Haber Merkezi / TİMETURK
Londra sular altında, New Orleans üçüncü bir kez daha inşa edilmeyecek. Kuzey kutbunda artık buzul yok. Azalan tarım bütün dünyada medeniyetin çökmesine sebep olacak bir küresel gıda krizine sebep oluyor?
İşte size yepyeni ve özgün bir İngiliz sineması: ?The Age of Stupid / Aptallar Çağı?, 2055 yılında çok kötü iklim değişikliklerinin sebep olduğu bir post-Apokaliptik/post-ilkel dünyayı kurgulayan ve oldukça kritik yıllar olan 2005 ile 2015 yıllarında fırsatımız varken neden insanlık olarak kendimizi korumadığımızı sorgulayan eleştirel bir film.
Bir açılış toplantısında filmin senaristi Oscar adayı Pete Postlethwaite bizi iklim değişikliklerinin somut sonuçlarını gösteren bir yolculuğa çıkarıyor. Londra?da hava sıcaklığının 101 derece olduğu bir gün, Hindistan?da 700 kişi sellerden hayatını kaybediyor, Melbourne?da ciddi kuraklık var, Çin?de çöller yılda 3 km genişliyor, Antartikadaki düzinelerce buz kütlesi hiç kimsenin öngörmediği şekilde bir anda parçalanıyor, 18 milyon kişi Afrika?nın değişik bölgelerinde sellerden etkileniyor veFransa?da 1945 yılından bu yana var olan ama şimdi eriyen bir buzul.
Bu montajlarda gösterilen kliplerin çoğu 2007-2008 yılında yayınlanan kan dondurucu raporları yansıtıyor. Her ne kadar post-apokaliptik (post-ilkel) bir dönemi kurgulasa da film aslında bir takım etkilerini 2009 yılında gördüğümüz iklim değişikliğinin ciddi etkilerini yansıtan bir belgesel niteliğinde ve hiçte iç açıcı değil.
Film?de bahsedilen olumsuz etkilerden zarar gören bazı gerçek insan hikâyelerinin olması filmin mesajının kitlelere daha rahat ulaşmasını sağlar. İşte bu filmde de bazı insanlar ve onların hikâyeleri ile ilgili flaş görüntüler var.
Mesela kariyer sahibi bir paleontolog olan New Orleans?lı Alvin Du Vernay ömrünü Shell istasyonlarını yönetmekle harcar. Fakat Katrina felaketinde Vernay 100 kişinin hayatını kurtarır ama evini ve bütün varlığını kaybeder. Ve yakınır; ? Her şeyimi bütün varlığımı kaybettim. Sadece botum hariç. Evim, eşyalarım? Ve böylece devam eder.
Filmde aynı zamanda 80 yıllık ömrünün 45 yılını Fransız Alplerinde rehber olarak geçiren bir adamın buzulların 150 metreye düşüşünü izlemesi gösteriliyor. Adam anlatır. ?Bu buzulları ilk defa gördüğümde onlara âşık olmuştum. Çok güzeldiler. Bu ilk görüşte aşk gibiydi...?
Aslında filmde yansıtılan problemi bizler üretiyoruz. Hep ilerleme ilerleme. Gezegenden her zaman daha fazlasını istedik.
Film kişisel anlamda küresel ısınmaya karşı bilinç oluşturmak amacıyla bu tür canlı insan manzaralar ve hikâyeleri de aktarıyor. Bu örnekler bazen eğlenceli, bazen can sıkıcı bazen de duygusal oluyor. Fakat asıl şaşırtıcı olan bütün materyalin gerçek olması.
Film senaryo olarak sonuna kadar sadece bir kurgudan bahsediyor. 2007 ile 2055 yılları arasında 80 bin kişinin öldüğü Asya?da gerçekleşen bir kasırga, Hollanda?da su taşması, İspanya?yı kasıp kavuran orman yangınları, yıkılan New Orleans?ın yeniden üçüncü defa inşa edilmemesi kararı, Pakistan?da isme suyu kıtlığı, San Fransisko?yu vuran aşırı sıcaklıklar, 35 milyon Çin?linin iklim mültecisi olması, Alp?lerde kayak sporunun son bulması, Bangladeş?te meydana gelen sel felaketinde 100 milyon insanın evsiz kalması, Avrupa Birliği?nin diğer ülkelere sınırlarını kapatması, Londra?da seller, Yeni Zelanda?nın sınırlarını Avustralyalı mültecilere kapatması, Ortadoğu?dan 100 milyon insanın mülteci olması, gıda krizinin ulaştığı kötü boyut sonucu insanların kendi kedi ve köpeklerini yemeye başlamaları ve son olarak nükleer savaş.
Aptallar Çağı filmi 2015 yılına kadar 250 milyon insanı iklim eylemcisi yapmayı ve yukarda belirtilen sonuçların engellenmesi için harekete geçirmeyi amaçlıyor.
Klip?in son kısmı ise filmin can alıcı mesajını özetliyor.
Bizler kendi türünü yok eden ilk canlı olmamalıyız. Ve film şu sorunun cevabını arıyor;
Niçin İnsan ırkı olarak kendi hayatımızı kurtarma şansımız varken bunu yapmadık? Yoksa biz bunu hak etmiyor muyduk?
DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN...