Cumhurbaşkanı Gül, Sütlüce Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 5. Dünya Su Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, forum çerçevesinde bir ilki gerçekleştirerek 'devlet ve hükümet başkanları' olarak da ayrıca bir araya geleceklerini anımsattı. Cumhurbaşkanı Gül, 'Böylece suyun sadece teknik bir konu olmadığını, en üst düzeyde siyasi önem ve öncelik verilmesi gereken, insanlığın müşterek geleceğini ilgilendiren bir mesele teşkil ettiğini' vurgulamaya imkan sağlamış olacaklarını kaydetti.
İnsanlığın artık tüm milletlerin kaderlerinin birbirlerine kuvvetle bağlandığı yeni bir döneme girdiğine işaret eden Gül, şöyle konuştu:
'Kimsenin 'Ben sadece kendi ülkemde, kendi bölgemde yaşıyorum' demeye hakkı yoktur. Zira susuzluk, kuraklık ve sel gibi felaketler artık sınır tanımamaktadır. Dünyanın en ücra köşelerinde meydana gelen gelişmeler, bir gün gelip bizleri de etkilemektedir. Dolayısıyla bugün varılan noktada, dünya milletleri olarak sahip olduğumuz siyasi, ekonomik ve toplumsal avantajları, keza mücadele etmemiz gereken olumsuzlukları, zorlukları, gerçekçi bir bakış açısıyla tahlil etmemiz, sorunlarımıza el birliğiyle ortak çözümler üretmemiz gereken keskin bir dönemeçten geçmekteyiz.'
Uluslararası toplumun ortak sorumluluğu
Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın karşı karşıya kaldığı en hayati toplumsal ve ekonomik meselelerin başında çevrenin korunmasının geldiğini belirterek, daha fazla geç kalmadan tabiatla ahenk içinde yaşamayı şiar edinmenin tüm uluslararası toplumun ortak sorumluluğu olduğuna inandığını söyledi. Gül, 'Esas hedefimiz, dünyayı beraber paylaştığımız, tüm canlıların üzerinde hayatlarını idame ettirdikleri zeminin muhafazası olmalıdır' dedi.
Suyun hayatı idame ettirebilmek için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bu nedenle su konusuna özel bir önem verilmesi gerektiğinin de açık olduğunu kaydetti. Abdullah Gül, suyun, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli itici güçlerinden biri olduğuna işaret ederek, su olmadan fakirlik, açlık ve hastalıklarla mücadele edilemeyeceğini dile getirdi. 7 milyara yakın insanın gıda güvenliğinin temini için tarımsal faaliyetlere yeterli miktarda su tahsis etmek durumunda bulunulduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ekonomik kalkınma ve refahımız, gıda üretimi, sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve en temel gereksinimimiz olan içme suyu temini için her geçen gün su kaynaklarına daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Dolayısıyla su yalnızca hayat değil, aynı zamanda medeniyettir. Oysa elimizdeki rakamlar, maalesef endişe verici bazı gerçekleri de açık ve acı bir şekilde ortaya koymaktadır. Bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insan temiz ve sağlıklı içme suyundan mahrumdur. 2,5 milyar insan sanitasyon olarak tabir edilen, suyla ilgili temizlik ve sağlık hizmetlerine sahip değildir. Bu rakamlar toplam dünya nüfusunun neredeyse yarısına tekabül etmektedir. Bir başka deyişle her 2 kişiden biri günlük hayatını idame ettirmek için ihtiyacı olan suyla ilgili hizmetlere erişim konusunda sorun yaşamaktadır.
Afrika ülkelerinde hastanelerde tedavi gören her 2 kişiden biri temiz içme ve kullanım suyu yokluğundan kaynaklanan rahatsızlıklardan mustariptir. Her gün binlerce çocuk, sağlıksız su tüketimi nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünyanın farklı bölge ve ülkelerindeki günlük su tüketim miktarları bakımından çok önemli eşitsizlikler, adaletsizlikler söz konusudur.'
Gül, sanayileşmiş, ekonomik gelişmesini tamamlamış ülkelerde içme ve diğer ihtiyaçlar için kişi başına ortalama günde 266 litre su tüketilirken, Asya ortalamasının 143, Arap ülkeleri ortalamasının 158, Latin Amerika ortalamasının 184, Afrika ortalamasının ise sadece 67 litre olduğunu belirterek, 'Eşitsizliğin ve dengesizliğin rakamlarla açıkça ifade edildiğini görüyoruz' dedi (aa)
'Susuzluk, kuraklık gibi felaketler artık sınır tanımıyor'
Gül, insanlığın, tüm milletlerin kaderlerinin birbirlerine kuvvetle bağlandığı yeni bir döneme girdiğini belirterek 'susuzluk, kuraklık ve sel gibi felaketler artık sınır tanımamaktadır' dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-16 13:53:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara