Doğu ve Güneydoğu'da, hükümetin eğitim, sağlık ve altyapı yatırımların yanı sıra terör mağdurlarına tazminatlarının ödenmesi gibi sosyal projeleri de hızla hayata geçirmesine rağmen AK Parti'nin oy kaybına uğraması'nın şaşkınlığı yaşanıyor. Bölgede etkili olan sivil toplum liderleri, kanaat önderleri, siyasiler ve akademisyenler bu durumu, yerel seçimlerde hizmetten ziyade bölgede kimlik söyleminin ön plana çıkmasına ve AK Parti'nin çalışmalarını iyi anlatamamasına bağlıyor.
AK Parti'nin taktiksel hatalar yapması, bölgeye yönelik hizmetlerin seçim yatırımı olarak algılanması, hükümetin kendini yeterince anlatamamasının yanı sıra, 2007 seçimlerinden sonra gelen zafer sarhoşluğu, belediye başkan adayları ile milletvekilleri arasındaki uyumsuzluklar, aday seçiminde yanlış tercihler, parti teşkilatlarında başlayan yozlaşma ve yolsuzluk iddiaları, oy kaybının parti içi nedenleri olarak sıralanıyor. AK Parti'ye oy kaybettiren dış faktörler arasında ise 2007 milletvekili seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu'da alınan yüzde 54'lük oy oranını korumaya yönelik gerekli çalışmanın yapılmaması, yeni kurulan TRT Şeş ile bazı üniversitelerde Kürtçe Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması kararının kamuoyunda yeterince anlatılmaması ve DTP'nin bölgedeki seçim çalışmaları ise oy kaybının dış faktörleri olarak sıralandı.
'TRT ŞEŞ SEÇİM YATIRIMI OLARAK GÖRÜLDÜ'
Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Nart, DTP'nin seçim çalışmalarına bir sene öncesinden başladığını, bunun da neticesini aldığını söyledi. AK Parti'nin ise kendisini tam olarak ifade edemediğini aktaran Nart, 'AK Parti çalışmalarını anlatamadı. Burada teşkilatlar çok iyi çalışmadı. Seçim kazanılması noktasında çok büyük taktiksel hatalar yapıldı. Dolayısıyla hükümetin bölgeyle ilgili yapmış olduğu reformlar yeterli karşılanmadı. Bölgede insanlar hizmetten ziyade kimliği ön plana çıkardı. TRT 6 belki seçimlere kısa bir müddet kala değil de 1,5 sene önce açılsaydı etkisi daha fazla olacaktı. Bunlar hep seçim yatırımı olarak değerlendirildi. Bundan sonra AK Parti'nin seçim sonuçlarını çok iyi okuması lazım. Hükümet, Güneydoğu meselesini detaylarıyla masaya yatırıp değerlendirmeli.' şeklinde konuştu.
Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı ise AK Parti'nin bu seçimde doğu ve güneydoğu bölgesindeki insanların yaşadıkları sorunlara çözüm arayan, onlara hitap eden bir politik dil geliştiremediği için bu sonucu aldığını savundu. 'AK Parti bölgeye yönelik olarak yürüttüğü çalışmalarına ara vermeden devam etmeli' uyarısında bulunan Doç. Dr. Bağlı, seçim sonuçlarını şöyle yorumladı: 'Bugün seçimi kimin kazandığı veya kaybettiğinden daha büyük bir mesele var, o da ortada. AK Parti yerel seçimlerde kullanmış olduğu 'Sen Türkiye'sin Büyük Düşün' sloganının altını doldurabilmesi için buna uygun bir yol haritası belirlemeli ve yıllardır muhatap almadığı ülkeleri muhatap almak suretiyle büyüklüğünü DTP'ye karşı da göstermelidir. DTP'nin bunu her an sabote edebileceği ihtimali olsa dahi, vazgeçmemelidir. Bu bir oy alıp almama meselesi değil. Bu memleket meselesidir. Bunu çok büyük görmemeleri gerekiyor. Demokratik çalışmaları devam ettirmeleri gerekiyor. Ayrıca AK Parti'nin içinde derin devletin varlığından bahsedildi. Böyle olduğunda değil ama kamuoyuna öyle yansıdığı için oy kaybı yaşadı. AK Parti yavaş yavaş kaşlarını çatmaya başlayınca doğal olarak oy kaybettiler. Bölge çatık kaş istemiyor. Yeterince çatık kaş gördüler yıllarca.'
