Haber Merkezi / TİMETURK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO'da genel sekreterlik krizini bir basın toplantısı ile değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, 'Nato'nun 60 yıldönümüne rastlayan konferansını bugün tamamladık. açıklamalar yapıldı, çok önemli konular ele alındı. Almanya'ya teşekkür etmek istiyorum. Bu zirveye üye olarak katılan Arnavutluk ve Hırvatisyanı tebrik ediyorum. Açık kapı politikasını başından beri destekledik. Katılımların Nato'ya güç vereceğini söyledik. Umuyorumu ki kısa sürede onlar içine girer. Girmezlerse eksik olacağını düşünüyoruz. Nato stratajik dönüşüm içindedir. En güçlü savunma örgütüdür. Üye ülkeleri ve civarında operasyon yapıyor. Afganistanda dünyanın çeşitli ülkelerinde dünya barışı için büyük fedakarlıklar yapıyor. Türkiye 1952 yılından beri Nato'nun içinde yer alıyor' dedi.
GENEL SEKRETER İTTİFAKLA BELİRLENDİ
NATO'nun köklü gelenekleri olan bir ittifak olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, 'NATO'da Uzlaşma kültürü içinde mutabakat sağlanıyor. Mutabakat bazen uzun, bazen sancılı olmaktadır. Neticede uzlaşma ve bir mutabakat ve ittifakla kararlar ortaya çıkmaktadır. Bu kritik dönemde yeni Genel Sekreter çok önemliydi. Bu çerçevede Sn. Başbakan ve ben görüşlerimizi bazen basının önünde bazen de basının olmadığı yerlerde ilgili muhataplarımızla paylaştık. Önceliğimiz NATO'nun misyon ilke ve itibarının korunması ve geliştirilmesidir. Dün gece yarısına kadar çetin görüşmelerimiz oldu. Herkes fikrini söyledi. Ben de görüşlerimi muhataplarımla paylaştım. Bizim görüşlerimize ve kaygılarımıza hak verilmiş olmaktan büyük memnuniyet duydum. Müttefikerimiz bizim argümanlarımızı kabul ettiler' şeklinde konuştu.
İTTİFAKI OBAMA SAĞLADI
Dün akşamki toplantılardan netice alınamadığını vurgulayan Gül, 'Bugün sabah çalışmaya yenedin başladık. Obama ile uzun bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin çok faydalı olduğuna anlayış birliğine vardığımızı ifade etmek isterim. Daha sonra Danimarka başbakanı Rasmussen de katıldı ve üçlü olarak devam ettik. Neticede bizim kaygılarımızın giderildiğini ve isteklerimizin kabul edildiğini görünce NATO'nun gelenekleri gereği mutabakata ulaştık. ABD başkanı sn. Obama'ya teşekkür ediyorum. Yeni seçilen genel Sekreteri Rasmussen'e başarılar diliyorum. NATO'nun dünyada barış ve istikrar geliştirmesi için hep beraber gayret sarfedeceğiz.' dedi.
Cumhurbaşkanı Gal Gazetecilerin sorularına da şu cevapları verdi:
Güvencelerden tatmin oldunuz mu? Uygulanması için Obama'nın sözü yeterli mi?
İkna olmasaydık en tabii hakkımızı kullanmaktan çekinmezdik. Dün programar değişti. Açıkcası ikna olmamıştık. Sabah yaptığımız. Obama ve Rasvmussen'in katıldığı toplantılarda ikna olduk. Sn. Obama'nın büyük katkıları olmuşturu. Bu önemli bir anlayış birliğine ulaşmaktır. Yerine getirileceğine şüphem yoktur. Bu konuda çok açık konuştuk. Çünkü bunu ifade etmek isterim size.
Oli Rehn'den AB-Türkiye ilişkilerine darbe vuracağı ifade edildi?
Biz NATO toplantısındayız. AB toplantısında değiliz. Bunu değerli muhataplarım, meslektaşlarıma söyledim. Burası AB'nin dayanışmasının yeri ayrıdır. Nato'nun üyeleri, karar mekanizmaları farklıdır. AB'nin aldığı bir kararın Nato'da uygulanacak diye bir şey söz konusu değildir. Sabah ABD başkanıyla yaptığımız görüşme yolu açmıştır. Şüphesiz ki bütün Avrupa burdadır. Türkiye'nin önemini herkes kavramaktadır. Türkiye'nin gösterdiği bu tavrın hepsi yakından takdir edeceklerdir. Sn. Oli Rehn'in açıklaması, biz neticeye kendi aramızda ulaşmamış olsaydık. O zaman biz başka şeyleri gündeme, masaya getiririz. O zaman Avrupa kültürüne yakışmayan bir çalışma ortamı ortaya çıkar. O biraz hoş olmayan bir açıklamaydı. Talihsiz bir açıklamaydı. Bu konuyla ilglii sn. Dışişleri bakanı kendisini arayıp gerekenleri söylemiştir.
Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürdü;
Bütün bu süreç içinde kaygılarımızı kendisiyle çok açık paylaştık. Ama Sn. Rasmusssen bütün bunları dikkate alarak olağanüstü gayret içinde olacağını anlattı. İslam dünyası ile çok sıkı diyalog içinde olacağını, yapıcı olacağını, yanlış anlaşılmaları giderecek çalışma içinde olacaklarını söyledi. Onun birinci derecede görevi Nato'yu başarılı kılmaktır. Bununla ilgili çok güzel düşünceler de vardır. Bunların hayata geçirileceğine inanıyorum. Gelecekte başarılı olmak için çalışmak lazım. Bundan ümitliyim. Sn. yeni genel sekreter bu konulara çok önem vereceğini söylemiştir. Birçok dostumuz, cumhurbaşkanı, başbakan bir aile gibiyiz. herkesin gayreti olmuştur.
Dünya'da karşı karşıya kaldığımız birçok problemlerin çözümleri sadece askeri veya güvenilk yollarıyla değildir. Bazıları bu şekilde ele alınırken, esas meseleler bütün insanlar ülkeler arasında daha iyi işbirliğini ortaya çıkarmak, farklı kültür, dinler, coğrafyalardaki insanların birbirlerini daha iyi anlayacağı bir dünyayı oluşturmak. BM şemsiyesi altında Türkiye-İspanya başbakanları tarafından Medeniteyler ittifakı platformu başlattıldı. Rasvulsen de bu platformu değerlendirecek.
ORTADOĞU BARIŞI'NDA ARACI OLMAYA HAZIRIZ
Dünyanın en büyük problemlerinden birisi Ortadoğu meselesidir. Ortadoğu'da kalıcı barış sağlanmadan dünyanın huzura kavuşması mümkün değildir. Dünyanın birçok köşesindeki çok radikal gelişmelerde Ortadoğdaki haksızlıklardan kendisini geliştirmektedir. Bu sorun çözülmelidir. Geçenlerde yaşananardan herkesin vicdanını sızlatmıştır. Filistinliler arasında uzlaşma sağlanmak üzere. İsraildeki yeni hükümet te muhalefetteki söylemini bırakarak, bundan önceki anlaşmaları kabullenir. Filistinle bir barış görüşmelerine başlar. İki bağımsız devletin yanyana yaşayabilmesinden geçmektedir. Zamana ihtiyaç vardır. Türkiye elinden geleni yapıyor. Türkiye'nin her iki tarafla ilişkisi olan bir devlet olarak buna kabiliyeti vardır. Bu olayın bir ayağı Lübnan ve Suriyededir. Burdan Suriye-İsrail ayağına dönülebilir. Türkiye olarak biz Gazze olaylarından önce çok kritik bir aşamaya getirmiştik. Bu çalışmaların başlatılmasını Türkiye'den İsrail ve Suriye talep etti. Biz kendilerinden samimiyetlerini test ettik. Çok ciddi bir aşamaya gelinmişti. Gazze'de yaşayan olaylar onu orda bıraktı. Uygun bir dönem ve anlayış başlarsa biz barışa her zaman katkı sağlamak için elimizden geleni her zaman yapmaya hazırız.