Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Dr. Halis Ulaş, sinir sistemi ilaçlarının kullanım sıklığının her geçen gün arttığını belirterek, 'Sinir sistemi ilaçları, Türkiye ilaç pazarında antibiyotik, kalp damar sistemi ve romatizmal ilaç grubundan sonra dördüncü sırada yer almaktadır' dedi.
Dr. Ulaş, ilacın yalnızca tanı ve tedavi bakımından tıp uygulamalarının bir aracı olmadığını, 'aynı zamanda iktisadi faaliyetlerin, ilişkilerin ve politikaların özgün bir örneğini oluşturduğunu' ifade etti.
İlacın yaşamsal bir önem taşığını vurgulayan Ulaş, 'Bu durum, ilaç üzerinden elde edilen karın göz ardı edilmesine neden olmaktadır' değerledirmesinde bulundu.
Ulaş, bir derginin her yıl düzenli olarak yayımladığı en büyük gelire sahip 500 kurumun sıralı listesinde ilaç endüstrisinin karlılık oranlarının oldukça çarpıcı olduğunu ifade ederek, 'İlaç endüstrisinin 1970'de kar oranı yüzde 9 iken, 2000'e gelindiğine bu oran yüzde 19 olmuştur. 2007'de ise yılık yüzde 19.6'lık karlılık oranıyla tüm sektörler arasında petrol endüstrisinden sonra ikinci sırada yer almıştır' dedi.
'Sinir ilaçlarında artış'
Ulaş, Türkiye'de de ilaç pazarında sinir sistemi ilaçlarının önemli bir yer işgal ettiğine dikkati çekerek, sinir sistemi ilaçlarının, Türkiye ilaç pazarında antibiyotik, kalp-damar sistemi ve romatizmal ilaç grubundan sonra dördüncü sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının raporuna göre de 2003-2008 yılları arasında Türkiye'deki ilaç gruplarının pazar payı değerlendirildiğinde, antibiyotik, kalp-damar sistemi ve romatizmal ilaç grubunun pazar payının azaldığını, sinir sistemi ilaçlarının pazar payında ise ılımlı bir artış gözlendiğini ifade eden Ulaş, sinir sistemi ilaç grubunda antidepresan ve antipsikotik ilaçların önemli yer tuttuğunu bildirdi.