'AÇILIMLAR İLE SÖYLEMLER ÇELİŞİYOR'
Hakkari CHP eski Milletvekili Esat Canan; AK Parti'nin Doğu ve Güneydoğu illerinde oy kaybı yaşadığını, ancak bu kaybı çok görmemek gerektiğini söyledi. Genel ve yerel seçimlerin kendine göre farklı mukayeselerinin olduğunu ifade eden Canan, AK Parti'nin 2007'de oylarının yükseltmesinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde karşılaştığı antidemokratik tavra karşı halkın AK Parti'yi sahiplenmesinin etkili olduğunu vurguladı. Hükümetin yaptığı açılımların bölgede yeterince anlatamadığını savunan Canan, 'Milletvekilleri ve parti yöneticileri halktan kopmuş durumdalar. Onları halkın içinde bulmak neredeyse mümkün olmuyor. Hükümetin TRT Şeş'i kurması güzel ve alkışlanacak bir açılımdır. Ancak bu açılımlar bölgede anlatılamadığı için vatandaş tarafından samimi bulunmadı. Açılımlar ile söylemler bazın çelişiyor. Başbakan Erdoğan'ın Hakkâri'de 'Ya sev ya terk et' olarak algılanan sözü bu çelişkinin ürünüdür.' dedi.
Canan, 2008 Nevruz kutlamalarının Van ve Hakkari başta olmak üzere birçok ilde sorunlu geçtiğini ifade ederek, çıkan olaylarda insanların hayatını kaybettiği ve güvenlik güçlerin çok sert müdahalede bulunduğunu hatırlattı. Nevruzun huzurlu kutlanması ve gerekli izinlerin verilmesi için milletvekillerinin devreye girmediğini anımsatan Canan, Hakkâri'de küçük bir çocuğun kolunun kameralar önünde kırılması birçok insanda nefret duyguları oluşturduğunu kaydetti. Canan bunun da mutlaka sandığa yansımasının olduğunun altını çizdi.
Canan, bütün bunların yanı sıra DTP'nin bu seçimlerde bütün bölgede çok iyi hazırlandığını ve çok iyi bir seçim çalışması yaptığını da savundu. Buna karşılık 2007 seçimlerinde bölgede yüzde 54 alan AK Parti'nin rehavete kapıldığını ve neredeyse DTP'ye karşı hiç seçim çalışması yapmadığını söyledi. Canan, şunları söyledi: 'AK Parti Hakkari'de miting yapmadı. Milletvekilleri ve partilileri sokakta görmek mümkün olmadı. Ama bu çalışmaya göre bölge genelinde yine oy oranı normal. Bana göre AK Parti'nin sağduyulu davranarak açılımlara devam etmeli.'
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in açıklamasına da değinen Canan bunu 'talihsizlik' olarak nitelendirdi. Canan, insanların ötekileştirilerek ayırımcılık yapılmaması gerektiğini kaydetti.
ÖZTÜRK: BAŞBAKAN'IN 'YA SEV YA TERK ET' OLARAK ALGILANAN SÖYLEMİ HER ŞEYİ BİTİRDİ
2004 yerel seçimlerinde SHP-DEHAP koalisyonun Van Belediye Başkan adayı olan Mesut Öztürk, bölgede oy kaybına uğrayan AK Parti'nin kendi başarısızlığını, DTP'nin vatandaşa yaptığı iddia edilen tehdit ve baskılara bağlamasını yanlış buldu. Öztürk'e göre AK Parti'nin oy kaybetmesinin kırılma noktası, Başbakan Erdoğan'ın Hakkâri'de vatandaşların gözünün içine baka baka, 'ya sev ya terk et' anlamına gelen açıklamasıydı. O gün orada yapılan bu açıklama geçmişte ve daha sonra yapılan TRT Şeş gibi bütün açılımları gölgelemiş oldu.
