Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

Güneydoğu Anadolu'ya kanser uyarısı

Coğrafi koşullardan dolayı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kanser hastalıkları yoğun olarak görülüyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-26 18:50:00

Güneydoğu Anadolu'ya kanser uyarısı


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yoğun olarak yaşanan cilt kanseri hastalıkları ile ilgili bir açıklama yapan Dicle Üniversitesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bozkurt, coğrafi koşullardan dolayı bölgede kanser hastalıklarının yoğun olduğunu belirterek vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Yrd. Doç. Dr. Bozkurt, Dicle Üniversitesi olarak meme kanserinden dolayı göğsü alınan hastalara estetik cerrahlar eşliğinde yapılan operasyonlarla yeni meme yapabildiklerini söyledi.

Güneydoğu Anadolu'da dik gelen güneş ışınları cilt kanseri riskini artırıyor

Diğer bölgelere oranla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde daha yoğun olarak görülen ve hastalığın ilerlemesi durumunda ölümlere sebebiyet veren cilt kanseri ile ilgili bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bozkurt, bölgede dik gelen güneş ışınlarından dolayı cilt kanseri sayısının daha fazla olduğunu ve bu hastalığın teşhisinin zamanında yapılması gerektiğini vurguladı.

Cilt kanseri ile mücadele konusunda yapılması gerekenleri anlatan Bozkurt, şunları söyledi:

'Diyarbakır, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi kanser açısından farklılık gösteriyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri coğrafi şartlarımız. Özellikle bu bölgede güneş ışınlarının daha dik gelmesi, hastaların büyük bir kesiminin kırsal kesimde yaşaması, bunların güneş koruyucu gibi birtakım maddeleri kullanmadıklarından ve eğitim seviyeleri düşük olduğundan Batı'ya göre cilt kanseri oranı bölgede daha fazla. Ama bölgenin şanslı olduğu bir özelliği ise, kuzey ülkelerine göre insanların cilt tiplerinin daha koyu olmasından kaynaklı olan bir avantajları var. Fakat bu avantajları onları yeterince korumuyor. Bu nedenle bu bölgede daha çok cilt kanserleri görüyoruz. Özellikle dudak bölgesinde, burun sırtında daha fazla cilt kanserlerine rastlamaktayız. Bu hastalıklar ile ilgili toplumumuz çeşitli söylentiler nedeni ile yanlış kanılara varabiliyor. Bizim başarısız sonuçlar elde etmemizdeki en büyük etken budur. Çünkü başlangıçta yapacağımız küçük bir ameliyatla bunları tedavi etmek mümkünken daha agresif, beyin tabanına yayılan kitlelerle karşılaşıyoruz. Çocuklarımızı güneşten koruyalım. Yetişkinler de güneş yağı sürerek dışarı çıksınlar. Biliyorsunuz ozon tabakası delindi, dünyanın etrafındaki katmanlar kabuklar inceldi. Ültraviyole A ve B ışınlarının etkisi daha fazla olmakta, bunun bilincine varmamız lazım. Mutlaka güneş yağları kullanmak zorundayız. Güneşin çok keskin olduğu saatlerde dışarıda gezmekten sakınmalıyız.'

Dicle Üniversitesi kanserli meme yerine yenisini yapıyor

Dicle Üniversitesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalı Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bozkurt meme kanseri ile ilgili olarak tıp alanında önemli gelişmeler yaşandığını ifade ederek meme kanseri hastası kadınların kabusu olan memelerinin alınması konusunda Dicle Üniversitesi olarak önemli bir aşama kat ettiklerini anlattı.

Göğsü alınan hastalara yeni bir göğüs yapabildikleri müjdesini veren Bozkurt, 'Meme kanserlerine geldiğimizde, biliyorsunuz kadınlar, belirli periyotlarda muayenelerini kendileri yapmaktadır. Fakat eğitim seviyesinin düşük olmasından dolayı ve maalesef bu bölgedeki hanımlarımız bu tip şeylere dikkat etmiyorlar. Meme kanseri tarama işlemleri Türkiye'de ve Güneydoğu Bölgesi'nde daha oturtulamadığı için daha ilerlemiş formları ile karşımıza gelmekte. Plastik cerrahisi açısından meme kanserine baktığımızda, bir kadın olarak kendinizi düşünmek gerekiyor. Erkek popülasyonunun bunu anlaması zor. Her kadın memesinin alınmasını kabul etmez. Bizim plastik cerrahi olarak bunlara sağlayacağımız konfor, bunların memeleri ile beraber ameliyat edilip tekrar meme şeklinde çıkmasını sağlamak olur. Toplumu bu şekil eğiterek bu tarz ameliyatlara başladık. Toplumumuzdaki kadınlar daha bilinçli olursa onlara daha çok yardımcı olacağız. Dolayısıyla memeleri alındıktan sonra aynı şekilde tekrar meme yapıp, tekrardan normal hayatlarına dönebilirler. Bu yapılan ameliyatlar kesinlikle onların sağlığını bozmayacaktır. İleri toplumlarda bütün meme hastaları aynı seansta tedavi edilebilir, biz bu imkanları kendilerine sağlayabilmekteyiz' diye konuştu.

En çok silikonu İstanbul tüketiyor
Güzellik meraklılarının vazgeçilmezi olan estetik operasyonlara da değinen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bozkurt, yapılan estetik operasyonların güzelleşmek amacı ile değil fonksiyonel amaçlarla yapılması gerektiğini dile getirdi.

Bozkurt, estetik operasyonlar ile ilgili açıklamalarında şunları kaydetti:
'Güzelleşmekten ziyade ben şöyle diyeyim, esasında bu kozmetik bir bakış açısı mı yoksa kadınların kendini daha iyi hissetmesi mi? Sonuçta hem memenin göze hoş görünmesi hem de kadınların tekrar sağlığına kavuşması önemli burada. Çünkü biliyorsunuz büyük memeler, kendilerinde boyun fıtığı, bel fıtığı, özellikle sutyen izi, yazın ise terlemelerde pişiklerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Dolayısıyla bunların güzelleşmek amacıyla değil fonksiyon amacıyla yapılmasını söylüyoruz. Diğer taraftan baktığımızda küçük memelerin doğal hale getirilmesi silikonla mümkün olabilir. Aylık İstanbul'da tüketilen silikon sayısı 500'dü , bütün Türkiye'ye baktığımızda yaklaşık 250-300 tane silikon tüketiliyor. Demek ki İstanbul tek başına diğer bütün Anadolu illerinden, Ankara, İzmir dahil olmak üzere 2 katı daha fazla silikon tüketiyor. Tabi oransal olarak illere baktığımızda Diyarbakır'da diğer illere göre daha az olduğu görülebilir. Ama bazı hastalarımız İstanbul'a büyük şehirlere gidiyor, sırf bilinmesin diye.'

Haber Ara