Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bu balık yüzlerce balıkçıyı tehdit ediyor

İsrail sazanı olarak bilinen istilacı balık Carassius'un, Türkiye'nin en önemli göletlerindeki balık çeşitliliğini yok ettiği, binlerce balıkçının işsiz kalma tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu bildirildi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-22 16:40:00

Bu balık yüzlerce balıkçıyı tehdit ediyor

Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Balıklı, Uzak Doğuda doğal ortamlarda yaşayan Carassius'un süs balığı olarak bilinen çeşitli türlerinin 15. yüzyılda şatolarda sergilenmek üzere Avrupa'ya getirildiğini anlattı.

Carassius balık ırkının, diğer balık ırklarıyla çiftleştirilerek çeşitlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Süleyman Balıklı, ''Çeşitlendirilen Carassius türü balıklar, zamanla Avrupa'daki çeşitli akarsu ve göllere bulaştı'' dedi.

Carassius'un 20 yıl önce Bulgaristan üzerinden Meriç Nehri ile Trakya'ya girdiğini vurgulayan Prof. Dr. Balıklı, şöyle konuştu:

''O yıllarda Trakya'da görmeye başladığımız balık türü, o bölgede hapsolabilirdi. Çünkü Carassius türü balıklar tatlı su balığıdır. İstanbul ve Çanakkale boğazlarını geçmeleri mümkün değildi. Ancak Devlet Su İşlerinin (DSİ) İpsala'da bulunan balık üretme istasyonu bu geçişi sağladı. DSİ'nin İpsala'daki balık üretim çiftliğinde sazan türleri üretilir. Bu istasyon, suyunu Meriç'ten alır. Bu su alım işlemi sırasında Carassius türü balıkların larvaları üretme istasyonuna bulaştı. Burada üretilen sazan yavruları DSİ'ye ait Türkiye'nin dört bir yanındaki barajlara bırakıldı. Böylelikle baş edilemez bir balık istilasıyla karşı karşıya kaldık.''

''BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILMALI''

Prof. Dr. Balıklı, istilacı balık türüyle mücadele amacıyla bilimsel çalışma yapılmasının gerekli olduğunu bildirdi.

Carassius'un değişik ve baskın bir üreme aktivitesi gerçekleştirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Süleyman Balıklı, sazan balığının yılda bir kez 300 bin yavru ürettiğini, Carassius'un ise yılda 8 kez ve her üremede yaklaşık 700 bin yavru meydana getirdiğini belirtti.

İstilacı balıkların yüzde 95'inin dişi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Balıklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Carassius'un erkeği, diğer sazan türlerini döller ve o sazan türünden oluşan balıkların tamamı kısırdır. Yani doğal olarak diğer sazan türünü kısırlaştırır. Ayrıca dişi istilacı balık başka ırkların erkekleri tarafından döllenebilir. Yani bu balıkla mücadele çok zor. Ancak yapılacak bilimsel çalışmalarla bu balık türünün dişisini kısırlaştırabilmek mümkün. Ekonomik değeri olmayan bu istilacı balık türünün yok edilmesi için bilimsel çalışma yapılması gerek. Tek mücadele yöntemi bu. Aksi takdirde diğer tüm balık ırkları kısa süre içerisinde yok olur.''

''ÇOK SAYIDA GÖLET İSTİLA ALTINDA''

Uşak Sportif Olta Balıkçılığı ve Su Hayatını Koruma Derneği (USOBDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Atalay da Carassius türü balıkların, ekonomiye çok ciddi zararlar verdiğini savundu.

Carassius'un, Manyas, Beyşehir, Ömerli, Sapanca, Karademir, Küçükçekmece, Kavakgöl, Işıklı, İznik, Gala gölleriyle çok sayıda küçük gölette istilacı hale geldiğini dile getiren Atalay, şunları kaydetti:

''Uşak'ın Eşme ilçesinde bulunan Üçpınarlar Sulama Göleti, İsrail Sazanı istilası altında. 1993 yılında gerçekleştirilen balık aşılama programı kapsamında gölete bırakılan İsrail Sazanı, bugün göleti tamamen ele geçirdi. Gölette başka balık türüne rastlamak mümkün değil. Üçpınarlar Sulama Göleti'nin değişik noktalarında oltayla yaptığımız avlamada tuttuğumuz 20 balığın tamamı İsrail Sazanı. Kılçıklı yapıya sahip, tadı olmayan bu balık, ekonomik değere sahip değil. Bu yüzden kimse bu balığı yemez. Bir an önce önlem alınmalı.''

