Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

TermiNATOr'a karşı Globokop

Milyonlarca ölü ve yerlerinden edilmiş milyonlarca insan varken, NATO?nun yeniden Afganistan'ı hedef alması çok acı bir ironidir.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-10 10:58:00

TermiNATOr'a karşı Globokop


Pepe Escobar*

Strasbourg halkı, geçtiğimiz Cumartesi Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü?nün (NATO) 60ncı yıldönümünün Fransız-Alman ortak yapımı kutlamalarında oylarını evlerinin balkonlarında verdiler. Fransız polisi tarafından zorla kaldırtılana kadar ?Barış? pankartlarının yanında, binlerce ?NATO?ya hayır? pankartı gökyüzünü kaplamıştı.

?Liberal demokrasi?yi bastırmanın başlıca taktikleri, kaçınılmaz surette gösterime sunulmuş durumda ?Londra?daki G-20 zirvesinin ?dünyayı kurtarmak için 275 dakikamız var ve bütün önereceğimiz şey, IMF için yarım trilyon dolardır?gibi çok abartılı ifadelerinde olduğu gibi.

Bu durumda ahenkli bir mecaz vardır. NATO 4 Nisan 1949?da Washington?da kurulduğu zaman, filmin müziği Gershwin?in ?Mutlaka öyle olmayacak? şarkısıydı. Eski Varşova Paktı?ndan yedi ülke, 2004?te kabul edildiğinde ise filmin müziği gişe rekorları kıran dehşetli Titanik?ten geliyordu. 60ncı yıldönümü kutlamaları (Barack Obama, Nicolas Sarkozy, Angela Merkel üçlüsünün katılımıyla) Baden-Baden?i darbesine gelince, George Bizet?nin Carmen?i sahne müziğiydi bu sefer.

Carmen, ne kadar falcıya inanan bir çingeneyse ve sonu ölümle bitiyorsa, NATO da Washington falcısına inandığı için sonu ölümle bitebilecek global bir yolcudur.

Ritmin Sultanları

NATO?nun şüphesiz ki kutlayacak pek çok şeyi var. Fransa, -NATOland?da olağanüstü karısı Carla?ya göre ?Bruni Sultanı? olarak bilinen- adrenalin keşi Sarkozy yönetiminde, NATO?ya geri döndü. Obama, yeni ve kapsamlı Afganistan-Pakistan stratejisini NATO?ya sunuyor. NATO, Mafya istilasına uğramış Kosova?da ?barışı koruyor? (İspanya ve Yunanistan gibi NATO üyeleri tarafından bile tanınmamış bir varlık). NATO eksiksiz ve tam anlamıyla ?teröre karşı savaş? modunda, Akdeniz?de bir süper robot gibi davranıyor. NATO Afrika Boynuzu?nda korsanları gözetleyerek devriye geziyor. NATO Irak güvenlik güçlerini eğitiyor... 60 lık bir bünye için NATO tamamen zinde?.

Fiziksel olarak NATO?ya bir göz atacak olursak, Brüksel?in dışındaki Monts?da III. Leopold Bulvarı?nda devasa ve korkunç bir binayı işgal etmiş bürokratik bir kabustur. 320 komiteye bölümüş olan 5200 sivili istihdam eder ve 2.7 milyar dolarlık yıllık bütçesi vardır. Bu komiteler dünya üzerinde yayılmış bulunan 60,000 askerî birliği yönetir.

NATO savaşmak için uydurulan düşmanı Sovyetler Birliği?nin yıkılmasından sonra derhal ölmüş olmalıydı. Halbuki, Rusya yıkılmış bir halde perişan olduğunda ve Rusya Başkanı Boris Yeltsin jeopolitik meseleler yerine votka bardağını doldurmakla zaman harcadığı 1990lar boyunca NATO, çılgınca eğlendi.

1999?da -Amerikan endüstriyel-ordu tesislerindeki silah imalatçılarının zevkine göre- NATO ezici bir hava savaşı yaratarak Rusların müttefiki Sırbistan?la Balkanlara açıldı, ve bu savaştaki insani gerekçeler diye açıklanan şeyler gerçekte insani emperyalizm iken, o zamanki Amerikan Başkanı Bill Clinton tarafından dünya kamuoyuna yutturuldu.

Bir kuzey Atlantik topluluğu olarak NATO?nun fazla genişlemiş olduğunu söylemek meseleyi gereği gibi anlatmaya yetmeyen bir ifadedir. Üyelerden Romanya ve Bulgaristan Atlantik Okyanusu yakınında değildir. Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, bırakın okyanus yakınında olmayı, birer kara ülkesidir. Orta Asya?da, Afganistan (veya en azından Taliban tarafından kontrol edilmeyen yöreleri) fiilen NATO tarafından işgal edilmiştir. Almanya?daki Ramstein, İtalya?daki Aviano, Türkiye?deki İncirlik gibi mega üslerin, şimdi Bargam (Afganistan) çevresinde yetersiz bir muadil var.

İngiliz İmparatorluğu?ndan onlarca yıl sonra, ?Avrupa?, Hindikuş?u (yeniden) işgal etmeye çalışıyor. Afganistan NATO?nun Avrupa dışındaki ilk savaşıdır ve gelmiş geçmiş ilk kara savaşıdır. Bu savaş 26 üyeyi kapsar (şu anda bu sayı 28?dir; Arnavutluk ve Hırvatistan sonunda kabul edildi) buna ek olarak önceden beri tarafsız olan beş Avrupa ülkesi olan Avusturya, Finlandiya, İrlanda, İsveç ve İsviçre de dahil olmak üzere 12 ?ortak? ülke bu savaşa bir şekilde dahildir. Bu ülkelerin hepsi de, NATO?nun, karşılıklı askeri yardımı karara bağlayan kendi sözleşmesinin 5. maddesinin bugüne kadar ilk toplu hareketiydi.

?Bu kazanılamaz bir savaştır? şeklindeki tehlike işaretinin okunması ile, barışçı kamuoyunun öfkesini yatıştırma konuları bir karışım yapıldığında, pek çok Avrupa hükümeti, Afganistan?a yollanacak daha fazla askeri birlik için Obama?nın yardım çağrısını asla merhametle karşılamayacaktır. Örneğin Almanya?da Afgan savaşına karşı muhalefet yüzde yetmiş civarında (insani yardım ise farklı bir hikaye).

Çoğu ülke, ki bunlara en güçlüler de dahil, Obama?nın gizli ?ulusal anlaşma?ya bağlı taleplerinden uzakta duracaktır. Berlin?deki hukukçuların NATO?ya söylediği gibi, örneğin, Alman askerlerinin Taliban?a karşı, hasmına engel olmak maksadıyla karşı taraf harekete geçmeden önce yapılacak önleyici bir kara harekatı saldırısına katılmaları yasaktır.

ISAF (International Security Assistance Force- Uluslar arası Güvenlik Yardım Gücü), Aralık 2001?de Afganistan?ın, Batılı devletlerce başlayan ve Batı Pakistan?a kadar ülkenin her yanında yayılan ve hüküm süren devasa bir karşı-isyan (counter-insurgency=COIN) gerçekleşene kadar süren işgalini yönetti. Bu karşı isyanın yönetimi apaçık bir şekilde Amerikalılardan müteşekkildir ?çünkü işleri, her şeyden önce NATO?nun oldukça karmaşık siyasi oylama mekanizmalarını atlatarak yürütmektedirler.

ISAF?a karşı ?uluslar arası? hiçbir merci yoktur. ISAF, NATO?dur. Ve yığınlar halindeki muharip birliklerine ve hava saldırılarına karşı da sağlanacak hiçbir ?yardım? yoktur.

ISAF/NATO Kabil?deki gerçek bir kalenin içine yeniden inşa edilerek, isimlendirilmesi de yeniden yapılan Büyük Mesut Yolu (Great Masoud Road) üzerindeki eski bir binicilik kulübünde yönetiliyor. Durumun sorumluluğunu alan Avrupalı değil, bir Amerikalı olan General David McKiernan. Bu kişinin 1970lerde şahsi görevi Batı Almanya?nın Varşova Paktı?na gizlice sızmasını engellemekti, bugünlerdeki görevi ise, kendi sözleriyle, ?Avrupa?nın veya ABD?nin El-Kaide?ye gizlice sızmasını? engellemek.

Aklıma gelmişken, eğer herhangi birinin bir şüphesi olursa diye açıklayayım, Pentagon?a göre, bütün bu şeyler devam eden ?Sürekli Özgürlük Harekatı? kapsamı içindedir. Bu gerçekten ?sürekli? özgürlük Afganistan, Pakistan, Küba (Guantanamo dolayısıyla), Cibuti, Eritre, Etiyopya, Ürdün, Kenya, Kırgızistan, Filipinler, Seyşel Adaları, Sudan, Tacikistan, Türkiye, Özbekistan ve Yemen?den daha azını içermez.

McKiernan?ın büyük kehaneti ?NATO?nun değil Amerikan askerlerinin uyguladığı- Obama?nın gelecekteki Afganistan yayılması olmak zorundaydı. Unutulmamalıdır ki, blokaj savaşının ISAF?ın orijinal yetkisiyle bir alakası yoktur. Fakat sorun, savaşın sisinde gizlidir ve ISAF/NATO, yırtıcı bir hayvanın sağladığı barışı kabul eden zihniyetteki Amerikalılar kadar çok kapana kıstırılmış bir TermiNATOr olmaya başlamıştır. Bunu kafasının dikine gidenlerin bir koalisyonu olarak adlandırabilirsiniz. Avrupa kamuoyunun dehşete kapılmasına şaşmamalı bu yüzden.

Ve bu, kendi düşüncesine göre ?daha kapsamlı bir strateji, daha fazla hedefe odaklanmış bir strateji, daha disiplinli bir strateji? gereken Afganistan-Pakistan savaşı konusunda NATO?ya ders veren Obama?nın çöküşüne sebep oluyor. Sonunda, Obama?yı Avrupalılardan daha fazla para istemeye mecbur bırakıyor.

Bütün güney Afganistan?daki ISAF/NATO komutanı Hollandalı Tümgeneral Mart de Kruif, ?madem ki Amerikan birlikleri, ?kendilerinin en çok ihtiyaç duyuldukları yerlere, yani Taliban komutanlarının büyük ve önemli harekâtları başlatmaya muktedir oldukları yerlere: Kandahar ve Helmand eyaletlerine gidecekler,? öyleyse yayılmanın doğru olan şey olduğuna inanıyor. Mart de Kruif, Hollanda gazetesi NRC Handelsblad?a verdiği demeçte şöyle demiştir: ?karada daha fazla bota/ilave kuvvete htiyacımız var? ve ?aynı zamanda hava taşımacılığı vasıtasıyla daha fazla insan ve malzeme taşıyabiliriz?.

Fakat De Kruif, Petraus?un ortaya attığı yerel milislerin silahlandırılması fikriyle ilgili olarak Irak?ta yayılma planından bahsettiği zaman, bunun en azından ne kadar zor olacağının bilinmesine de izin vermiş oldu. ?Eğer yerel milisleri silahlandıracaksanız, onların yerel güç yapısını yansıttığından emin olmalısınız,? dedi. ?Aynı zamanda, yerel polis de milislere önderlik edip onları kontrol ederken yeterince etkili olmak zorunda. Hiç kimse milisleri yöneten kararsız bir komutan istemez. Milis üyelerine, polis gücü içindeki bir görev elde etme beklentisini ve umudunu vermelisiniz. Ve bir çıkış stratejisine sahip olmalısınız, varolan bütün o silahları yok ettirmeden, milisleri tekrar ortadan kaldırabilecek bir yol olmalı bu.?

Diğer bir Hollandalı ise, Irak savaşı taraftarı Bush?un ?kaniş?i olarak görülen Jaap de Hoop Scheffer, NATO?nun 2004?ten beri genel sekreteri. (Gelecek Temmuz?da görevi sona eriyor). Kendisi, Alman haftalık Der Spiegel dergisine şunları itiraf ediyor: ?Afgan savaşı ?askeri olarak kazanılamaz.? Onun yerine, başarının ?insanların kalplerini ve kafalarını ele geçirmek?te yattığına inanıyor. Tabii ki bir düğünü bombalamanın ?tali hasarlarını? toplayarak değil. (?İsyancılarla mücadele ederken sivil kayıplardan da kaçınmak konusunda dikkatli olmak zorundayız,? diyor.) Scheffer aynı zamanda ?Afganistan?ın hayati olduğu? konusunda İran?la işbirliğini itiraf etmesi için baskı görüyor.

PATO?nun mu vakti geldi?

