Esad Hocalar / TİMETURK
Yahudi dininden İslam dinine geçen Oryantalist Muhammed Esed'in hayatının belli dönemleri üzerindeki sır perdesi aralanıyor. Vefatının üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın farklı şahsiyeti ve fikirleriyle ardında bıraktığı etki hala söz konusu olan Muhammed Esed'in hayatı hakkında bugüne kadar gerçek anlamda detaylı bir eser hazırlanmamıştır.
Muhammed Esed'in 'Mekke'ye Giden Yol' isimli kitabı ise daha çok kendisinin ruhsal hayatını ele alan bir eser olarak nitelendirilmektedir. Almanca olarak yayınlanan 'Galiçya'dan Arap Yarımadası'na' isimli kitap ise bu boşluğu, özellikle de İslam'a girdiği ilk dönemi ele alarak bir nebze olsun bu boşluğu kapatmaya çalışmaktadır. Alman kitap piyasasında konusu itibariyle nadir kitaplardan sayılan bu kitap bir araştırma inceleme eseri olmasına karşın, akıcı dili nedeniyle büyük ilgi görmektedir.
Yeni piyasaya sürülen Kitabın başlığında ismi yer alan Galiçya Muhammed Esed'in doğduğu bölgenin ismidir. Bu bölge Avusturya İmparatorluğu'na tabi idi. Murad Wilfried Hofmann'ın, kitabın tanıtımı hakkında kaleme aldığı makalesini aşağıda yayımlıyoruz;
Esed, Hakkında Kapsamlı Bir Eser Yok
Muhammed Esed'in vefatının üzerinden onlarca sene geçti. 20. yüzyılda en çok etkili olan Avrupalı Müslüman. Ancak 1954 yılında hayat öyküsünü anlattığı geniş kitlelere ulaşan kitabı 'Mekke'ye Giden Yol' ve 1988 yılında Frankfurter Gazetesi'nin -gazetecilik hayatının başlarında bu gazetede çalışmıştır- kendisiyle yaptığı ropörtaj dışında bu olağanüstü adamın hayatı hakkında kısa süre öncesine kadar dahi, yapılmış kapsamlı ve yeterli bir çalışma bulunmamaktadır.
Ancak bu noksanlık bir nebze de olsa 1926 yılında İslam dinine girmesinden 1927 yılındaki Kahire yaşantısının ele alınmasıyla ortadan kayboldu. Yani bu kitap, bir öğrenci, sinemacı ve gazeteci olmasını, Hac farizasını yerine getirmek için hazırlanmasını kapsamaktadır.
Bu bilgiler, 'Galiçya'dan Arap Yarımadası'na başlıklı kitapta verilmiştir. Kitabı hazırlayan oldukça mütevazi ancak aynı zamanda aktif, Viyana'daki Avusturya Bilimler Akademisi'ne bağlı 'İkincil Halklar Bölümü'nde çalışan bir kimsedir. Leopold Weiss'in hayatındaki en doğru ayrıntıları -yüzeysel bilgilere önem vermeden - yorulmadan arıyordu.
Kitapta, Hiç Yayınlanmamış Bilgiler Yer Alıyor
Kitaba değer katan noktalardan bir tanesi de bugüne kadar hiç yayınlanmamış bazı bilgilere ve bazı nadir fotoğraflara yer veriyor olması. Kitabın kapağında da yer alan bu fotoğraflardan 1932 yılında çekilmiş olan bir tanesinde Muhammed Esed, Mahatma Gandhi'ye benzer bir şekilde saçlarını sıfıra vurdurmuş gözüküyor. Siyah gözleri derinliğini ve duyarlılığını yansıtıyor.
Ancak bundan daha iyi olan bir nokta var; kitap Muhammed Esed'in hayatından o dönemi kronolojik sıralamaya göre detaylı bir şekilde veren 3 sayfayı kapsıyor, Almanca gazetelerinde yayınlanmış, toplam sayıları 45 olan makalelerin tam listesini ve Muhammed Esed hakkında yazılmış makalelerden 3 sayfayı veriyor. Kitap, akademik bir araştırma inceleme niteliğinde olsa da okuyan bir hikaye okuyor gibi zevk alıyor.
Hayal Gücünden Doğan Bir Eser
Yazarın 'Mekke'ye Giden Yol' kitabındaki bazı detayların saf bir hayal gücü olduğunu ortaya koyması pek de şaşırtıcı sayılmıyor. Pola Hamide Esed de bu kitabı daha önce 'birinci derecede ruhsal hayatının hikayesi' olarak vasıflandırmıştı. (Johann Wolfgang von Goethe de 'Gerçek ve Kurgu' isimli kitabında aynı şeyi yapmamış mıydı?) örneğin ilk karısı Elsa Shimane (Cbejt) kendisinden 15 değil 22 yaş büyüktü ve Elsa'nın küçük oğlu 1922-1923 ve 1924-1926 yıllarındaki Doğu Seyahatlerinde kendilerine eşlik etmişti. Arap Zeyd'in kendisine eşlik etmesi de saf hayal gücünün ürünü olmaktan öte birşey değildi.
Yazar bunun dışında; annesi Waegnbaum'un ailesinin hayatı, babası ve babasının eşi, doktor kardeşi Heinrich Weiss, Nazi yönetimi döneminde hayatını kaybeden kız kardeşi Weiss, Esed'in onları toplama kamplarından kurtarma denemeleri, Viyana Üniversitesi'ndeki günleri hakkında ayrıntılar gibi daha önemli başka ayrıntıları da keşfedip ortaya koyuyor. (Kendisi sadece sanat ve felsefe tarihi değil aynı zamanda 1933 yılında Nobel Ödülü kazanan Erwin Schrodinger ile beraber fizik ve kimya da okumuştur. )
Esed'in Fikir Dünyasına Işık Tutuyor
Orada ayrıca Esed'in o dönemde Viyana'da daha sonra da 20'lerin başında Berlin'de meşhur Bohemyan aydınları çemberine girme denemeleri hakkında ince detaylara yer verilmektedir.
Yazar, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce ve sonraki siyasi, kültürel hayatı etkileyen entellektüel eğilimlere yönelik kısa metrajlarla Esed'in kültürel şahsiyetindeki gelişmelerin anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. (Freudçu Akım ? Sigmund Freud'a nisbeten-, anti-semitizm ve Siyonizm ve diğer kültürlerin anlaşılması). Bu bağlantı, Nietzsche ve Spengler ile karşılaştırıldığında Esed'in Batı kültürüne ve ahlaki çöküşüne yönelik incitici eleştirilerinin ardında yer alan sebeplerin belirlenmesine yardımcı olmaktadır.
Esed ve Herzl Karşılaştırması
Ancak kitap, o dönemde Viyana'da giderek artan anti-semitizmin Esed'in oryantalist yöndeki fikri değişimine etkisinin boyutu hakkında açık bir bilgi vermemektedir. Yazar Esed'i Theodor Herzl ile karşılaştırmaktadır. İkisi de sosyal yaşama entegre olmuş Avusturyalı birer Yahudi'dir. Herzl Marksizm ve siyonizme eğilim göstermişken (bu 'Tanrının seçilmiş halkı' küstah söyleminin ardında gizli fikrin laik şeklidir. ) Esed siyonizmi aşırı ırkçı bir hareket olma niteliği nedeniyle reddetmiştir.
Herhalükarda Esed, Filistin'in halksız bir toprak olmadığını çok iyi biliyordu. Buna, eşitlik ve evrenselliğe dayanan İslam ilkelerini anlaması aracılığıyla İbrahim soyundan gelen köklerinin keşfini de eklemektedir.
Günther Windhager 'Esed Hakkındaki Görüşüm' isimli kitabında, oryantalizminin baharı olan ilk yıllarında İslam'la bir alakasının olmadığını ancak Araplar ve Araplarla ilgili herşeyden hoşlandığını ve herşeyi takdir ettiğini vurguluyor. Bu görüşü Esed'in, bugüne kadar Arapça'ya tercüme edilmemiş; 1924'te yayınlanan ilk kitabı 'Romantik Olmayan Doğu' isimli kitabı da doğrulamaktadır. Hatta görünen o ki 1927 yılına kadar Esed, İslam dinini Arapların dini olarak kabul ediyordu. Arkadaşları ve ailesinin kendisini çağırdıkları gibi Bohem bir hayat yaşadı. Olaylarla, tersliklerle ve çelişkilerle dolu bir hayat. Bu da Profesör Gngarish'in de ifade ettiği gibi tek bir insanın hayatının ayrıntılarını veren kitap hakkında soruları beraberinde getiriyor.
Esed'in Hayatının İkinci Dönemi Sırlarla Dolu
Kitabın yazarı Windhager çok istediğim gibi Esed'in 1927-1992 yılları arasındaki hayatı hakkında bilgi veren ikinci kısmı yazmayı büyük bir kararlılıkla istemekte ise bu izlenim tekrar yenilenecek demektir. Esed'in hayatının bu dönemi, araştırılmaya değer sırlar ve olaylarla doludur. Bu ikinci dönem sadece Suudi Arabistan'daki, Libya'daki, Hindistan, Pakistan, Amerika, Fas ve İspanya'daki maceraları değil aynı zamanda İslam'ın önde gelen düşünür ve araştırmacılarından bir tanesine dönüşmesini kapsamaktadır.
Bu nedenle, Esed'in İslam Bilimlerinin çeşitli dallarında bıraktığı eserin gerçek bir şekilde sunumuna erişebilmek için yazarın, sadece kültürel sosyal bir olgu olarak değil semavi bir din olarak İslam dini üzerine derin araştırma yapması gerekir. Araştırmadaki bu derinlik aynı zamanda aynen Muhammed Esed'de olduğu gibi İslam'a girme ihtimalini de beraberinde getirecektir.
Ayrıca Esed'i sevdiğim için bu kitabın yakın gelecekte özellikle de Hindistan'da, Pakistan'da, İngiltere ve Amerika'da İngilizce'ye çevrilmesini de temenni ediyorum. Kitap şu anda sadece Almanca olarak mevcuttur.
Son olarak bilinmelidir ki bu kitap ince ilmi bir araştırmanın sonucudur. Konusu kitabı, Alman kitap piyasasında nadir kitaplardan kılmaktadır. Bu da hem yazarı hem de yayınevini modern çağda Avrupa kültür tarihi kitaplığını zenginleştirmek adına bulundukları katkıdan ötürü kutlamak için diğer bir sebeptir.
Muhammed Esed 1900 yılında, Doğu Galiçya'nın Lvov Şehri'nde Yahudi bir ailenin üç çocuğunun ortancası olarak dünyaya gelmiştir. Aile adeti üzerine o da özel din eğitimi almıştır. 13 yaşına geldiğinde İbranice'yi su gibi sökmüştür, Tevrat, Mişna, Gemara ve Talmud okuyup Aramice'yi de anlamaya başlamıştır.
1926 yılının sonbaharında eşi Elsa ile beraber Kur'an-ı Kerim'in Tekasür Suresi'nden etkilenerek İslam'a girmiştir. 1952 yılında 'Mekke'ye Giden Yol' adlı hatıratını ve seyahatnamesini yazmış 1992 yılında ise İspanya'da vefat etmiştir.
Not: Muhammed Esed hayatını konu edinen bu kitap yakında Mana yayınları tarafından Türkçe'ye kazandırılacaktır.