Carassius'un yok edilmesine yönelik bilimsel bir proje hazırladıklarını söyleyen Atalay, ''Uşak İl Özel İdaresi ile göletlerin bu balıktan kurtarılması için ortak proje hazırlıyoruz. Üçpınarlar sulama göletinde stok tespiti yaparak, balık oranını öğreneceğiz. Bu balığın nasıl ortadan kaldırılabileceği yönünde Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinden bilimsel destek almayı hedefliyoruz'' dedi.

''DEVLET ELİYLE GÖLETLERİMİZ YOK OLUYOR''

USOBDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Atalay, Türkiye'deki balıklandırma çalışmalarının tek elden yürütülerek kontrollerin artırılmaması halinde tüm göletlerin istilaya uğrayacağını ileri sürdü.

İstilacı balık türünün, göletlerdeki balıklandırma çalışmalarıyla yayıldığını iddia eden Atalay, şunları kaydetti:

''Bu balık, göletlere havadan gelmedi. Balığın yayılma haritasına iyi bakılmalı. DSİ ve Tarım Bakanlığı balıklandırma çalışmaları yapıyor. Bizim bölgemizde balık aşılamasını Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü yapıyor. 1993 yılında bu balık bu enstitü tarafından bırakıldı. Tuttuğumuz balıkların tamamının boyu 22-25 santimetre arası. Altı yıl önce bırakılan balıklar. İsteyerek ya da istemeyerek, göletlerimizin nasıl yok olduğu ortada. İstilacı balık sıfıra yakın oksijensiz ortamda bile yaşayabilir. Önüne çıkan her şeyi yer. Büyük balıklar fare ve yılanı bile yutar. Çok dirençli olduğu için göletlerdeki otla mücadele için üretildiği iddia ediliyor. Ayrıca sıtma hastalığıyla mücadele çerçevesinde sivrisinek larvalarının yok edilmesi için bu balıkların bırakıldığı söyleniyor. Eğer böyleyse otları ve sivrisinekleri yok edeceğiz diye diğer balık türlerini ve göletlerimizi yok ettik.''

''BU BALIKTAN ÜRETMEDİK''

Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Yılmaz Emre ise iddialar üzerine yaptığı açıklamada, Carassius türü balık üretimi yapmadıklarını belirtti.

Türkiye'de bilinçsiz balık aşılaması yapıldığını vurgulayan Emre, ''Tunceli'de, İznik'te Gümüş Balığı var. Beyşehir Gölü'nde Yeşil Sazan var. Bazı şirketler, ekonomik değeri olan bu balıkların üremesini istiyor. Ekonomik değere sahip balıklar, birileri tarafından o göletlere bırakılıyor ve baskın ırk olmaları sağlanıyor. Tunceli'de Gümüş balığı görülmesi çok ilginç. İsrail Sazanı ise bir şekilde yayılıyor. Hiçbir ekonomik değeri olmayan bu balık göletleri ele geçiriyor'' diye konuştu.

CARASSIUS GIBELIO - İSRAİL SAZANI

Carassius türü balıklar, gri rengi nedeniyle sazandan güçlükle ayırt edilebiliyor. Erken yaşta üremeye başlayan Carassius'un boyu, 80 santimetreye ulaşabiliyor. Her türlü iklim şartına dayanıklı olup, oksijensiz ortamda hayatta kalabilen İsrail Sazanı, tuzlu suda bir süre yaşayabiliyor. Carassius, aşırı yavrulamayla erkeğinin diğer balık türlerinin dişilerini kısırlaştırabilmesi nedeniyle baskın ırk haline geliyor. Vücudunda binlerce kılçık barındıran İsrail Sazanı'nın eti lezzetsiz ve yüksek miktarda su barındırıyor.

Haber Ara