NATO?nun anahtar konumdaki güçleri Fransa ve Almanya basit bir söyleyişle Rusya?yı düşman ilan etmenin maliyetlerini ve sonuçlarını kaldıramaz. Almanya Gazprom?un fiili enerji tutsağıdır. Sorumsuz Doğu Avrupalılardan farklı olarak, hiçbir Fransız veya Alman hükümeti, Rusya ve ABD arasındaki Yeni Soğuk Savaş?ın tutsağı olmak niyetinde olmayacaktır (Gürcistan ve Ukrayna?nın NATO üyeliğinin neden gidecek hiçbir yolu olmayan kontrolsüz bir gemi olduğunun ana sebeplerinden biridir bu). Paris ve Berlin, Moskova?nın Kaliningrad?a veya Rusya dostu Beyaz Rusya?ya, uçları kolayca kendilerine yöneltilmiş şekilde füze yerleştirebileceğini biliyorlar.

Rusya?nın NATO büyükelçisi, renkli kişiliğiyle tanınan Dmitry Rogozin?in, NATO?nun Rusya?yı kuşatan ?casusa karşı casus? takıntısına kesin tepkisi var. Der Spiegel?e yaptığı bir açıklamada: ?Onların üsleri bize yaklaştıkça, bizim onları vurmamız da kolaylaşıyor. Füzelere geçmişte ihtiyacımız vardı. Bugün ise makineli tüfekler yeterli,? dedi. Gürcistan ve Ukarayna?nın NATO üyeliği konusunda ise Rogozin neden ?Hitler?in, Saddam Hüseyin?in ve [Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail] Saakaşvili?nin? davet edilmediğini sordu.

Rogozin Fransız gazetesi Le Monda verdiği bir demeçte ise, Rusya?nın NATO?nun ?[Der Spiegel?in taktığı isimle] bir globokop (global robokop) değil, modern bir politik ve askeri müttefik olmasını umduğunu söyledi. Rusya bir ?kuşatma değil- bir ortaklık beklentisi içinde. Rogozin Afganistan?la ilişkili olarak Rusya?nın durumuna dair açık bir tavır sergileyemedi: ?Bizim korumak istediğimiz şey, her türlü aşırıcılığın Afganistan?ın sınırlarından aşarak içeriye girmesidir ve Pakistan gibi bölgedeki diğer devletlerde yönetimi ele geçirmesidir. Eğer NATO başarısız olsaydı, Afganistan?daki aşırı uçlara karşı Rusya ve ortakları savaşmak zorunda kalacaktı,? şeklinde konuştu.

?NATO-Rusya Konseyi mutlaka tekrar biraraya gelmeli. Moskova?nın resmi görüşü, ?Vancouver?den Vladivostok?a? kadar yayılan bir güvenlik düzenidir. NATO?dan bile daha hırslı bir istekleri var: ?Belki NATO, PATO?ya doğru bir gelişim gösterir, yani Pasifik Atlantik müttefikliği. Bizi uğraştırarak gözümüzü korkutacak başbelalarına izin veremeyiz.?

Fakat şu da var ki, Rusya?yla uğraşmak hiçbir zaman iyi bir fikir olmamıştır ?tarih ve coğrafya bilgisinden mahrum olan yeni muhafazakarlar hariç-. Sadece 2008?de en az 120,000 ABD ve NATO askeri Manas hava üssü vasıtasıyla Kırgızistan?a ulaştırıldı (bu üs bu yıl kapanacak). Bu, Kiber Geçişi?ndeki NATO ikmal yollarını bombalayan yeni-Taliban?la birlikte, Petraus?u alternatif geçiş yolları olarak Kafkaslar?a (yani Gürcistan ve Azerbaycan?a) dönmeye mecbur bıraktı, ve Orta Asya?da Kazakistan ve Tacikistan?dan yardım istedi; bu ise, yalnızca Rusya ?evet? derse gerçekleşecektir. Bu arada, Rusya cömertçe sınırlarını NATO?nun ikmal konvoylarının geçişine açtı.

NATO ne için var?

Filistin ne kadar İsrail Savunma Kuvvetleri?nin değersiz bir test laboratuarı ise, Afganistan ve şu anda Afganistan-Pakistan hem ABD ve hem de NATO için test aşamasındaki silah sistemleri ve Petraus?un karşı isyanının çeşitlemeleri için bir laboratuardır.

Diğer taraftan, NATO?nun beceriksizliği uyuşturucu cephesinde daha fazla belirgindir. NATO kuşatması altındaki Afganistan, tekrardan dünyanın bir numaralı afyon üreticisi ve ihracatçısı olmuştur. Ve bu, sırasıyla, halen yaşanmakta olan ABD/NATO uyuşturucu savaşına sebep olmuştur.

Böylece Afganistan-Pakistan gerçekten dönüştürücü bir savaş olmuştur ?bailangıçta Usame bin Laden?in avlanması amacı taşırken, daha sonra ?Taliban?a karşı savaşa ve Kolombiya steroidler uyuşturucu savaşına dönüşen bir savaş olmuştur. Bütün bunlar bir kenara bırakılırsa ebediyyen görünmez ?Petrolboruhattistan? açısı ?Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan iletişim hattı Bill Clinton yönetiminin, 1990ların ikinci yarısında iktidarda olan Taliban?ın hakkından gelmek suretiyle (ki bu boşa çıkmıştır) işbirliği yapmak istediği iletişim hattı 7.6 milyar $ ı merkezde toplamıştır.

Obama?nın şimdiye kadarki eylemlerine dikkat edersek, ve Pentagon?un zihniyetini göz önünde bulundurursak, Washington ve NATO?nun Avrasya?nın kalbinden fırlatılan bir taş olacak olan kritik önemdeki stratejik Afganistan?dan vazgeçmeyeceği ihtimalini destekleyen açık bir delil yoktur.

Sadece, Rusya?ya, Çin?e ve Şangay İşbirliği Örgütü?nün gözlemci üyesi İran?a soralım (ŞİÖ). ŞİÖ Haziran 2001?de kuruldu, en başta ulusal sınırları aşan uyuşturucu kaçakçılığı ve İslami fundamentalistlerle mücadele edecekti fakat daha sonra, enerji, ulaşım, ticaret ve altyapı konularında her türlü işbirliğini destekleyerek katkıda bulundu.

Hem ABD ve hem de NATO, ŞİÖ?nün amaçlarından birini tamamen görmezden geldiler: bitmeyen Afgan trajedisine bölgesel ve silahlanma dışı bir çözüm bulmak. ABD ve NATO?nun Bush dönemindeki inatçılığı Asya?nın NATO?suna dönüşen ŞİÖ sürecinde çok kabahatlidir. Asya ve Rus gözünden bakıldığında, NATO?nun ulus yapılanmasında, barışın korunmasında veya ?insani yardım? konularında yapabileceği hiçbir şey yoktur. Ve Afganistan bunu ispat etmiştir. Asyalıların ne TermiNATOr?a, ne de Globokop?a ihtiyaçları var.

Obama, McKiernan, Scheffer? bu isimlerin hiçbiri kabul etmeyecektir, fakat Washington?dakilerin ve Brüksel?dekilerin çoğu gerçekten NATO?yu sınırları olmayan bir TermiNATOr olmalarına yarayan bir araç olduğu için seveceklerdir; çünkü NATO sayesinde bütün yerkürede insani emperyalizmi sergilemek için BM?i bertaraf edecekler, El-Kaide?yi ve herhangi bir yerdeki teröristleri resmen elde edecekler ve Petrolboruhattistan ve Batı çıkarları için her yönüyle gereken petrol boru hattı topraklarını koruyacaklardır.

NATO tarafından desteklenen ABD, Afganistan?daki ve önceki enerji zengini Sovyet cumhuriyetlerindeki Sovyetler?den kurtulması gereken, ki öyle yapmıştır, ?İslami fundamentalizme? yeniden hayat bulduracak olan ebe idi. Gerçek şu ki, milyonlarca ölü ve yerlerinden edilmiş milyonlarca insan varken, NATO?nun şimdi Afganistan?da karaya oturmuş bir gemi gibi mahsur kalmamak için Rusya?dan yardım istemesi, Afganistan-Pakistan tarihinde çok acı bir ironidir ve kesinlikle son olmayacaktır.

*?Globalistan: Küreselleşmiş Dünya Nasıl Likit Bir Savaşta Eriyor? adlı kitabın yazarı ve Real News editörü

Bu makale Zeynep Yıldız tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.



SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara