Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Massoud: 11 Eylül, en çok Müslümanlara zarar verdi

Cennetin Krallığı ve Kurtlar Vadisi Irak filmlerindeki oyunculuğuyla Türk izleyicisinin gönlünü çelen Suriyeli oyuncu Ghassan Massoud, birkaç gündür İstanbul'da.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-29 14:40:00

Massoud: 11 Eylül, en çok Müslümanlara zarar verdi

Massoud, genç yönetmen Cihan Taşkın'ın ilk filmi 'Kelebek'te çağdaş bir Mevlevi dedesini canlandırıyor. Mahmut Bengi'nin senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği Kelebek filminde Caner Cindoruk, Deniz Bolışık ve Serhat Yiğit, Ghassan Massaoud'a eşlik eden oyuncular. Afganistan'a yardım için giden dört gencin yaptıklarını ve yapamadıklarını anlatan film, iki buçuk saate yaklaşan süresiyle dikkat çekiyor.

HASAN DEĞİL, GHASSAN!

Siz siz olun, Ghassan'a Hasan diye hitap etmeyin! Zira çoğumuzun, İngilizce okunuştan dolayı farklı yazıldığını düşündüğümüz ismi, aslında 'gayn' harfiyle başlıyormuş; yani Hasan değil, Ghassan. Massoud'da bir sorun yok, o bizim bildiğimiz Mesud. Merak ettiğimiz bu sorunun cevabını aldıktan sonra, konakladığı World Park Hotel'de sohbetimize başlıyoruz. Türk sinema seyircisi Massoud'u 2005'te tanımış olabilir; ama 51 yaşındaki Suriyeli oyuncu gayet tecrübeli. Arap Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olduktan sonra Tiyatro Akademisi'ne kaydolan Massoud, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde bu alanda çalışmalar yaptıktan sonra Suriye'deki Tiyatro Akademisi'ne hoca olarak döner. Televizyonda, dizilere imza atan oyuncu, 'Sinemada karar kıldım.' diyor.

Cennetin Krallığı ve Kurtlar Vadisi Irak'ta canlandırdığı rollerin kendisine uyduğunu söyleyen Massoud, Kelebek filminde oynamayı da aynı sebeple kabul etmiş. 'Senaryoyu okuyunca, ekibi tanımadığım halde hemen kabul ettim. Böyle cesur bir filmi yapacak ekibin, Ridley Scott gibi tecrübeli olacağını düşünüyordum; ama genç bir ekiple karşılaşınca şaşırdım.' diyor. Filmin anlattıklarını ise çok önemsiyor: 'Kelebek, İslam'ın gerçek yüzünü göstermek için çabalıyor. İslam'ın terörle bağdaşmadığını; barış, sevgi ve hoşgörü dini olduğunu ortaya koymaya çalışıyor.' Sohbet sırasında, filme de konu olan 11 Eylül saldırıları sonrası artan İslamofobi'nin (İslam korkusu) önüne geçmek için Müslümanların yeterli gayreti gösterip göstermedikleri konusu da gündeme geldi. Kelebek'in bu yönde bir katkıda bulunacağını düşünen Massoud, esas noktayı da es geçmiyor: 'Müslümanların kendini yeniden gözden geçirmeleri gerek. Bazıları 11 Eylül'le gurur duydu. Halbuki gurur duyulacak bir şey değil. Şiddetle nereye gidebiliriz ki? 11 Eylül, Afganistan'dan Irak'a kadar bütün İslam dünyasına zarar verdi. Bunu sorgulayıp üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor.'

Siyasi konularla, 'derin analizler yapacak kadar' ilgilendiğini, ancak konuşmak istemediğini belirten Suriyeli oyuncunun, filmde, kendi başına bir örgüt olarak görülen El Kaide konusundaki tavrı kesin. Radikalliği kesinlikle anlayamadığını ve reddettiğini söyleyen Massoud, bu yolla bir yere ulaşılamayacağını düşünüyor: 'İnsanlar, ortak noktada buluşabilir.' Hazır konu açılmışken, Amerika'nın Ortadoğu politikalarının bir ürünü olan, 'Radikal İslam-Ilımlı İslam' söyleminin Kelebek filmindeki yansımalarına girelim diyoruz. Ancak Ghassan, bu konuda cellalleniveriyor: 'Amerika, İslam'ı bilmiyor ki beni tanımlasın, tarif etsin! İslam'ı siyasallaştırıp kendi söylemine uygun bir şekilde görmek istiyor. Amerika'nın İslam ve terör tanımlarını da kabul etmiyorum. Bir taraftan Filistin'deki direnişe terör diyorsunuz diğer taraftan İsrail'in katliamını terör diye tanımlamıyorsunuz. İslam'ı terörle nasıl bağdaştırabilirsiniz?' İslam'ın 'vasat' (orta yol) bir din olduğunu belirten Massoud, 'Amerika'dan da Sovyetler'den de önce, Peygamberimizden beri, orta yolu emrettiğini' söylüyor.

YENİ BİR HOLLYWOOD FİLMİ YOLDA

Ghassan'ın celalini cemale çevirmek için biz de sohbetin yönünü tekrardan sinemaya çeviriyoruz. Kelebek'te çağdaş bir Mevlevi dedesini canlandıran Massoud, bu konuda pek çok kitap okumuş. Sufi düşünceye ne kadar yakın olduğunu sorunca da, 'Kendimi sufi felsefesine yakın hissederim oldum olası. Bu kadarını söyleyeyim, gerisi bana kalsın.' demekle yetiniyor. Tecrübeli oyuncunun, Hollywood'dan gelen teklifler konusunda hassasiyetleri doğrultusunda ince eleyip sık dokuduğunu biliyoruz. En son 'Karayip Korsanları' serisinin üçüncüsünde rol almış, Ridley Scott'ın 'Yalanlar Üstüne' filmindeki 'terörist şeyh' rolünü de geri çevirmişti. Şu an, yeni bir film projesi dolayısıyla Hollywood'la dirsek temasına geçmiş. Detayları açıklamak istemeyen oyuncu, 'Anlaşabilirsek duyuracağız.' diyerek geçiştirse de, biraz ipucu almaya çalışıyoruz. Independent yapım şirketinin projesinde 'bilinen bir ismin' yöneteceği filmde Massoud, Arap asıllı bir Amerikalıyı canlandıracak. Vatanına dönmek isteyen babaya, iki çocuğu ve Amerikalı eşi karşı çıkar. Massoud, projeden ümitli: 'Sanıyorum, iyi bir film olacak. Kendi içinde duygusal çelişki yaşayan bir karakter var. Sosyal ve ailevi meseleleri anlatan bir film. Bu fikri ve konuyu yeni bulduğum için kabul ettim.'

'Obama, dünya için bir şans'

'Barack Obama'nın başkanlığını önemsiyorum. Bu adamın önemli bir katkıda bulunacağını düşünüyorum. Ancak onunla beraber çalışan ekip konusunda kuşkularım var. Buna rağmen siyah bir adamın 'Beyaz Saray'a girmesi bir devrim bence. Belki de bunun yansımaları beklenmedik bir şekilde olacak. Şunu da söyleyebiliriz ki Bush'un devri kapandı; hamaka ve habaka devri.'

(Zaman)

 

Haber Ara