Van ve Diyarbakır'da AK Parti'nin aday tercihlerinin çok yanlış olduğunu savunan Öztürk, adaylar belirlenirken, başta Kürt sorunu olmak üzere kangrenleşmiş diğer tüm sorunları çözebilecek özelliklere sahip olup olmadığına bakılması gerektiğini belirtti. Öztürk, 'Seçimden kayıpla çıkan AK Parti bu konuda kendini hesaba çekerek 2002 seçimlerinden sonra yaptığı AB reformlarına tekrar başlamalıdır. Yeni anayasa çalışmalarına hız verilmeli.' dedi.
Şanlıurfa Genç İşadamları Derneği (ŞUGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öksüzoğlu ise hükümetin devrim niteliğindeki TRT Şeş açılımının yeterince anlatılamadığını söylüyor. Bu konuda DTP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e de TRT Şeş mikrofonu uzatılıp, içerisinde propaganda olmayacak bir görüş veya kültürel sanatsal ağırlıklı projelerini anlatacak bir değerlendirmesinin alınması gerektiğini, belirten Öksüzoğlu, 'Bir kere Güneydoğu'da bir DTP gerçeği var ve bunu kabullenmek lazım. Ancak iktidar hükümeti bunu zannedersem göremedi veya görmesi için zaman yetmedi.' yorumunda bulundu.
ŞUTSO BAŞKANI ERTEKİN: HALK KAFASINDAKİ KORKULARI ATAMADI
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Sabri Ertekin ise AK Parti'nin Güneydoğu'da oy kaybına uğramasını halkın kafasındaki geçmişe dönük endişelerden henüz kurtulamamasına bağladı.
Ertekin, geçmiş dönemlerde bir taraftan devletin güvenlik gerekçesiyle köyleri boşaltması, diğer taraftan terör örgütünün köylere korku salması arasında sıkışan halkın bugün seçimlerde de aynı endişeyi taşıdığını savundu. Bunun yanında Ergenekon'un Güneydoğu ayağının çözümü noktasında hükümetten atılacak cesur adımların halkın gözünde daha fazla itibar kazanacağına vurgu yapan Ertekin, şunları söyledi: 'Bu uzun soluklu bir süreç. Öncelikle halkın kafasındaki korkuları gidermeniz lazım. Evet, hükümetin bölgeye yaptığı yatırımları kimse inkar edemez, ancak her şey yatırım değildir. Geçmiş yıllarda güvenlik gerekçesiyle köyler boşaltılırken, halkın arasında devlete karşı bir küskünlük ve korku vardı. Bu endişeler halen yaşanıyor. Bugün kimin kime oy verdiği bilinmez ama Diyarbakır'da DTP'nin kalesi diye bilinen bir mahalleden sandıkta AK Parti çıkarsa, o zaman bu insanlar davaya ihanet etmiş gibi görülüyor ve dışlanıyor, hatta tehdit ediliyor. Bunları yaşamak istemiyorsanız önce insanların kafasındaki endişeleri gidermeniz ve güvenliğini sağlamanız lazım. Aksi taktirde istediğiniz kadar yatırım yapın ama bir sonuç alamıyorsanız o zaman çözümü başka yerlerde aramanız lazım.' (CİHAN)
AK Parti'ye Güneydoğu'da kimlik kaybettirdi
AK Parti Güneydoğu'da büyük bir oy kaybı yaşadı. Bölgedeki kanaat önderlerine göre 'AK Parti Güneydoğu'da 'Kimlik' yüzünden kaybetti'
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-04-07 11:18:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara