Şimşek, Fatih Üniversitesi'nde Kriz Sempozyumu'na katıldı. Hatırlanmak dahi istenmeyecek bir dönemden geçildiğini dile getiren Şimşek, bu krizin Türkiye'ye özgü bir kriz olmadığını, Türkiye'nin krize katkısının sıfır olduğunu söyledi.
Krizin kökeninde 7 yıl önceki çok düşük reel ve nominal faizlerin beraberinde getirdiği çok hızlı bir büyümenin ve daha da önemlisi makroekonomik dengesizliklerin olduğunu dile getiren Şimşek, şu anda bu makroekonomik dengesizliklerin düzeldiği bir dönemden geçildiğini ifade etti.
ABD'deki çok yüksek cari açık, Çin'in sadece ihracata dayalı büyüme modeli, Japonya'nın 90'lı yıllardan gelen muazzam kamu borç stoku, bazı bölgelerde aşırı tasarruf fazlası ve bazı bölgelerdeki aşırı açığın bu makroekonomik dengesizliği yarattığını anlatan Şimşek, 11 Eylül'den sonra gerek reel faizlerin gerek nominal faizlerin son 40 yılın en düşük düzeyine indiğini bildirdi.
Bakan Şimşek, faizlerin inmesiyle birlikte finansal varlıkların fiyatlarında bir artış, getirilerde muazzam bir düşüş olduğunu dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:
''Düşük getirili bir ortamda mevcut gelirleri, karlılığı korumak için şirketler ve özellikle yatırım bankaları çok yüksek oranlarda borçluluk oranlarını artırarak daha yüksek riskli, daha yüksek getirili enstrümanlar peşinde koşmaya başladılar ve bu beraberinde sistemik bir kriz getirdi. Bu krizle birlikte görülen en önemli gelişme gerek ABD'de gerek dünyanın diğer bölgelerinde kredi piyasasında büyük daralma var.
2004-2005'li yıllardan itibaren kredi piyasalarında kredi koşullarında muazzam bir gevşeklik vardı. Krizle birlikte çok yüksek dozlu bir daralma var. Bu kredi piyasalarındaki daralmayla, özellikle büyük bankaların batmasıyla birlikte dünyayı yeni bir korku sardı.
Bizim 'oynaklık endeksi' dediğimiz şey, aslında bir korku endeksi. Daha önce tarihinde görülmemiş seviyelere vardı. 'Küresel risk iştahı' dediğimiz, risk alarak getiri elde etmek isteyenlerin aşırı bir iyimserlikten öteye gittiklerini görüyorum.''
Dünya sanayi üretiminde ve dünya mal ticaretinde daha önce bu kadar yüksek dozda düşüş olmadığını belirten Şimşek, ''Sanayi üretimi sadece Türkiye'de düşmüyor. Bütün dünyada sanayi üretimi düşüyor ve daha önce görülmemiş boyutlarda düşüyor'' diye konuştu.
-''DÜNYA ÇAPINDA İŞBİRLİĞİ, POLİTİKA KOORDİNASYONU GEREKİYOR''-
Sanayi üretiminin aralık ayında Tayland'da yüzde 32 düştüğüne dikkati çeken Şimşek, Türkiye'de yüzde 17,8 düştüğünü belirterek, şunları kaydetti:
''Bütün dünyada sanayi üretimi düşüyor. Kimisinde az, kimisinde çok. Türkiye'de sanayi üretiminin bu kadar hızlı düşmesinin arkasında birkaç faktör var. Bunlardan bir tanesi bizim ihracat sektörlerinde sanayi üretimindeki daralma daha büyük. Örneğin ocak ayında sanayi üretimimiz yüzde 21,3 düştü.
Ocak ayında otomotiv üretimi yüzde 60 düştü. Çünkü biz ürettiğimiz her 100 taşıttan 80'ini ihraç ediyoruz. Dolayısıyla Türkiye'deki sanayi üretiminin azalmasındaki en temel faktörlerden bir tanesi sadece Türkiye'nin iç dinamikleri değil, aslında en önemli faktör dünyada talebin daralıyor olmasıdır. Bunu telafi edecek Türkiye'nin üreteceği bir mekanizma yoktur. Ekonomik kriz nedeniyle bir daralma varsa, dünya çapında işbirliği, dünya çapında bir politika koordinasyonu gerekiyor.''
Türkiye'de iflas riskine karşı devlet tahvillerinin sigorta primlerinin düşük olduğunu ifade eden Şimşek, ''Küresel krize karşı dayanıklıyız. Temellerimiz sağlamdır' derken aslında bunu kastediyorduk'' dedi.
'Sanayi üretimi sadece Türkiye'de düşmüyor'
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, sanayi üretiminin sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada düştüğünü belirterek, ''Türkiye'de sanayi üretiminin azalmasındaki en önemli faktör dünyada talebin daralıyor olmasıdır'' dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-12 12:42:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara