Kourosh Ziabari / Timeturk / Tahran
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ün İran?a ikinci gezisi ve Türkiye İran ilişkileri üzerine konuştuğumuz İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad?ın basın sözcüsü Ali Akbar Javanfekr, İran ve Türkiye?nin ortak üyeleri olarak yer aldıkları Ekonomik İşbirliği Örgütü ve İslam Konferans Örgütü gibi kuruluşların da ortak ilişkilerde ne denli önemli oluğunu ifade etti.
Ali Akbar Javanfekr, İran siyasetinde de en aktif isimlerden biri ve hergün İran Cumhurbaşkanına gelen ortalama 50 mesaja bizzat cevap veriyor. İşte, Timeturk?ün Ali Akbar Javanfekr ile yaptığı röportaj:
Sayın Javanfekr, İran ve Türkiye ikili ilişkilerinde son yıllarda her iki tarafın da dostluklarını derinleştirmeye yönelik gayretleri kolayca görünüyor. Bununla alakalı sizin değerlendirmeniz nedir?
İran ve Türkiye Asya ve Avrupa?nın bağlantı noktasında yer alıyor ve iki komşu ülke olarak tarihi, kültürel, dini ve dil benzerliklerini yaşıyorlar. Her iki ülke arasındaki yakın ve kardeşçe ilişkiler tüm bu gerçeklerin açık bir göstergesi. İran ve Türkiye bölgesel ve uluslararası dengede önemli rol oynuyorlar. Karşılıklı işbirliği, ekip çalışması ve konsultasyonlarla bu iki güç bölgede istikrarı sağlarlarken, ortak faydalar sağlamayı da garanti altına alıyorlar.
İran halkının Türk ulusuna derin bir sempati ve yakınlık bağı vardır. Sevinçleriyle sevinir, üzüntüleriyle kederlenirler. İçten, koordineli ve sevgi çerçevesinde her iki ülke uluslararası meselelerde İslam ümmeti için ortak duruş sergiliyorlar ve Müslüman dünyası kendisini İran ve Türkiye?nin kardeşlik bayrakları altında daha güçlü, etkin ve egemen hissediyor.
TÜRKİYE-İRAN EKONOMİK İLİŞKİLERİ BÜYÜYOR
Ekonomik bağların seviyesi politik ilişkiler kadar etkili mi? Ekonomik ve finansal olarak derinleşen bu ilişkinin gelecek gündeminde neler var?
Her iki tarafın da ekonomik ve politik bağları makul ve önemli bir düzeyde. Son yıllarda karşılıklı işbirliğinde yükselen bir tempo olmasına rağmen, biz henüz keşfedilememiş bazı bağların geliştirilmesinin gerektiğini düşünüyoruz ve böylece İran ve Türkiye diğer ülkeler için mükemmel bir dostani ve duyarlı işbirliğine örnek olacaktır.
Ticaret ve finansal işbirliği, İran ve Türkiye arasında 2003 yılında 4.2 milyar dolardan 2008 yılında 10 milyar dolara hızla yükseldi ve biz önümüzdeki üç yıl içinde bu rakamın 20 milyar dolara ulaşacağına inanıyoruz.
İKİ ÜLKE ARASINDA ÇOK BÜYÜK BENZERLİKLER VAR
İran ve Türkiye arasındaki en çok göze çarpan ortak alanlar nelerdir ve iki ülke oransal değişmelerini bölge ve dünyanın faydasına nasıl sunabilir?
İran ve Türkiye halkı ve hükümetleri bağımsızdır ve hiçbir totaliter güce bağımlı değildirler; buyruk altına alınmış ulusların haklarını savunurlar ve birbirlerine karşı iyi niyetlidirler, ortak dinin mensubu olmanın, ortak hududun ve kültürel benzerliklerin hazzını yaşarlar. Bizim İranlı vatandaşlarımızın kuzey batı bölümündeki geniş bir nüfus Türk halkıyla aynı dili konuşuyor.
İki ulus arasında kültürel, sosyal ve tarihi bağlar yoluna girmiş bir vaziyettedir ve Asya ve Avrupa kıtalarını birbirlerine kaynaştırırlar. Türkiye ve İran gibi bu kadar çok ortak paydada bulaşan dünya üzerinde sayılı ulus vardır. İran ve Türkiye?nin Müslüman halkları İslam ümmetinin üstünlük ve etkisiyle bağlanmıştır ve bu karşılıklı işbirliğiyle ortak bir amaca hizmet edebilir.
Ali Akbar Javanfekr
TÜRKİYE?NİN TERCİHİNE SAYGILIYIZ
İran?ın Türkiye?nin Avrupa Birliğine girme ihtimaline bakış açısı nedir? Türkiye?nin daha da ilerlemesi için AB?nin hayati olduğuna inanıyor musunuz?
AB?ye katılım koşullarını kabul etmek Türk halkının iç işleriyle alakalı bir mevzudur ve İran İslam Cumhuriyeti Türk halkının bu anlamda özgürlüğü, bağımsızlığı, İslami değerleri, huzuru, saygıyı ve özgür iradeyi koruyan kararına destek verecektir. Türkiye gibi büyük ve önemli bir ülkeyi Avrupa Birliğine almak her iki tarafın da hayrına olacaktır ve bu Avrupa Birliğinin çarpıcı bir özelliği olacaktır. Biz, Avrupa Birliğinin Türkiye?nin üyeliğini olumlu karşılayacağına ve gerçekleştirilmesi mümkün olmayan talaplerle baskı ve dikte uygulamayacağına inanıyoruz.
SAYIN ERDOĞAN?IN ELLERİNDEN ÖPERİM
Sayın Erdoğan?ın Davos?ta Şimon Peres?e çıkışını İran halkı ve siyasetçileri olumlu karşıladı. Bu olayla alakalı görüşünüz nedir ve İsrail üzerindeki muhtemel etkileri nelerdir?
Sayın Erdoğan?ın Peres?in yüzüne karşı cesur tavrı İslam dünyasının Siyonist saldırganlığına karşı öfke ve kızgınlığının bir yansımasıydı. Bu hareket milyonlarca insanın gönlünü hoşnut etti ve özellikle tüm dünyadaki bir milyar Müslüman ve saf kalpli insanlar Sayın Erdoğan?a dua etti. Türk Başbakanı, İsrail ve yandaşlarının kasap ve hegemonya rejimine karşı bir Müslümanın saygınlığını ve gururunu sergilemiştir. Gerçekleri ifade eden kelimeleriyle, masum ve savunmasız Gazze halkının saldırgan Siyonistler tarafından soykırıma uğradığını ifade etti.
Bir Müslüman olarak Sayın Erdoğan?ın ellerinden öpüyorum ve zalime karşı mazluma destek veren cesaret ve yiğitliğini takdir ediyorum. Türk başbakanının hareketi Siyonizm kötülüğünü bozguna uğrattı ve politik planlarını bozdu. Kesintisiz ve sık protestolarıyla Müslüman Türk halkı İsrail katillerine karşı İslam dünyasındaki prestij ve saygınlığını arttırdı.
Şimon Peres?e karşı açık protestosuyla Sayın Erdoğan kendisinin ve Türk ulusunun Müslümanların gözünde sevgi ve popularitesini arttırmıştır.