Kaide ile bağlantıları olduğu türünden suçlamalara gidilmeden seçmeleri gerektiğini vurguluyor.

Somali'de güçlü bir Birleşik Somali Devleti'nin varolması, Kızıldeniz'de korsanlık olaylarını sonsuza kadar ortadan kaldırır. Ayrıca devletin olması demek kanunun olması demektir. Kanunun gölgesinde de korsanlar, Somali limanlarında güvenliklerini kaybederler.

Korsan Lordları İcat Edilmeye Çalışılıyor

Bu öneri bir çözüm olarak sunulduğunda ki bu sorunun temeli zaten, çözüm hamlesinden yapması istenen, bu sorunun önlemesidir.

Genel olarak Afrika Boynuzu'nda özel olarak da Somali'de bilinçli deneyimler sonucu ortaya çıkan böyle bir öneri, mantıklı doğru bir görüşü temsil etmektedir. Ancak Somali ve bölge için istenmeyen şey aslında istikrardır.Ya da başka bir ifadeyle Somali ve Afrika Boynuzu Bölgesi, İslami bölge boyunca 'yıkıcı anarşinin' yayılması çabalarından soyutlanmış değildir. Bölgede bu türden anarşi daha Batılı; özellikle de -bazılarının savaşmanın bir hedef olması gayesiyle 'Savaş lordları' diye isimlendirdiği -Siyonist-Amerikan müdahelenin başladığı ilk vakitten itibaren yayılmıştır. Şimdi ise , savaş lordları acziyet noktasına ulaştıklarından beri özellikle de askeri ordu işgalini geçici-gayri meşru hükümetlerinin resmi talebi yapmalarıyla ortaya çıkarttıkları ulusal siyasi skandaldan sonra 'korsan lordları' icat etmeye çalışıyorlar. Bu kurtarma girişimleri başarısız kaldı. Ancak Somali ve çevresini kontrol altına almak için aynı yöntemi takip edecek bir alternatif olması gerekiyordu.

Sanki Somali ile uluslararası ilişkide şunu görüyoruz: uluslararası akılcı muamele, dünyadaki sermaye babalarının iflastan kurtarılmalarını, insanlığın servetini ele geçirmek için kaçınılmaz bir yol olarak görüyor. Bu durumun küçültülmüş resmiyle uygulanmasını; fakirlikten açlığa, evsiz barksız kalmaktan 1990 yılında eski diktatör lider Siyad Berri'nin düşürülmesi öncesinden beri yaşanan günlük trajediler ve yurtsuz kalma şekliyle Somali'de görüyoruz.

Herhalükarda olayı yorumlamaya çalışan bir kimse olarak Somali'yi kontrol altına geçirmek için harcanan bu büyük çabanın sebeplerini açıklarken, 'aşırı yoksulluk' tefsirine dayanmak doğru olmaz. Bu açıklama sadece bir görüşe dayanmaktadır.
Bu sözden yola çıkarsak istenen; Süveyş Kanalı'nın denizcilikteki dünya merkezinin vurulmasıyla Mısır'a zarar vermektir, diyebiliriz. Bunu Moheet Sitesi'nde Cihan Mustafa'nın kaleminden çıkmış değerli makalede de görebiliriz.

Bu sözden yola çıkarak da diyebiliriz ki asıl hedef, bazı sağcı uzman yetkililerin de düşündükleri gibi Bab-ul Mendeb Boğazı'nı ele geçirmektir. Yetkililer geçtiğimiz yıllarda Eritre'nin bu yönde nasıl da hareket ettiğini ya da ettirildiğini hatırlatıyorlar.

Yine diyebiliriz ki, Suudi petrol tankerinin kaçırılmasına ilişkin yorum yazan kalemlerin de belirttiği gibi hedef; potrol zengini körfez bölgesinin ablukasının tamamlanmasıdır.

Bu hedeflerin hepsi aynı anda mevcuttur ve özellikle Siyonist-Amerikan ordunun, Somali?nin İslami yönü olan bir güç tarafından özgürleştirilmesi girişimi karşısında aciz kaldıktan sonra oluşturulan 'Somali Sorununun Uluslararasılaştırılması' hedefi hepsini toplamaktadır.

Sorunun Uluslararası Boyuta Taşınması Hedefi

Şu anda batıda ve Arap basınında yayınlanan analizlerden birçoğu, korsanlık eylemleri hakkında; 'uluslararasılaştırılması hedefi' hesaplara dâhil edildiğinden beri dünya ticaretini, uluslararası deniz taşımacılığı hatlarını ve küresel ekonomi için önemli petrol kaynaklarını hedef alıyor şeklinde sözlerini değiştiriyorlar. Basınla beraber özellikle Yemen ve Mısır tarafından bazı bölgesel ilkel hamleler de aynı şekilde yön değiştiriyorlar. Sanki Somali karşıtı gelmekte olan uygulamalı adımın hazırlık aşamasında bunu bazen kasıtlı bazen de kasdetmeden yapıyorlar.

Beşeriyetin kaderini yöneten ve tahmin etme yeteneğine sahip kuzey şeridi boyunca uzanan devletlerden birbiri ardınca gelen uluslararası açıklamalar bunu ortaya koymaktadır. Bunlara bölgesel açıklamalar ve konumlar da eklenmektedir. Bunun gibi bölgesel bir sorunun yerel platformlar olmaksızın, niyetlere, bölgesel siyasi kabiliyetlerin gerçeğine bakılmaksızın uluslararası boyuta taşınmasının üzerinden daha çok geçmedi.

