Orgeneral İlker Başbuğ'un Nisan ayında basınla iki kez biraraya geleceği,toplantılara bugüne kadar alınmayan bazı medya temsilcilerinin de katılacağı günler öncesinden duyurulmuştu. En ön sırada ise eski genelkurmay başkanları vardı.
Sabah gazetesinden Nazlı Ilıcak, Star gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, aynı gazetenin başyazarı Mehmet Altan, Yeni Şafak gazetesinden Fehmi Koru, Ali Bayramoğlu ve Kürşat Bumin toplantıya davet edildi. Ayrıca 27 Nisan e-bildirisine en sert tepkiyi koyan Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, Radikal gazetesi yazarı Akif Beki de davetliler arasında yer aldı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un iki saat süren konuşması medya temsilcilerince hem üslup hem de içerik açısından olumlu bulundu.
Orgeneral İlker Başbuğ'un bir akademisyen titizliğiyle sunduğu iki saatlik konuşması medya temsilcilerince önce üslup açısından değerlendirildi.
Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar
'Genelkurmay başkanı konuşurken üniformalıydı ama mesajlarına baktığımızda daha çok sivil bir akademisyen vardı sanki karşımızda. Ben çok pozitif, olumlu ve çatışmadan uzak bir tavır içerisinde gördüm.Askerlerden duymaya pek alışık olmadığımız bir üslüp içerisindeydi.'
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru
'Böyle bir toplantı düzenlenmesini zamanlama açısından ve davetliler açısından önemli bulduğumu belirtmek isterim. yakın bir zaman öncesine kadar toplantılara davet edilmeyen medya mensuplarının da ilk kez davet edilmelerini de o yeni döneme uygun bir davranış olduğu için de önemli.'
Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak
'Genellikle kullanılan dil ağır, otoriter, sert olurdu. Başbuğ bir kere demokratik ve sivil bir dil kullanmaya özen gösterdi.'
KONUŞMANIN İÇERİĞİ
Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasının içeriği de medya temsilcilerince olumlu bulundu.
Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak
'Aynı zamanda siyasi otoriteye boyun eğmek demek demeyelim de yani siyasi karar mekanizmasını askerin dinlenmesi gerektiğinin altını çizdi.Evet bu mekanizmasının bizler de katkıda bulunabiliriz ama böyle anladım nihayi karar siyasi otoritenindir dedi ben böyle mesaj aldım'
Şamil Tayyar, 'Özellikle laiklik kavramının yanısıra demokrasi kavramına özellikle vurgu yapması belki darbe heveslileri buna üzülecektir ama genelkurmay başkanının demokrasiye Türk Silahlı Kuvetleri'nin sonuna kadar bağlı olduğunun altını çizmesi son derece önemliydi' dedi.
Derya Sazak, 'Bireysel hakları, özgürlükleri, kültürleri koruyalım ama bunlar ikincil kimlikler olsun. Üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olsun. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesten sözetti' şeklinde konuştu.
Fehmi Koru, 'İnsanlar kendilerini yalnız hissediyorlar ve bu yalnızlık da onları kendileri gibi düşünen başka insanlarla biraraya gelip gruplaşmaya, cemaatleşmeye itiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri adına yapılan açıklamada bunun eğer dini istismar edilmesi şeklinde kendini belli edecekse bunun yanlış olduğu söyleniyor ki bunu herhalde herkes kabul eder' diye belirtti.
İlker Başbuğ'un konuşmasını dinleyen diğer gazeteciler Taha Akyol, Hasan Celal Güzel, Fatih Çekirge ve Eyüp Can CNN Türk'e Org. Başbuğ'un mesajlarını değerlendirdi.
Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol:
'Son derece kaliteli bir konuşmaydı. Org. Başbuğ'un söyledikleriyle prensip düzeyinde mutabıkım. Bütün komutanlar arasında en fazla demokrasi vurgusu yapan bir konuşma yaptı.
Çoğulculuk kavramını, alt kimliklere saygıyı vurguladı. Atatürk'ün ulus tanımının içinde 'Türkiye halkı' kavramını öne çıkardı. 'Türk milleti' diyoruz. 'Türk burada sıfat değil, vatandaşlık ismidir' diye vurgu yaptı.
Anayasa değişikliğine karşı çıktı, Türkiye'yi üniter devletten koparıp, farklı kimliklerin olacağı bir değişikliğe karşı çıktı.
Terörle mücadelenin silahlı ve haklı tarafına vurgu yaptı ama 'Terörist de bir insandır' dedi. Bu basit bir merhamet duygusu değil, teröristi dağa çıkaran sabepleri saydı. Bunlar önemli yaklaşımlardı.
Laikliği dinin önemini vurgulayarak anlattı. Anlıyorum ki cemaatleri ciddi bir mesele olarak görüyor. İrtica kelimesini kullanmadı bu da çok önemli.
Radikal yazarı Hasan Celal Güzel:
'Güzel bir konuşma yaptı, halkın anlayabileceği kavramlar kullandı. Kendi fikirlerinin yansımasını bulabiliriz Başbuğ'un konuşmasında. Demokrasi vurgusu, meşruiyet ve hukuk vurgusu çok kuvvetliydi.
Terörle mücadele konusunda analize girmeden önce sosyolojik tahlil yaptı, kimlik konusunu inceledi. Bu çok önemliydi. Kimlik politikasının anayasaya yansıtılamayacağını belirtti. Laiklik vurgusu çok iyiydi. TSK'nın dine karşı olmadığını söylemesi de çok önemlidir. 'Asker ordu peygamber ocağıdır' dedi.
Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge:
'Genelkurmay Başkanları içinde bu bir ilk, yıllık konuşmalar yapmazlardı. Değişik konularda kamuoyuna ve değişik yerlere, biriken hassasiyetlerin mesajını vermek istedi.
'TSK mensuplarının üniforması şerefidir, ve bu şeref herşeyin üzerindedir' dedi. Burada, güven ve itimat üzerine keskin bir vurgu var. 'Bize itimat edin demeye getirdi. Birşey olursa biz kendi içimizde hallederiz. Bunları kendi tabanına yönelik olarak söyledi. Bir basın toplantısı yapacağım dedi. Bu da çok önemli.
TSK'nın da kendi içinde kafasının karışık olduğu bir noktaya parmak bastı. 'Türklük' konusu. Bu müthiş bir açılım. Eğer, 'Türkiye halkı' yerine 'Türk' deseydi etnik bir kavram çıkardı. TSK da kavram teknolojisini geliştiriyor.
'Demokratik görünme kimliği altında TSK yıpratılmaya çalışılıyor, biz bunu kabul etmiyoruz'' dedi. Çok sert birşey demedi.
'TSK'yı dinsiz göstermeye çalışıyorlar' dedi ve tatlı bir üslupla değerlerimiz var diyerek, siyasetin önünü açıcı mesajlar verdi.
Referans gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can:
'Fazlasıyla akademik bir konuşmaydı. 2 saate yakın konuştu. Kendi alanında otorite sayılan düşünürlere atıf yaptı. Weber, Metin Heper gibi... Obama'dan bahsetti. Kennedy'den bahsetti. Kendi duruşu asker ancak entellektüel kimliğini ortaya koymaya çalıştı. Kennedy'e yaptığı atıf önemli. Kennedy'nin askerlerle yaptığı konuşmayı hatırlattı, askerlerin de tarih, kültür bilmesi yönünde. Çatışma konularının sadece askeri güçle çözülemeyeceğine atıf yaptı.
Taraf, Zaman ve Vakit yoktu
Bu arada konuşma salonunda, Taraf, Zaman ve Vakit gazetecilerinin temsilcileri yoktu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un güncel konuları değerlendireceği ikinci basın buluşmasının da önümüzdeki hafta yapılması bekleniyor.