Uluslararası Güvenlik Konseyi'nin, Nato'nun, Rusya ortaklığıyla Avrupa Birliği'nin aldığı kararlar zinciri gizli değildir. Şu anda sorunların uluslararası boyuta taşınma hedefi daha önceden bu uygulamanın olmadığı anlamına gelmemektedir. Somali'deki en büyük trajedi, uluslararasılaştırmayı kimin çıkardığıdır. Uluslararasılaştırma hedefi Siyad Berri'nin devrilmesinden sonra 'Somali'nin Kurtarılması' adı altında Somali'nin kanlı trajediden kurtarılması için ortaya atıldı. Ancak bu hedef, savaş lordlarının Somali'nin cesedi üzerine ayaklarını basıp ve pençelerini saplamalarıyla sonuçlandı.
Bugün ortaya atılan korsanlığa karşı uluslararasılaştırma teklifi, Somali cesedinin üzerine, Afrika Boynuzu bölgesine ve kuzeydeki Nil Vadisi derinliklerine korsan lordlarının pençelerinden daha kuvvetli, ölümcül pençeleri salınmasından başka bir sonuç doğurmayacak.

Uluslararasılaştırma, bölgesel ya da bölgesel olmayan deniz suları alanıyla ve korsan çetelerini ortadan kaldırmayla sınırlı kalmayacak. Aksine askeri zorunluluk, kurallar, uzantılar, ittifaklar, dostluklar, yapay ve sözde çıkarlar bahanesiyle uluslararası silah gücüyle askeri kontrol altına alma çabasına dönüşecek.

Bu güç, savaş lordlarına ve Afrika'daki savaş sahalarında sürekli savaşan Afrika Birliği ordularına tabi paralı askerlerin ve Habeş askerlerinin yerlerini almaya çalışacak.

İslami Mahkemeler.... İlk Hedef

Korsan sorununun uluslararası askeri boyuta taşınması aracılığıyla direk bir şekilde hedef alınan Somali yerel gücü hangisi?

Bu konudan bahseden en açık gösterge belki de İngiliz BBC haber sitesinde 20.11.2008 yılında Afrika Meseleleri Analizcisi Martin Blaot kaleminden hazırlanan rapordur. Martin Blaot'un bu makalesinin başlığı 'Somali'de korsanlar İslamcılarla beraber çalışıyor'. Bu makalesinde yazar, 'terörün ve güvenliğin gözetimi için 'Jains raporu'na dayanıyor.

Raporu hazırlayanlar, Blaot ve BBC'deki yetkililerin hepsi biliyorlar ki; korsanlık eylemleri, İslam mahkemelerinin Somali'yi kontrol altına aldığı kısa dönem dışında hiç düşüş göstermedi. Bu nedenle kolaylaştırmak için dolambaçlı bir yol izlemeleri gerekiyordu. Makalenin yazarının dediği 'ittifak kutsal değildir' sözü, tarafların çıkarlarının kesişmesi ve silah ve finansman sağlayabilme çağrılarıyla daha sonra çıkmıştır.

Bu bahaneye, meseleye Somali meselesi gözüyle değil de, iş yerini ve günlük rızkını tehdit eden olaylara baktığı gibi bakan batılı bir okuyucunun inanması mümkündür. Ancak söz Arapça olarak Arap okura yöneltilmektedir. Görünen o ki bu bahaneyi ortaya atanlar, Somali'nin tarihi ve gerçeği, ülkedeki trajedik gelişmeler, kapsamı dışında oluşturduğu güçler, işgal, baskı ve yolsuzlukla aynı anda mücadele eden ve Somali'de kontrol altında tuttuğu her noktada iktidarda olduğu dönem boyunca istikrar ve güvenliği yayan İslami mahkemelerin rolü hakkında cehaleti yaymaya çalışan siyasi ve basın kampanyalarının çokluğuna dayanıyorlar. Bizler şu anda uzun zamandır devam eden kanlı trajedik dönemlerden yeni bir tanesinin öncesini yaşamaktayız.

Somali yeni bir askeri saldırının eşiğinde. Son Habeşi saldırısı 'Oğul Bush' ismini, savaş lordları da kendilerinden öncekilerin isimlerini taşıdıktan sonra bu da 'Obama' ismini taşıyabilir. Aynen Afganistan'da ve çevresinde, Irak ve çevresinde uzaktan olduğu gibi bu saldırı da denizden uzaktan bombalama şeklinde gerçekleşecek. Sonra o yerin sahipleriyle direk çatışmaya girildiğinde, skandal hezimetin başlangıcı gelmiş olacak. Bu durumun Somali topraklarında da tekerrürü mümkündür.

Saldırı, oğul Bush ve yeni muhafazakârların neden olduğu çatlaklardan sonraki aşamada, Arap, İslam ve Afrika bölgesindeki seçkin konumu nedeniyle, bu tür yardımlaşmada ilk tecrübe olması ve ileride Afganistan'da da benzeri bir yardımlaşma ortamı oluşturulması düşüncesiyle savaşın Somali ve Somalililer yönüne çevrilmesi için uluslararası devletlerin yakınlaşması talebiyle Atlantik-Avrupa-Rusya ortak elbisesini giyebilir.

Somalililer... Sahip olduklarıyla kendilerini ve topraklarını savunuyorlar. Sahip oldukları ise çok az. Arapların, Müslüman ve Afrikalıların da kendileriyle beraber varlıklarını, topraklarını, ülkelerinin geleceğini, halklarını ve servetlerini savunduklarına dair bir gösterge yok. Acaba Somali, Arap-İslam-Afrikalı düzeyinde bir uyanışın kapısı olabilecek mi yoksa o da savaş alevlerinin, Somalililerden ve diğerlerinden; yoksun kalanların ve acılar yaşayanların üzerine serili gaflet sahalarından birisi mi olacak?

*Almanya?da yaşayan Suriye asıllı araştırmacı-yazar.

Bu makale Defne Bayrak tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara