Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

Arınç 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı

22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, 28 Şubat'ta neler yapıldğını anlattı. Göndermeler yaptı

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-03-11 22:22:00

Arınç 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı

22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, 'Önemli olan milletin iradesidir. Bir siyasi parti için gerekli olan o iradenin önündeki engelleri yıkmaktır. Millet iradesi, egemenlik sadece bir kişi için değil herkes içindir. AK Parti'nin 2001'den bu yana Türk siyasetinde egemen kılmak istediği şey bu demokratik bilinci yerleştirmektir' dedi.

Bülent Arınç, partisi tarafından Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Van Devlet Tiyatrosu'nda düzenlenen konferansa katılarak Türkiye siyasetini değerlendirdi. Anayasa'nın 67. maddesinde siyasi partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olduğunun belirtildiğini ifade eden Arınç, siyasi partiler olacak ki demokrasi olsun dedi. Her farklı görüşün, düşüncenin, inancın bir partisinin olması gerektiğini ve olacağını anlatan Arınç, 'O partiler demokratik bir yarış yapacaklardır. Barış içerisinde bir yarış olacaktır. Düşünceler, görüşler, fikirler ve projeler gelecek vizyon anlatılacaktır. Bir mücadele, bir savaş, bir kavga yapmıyoruz. Barış içerisinde yarış bu değil birbirimize hakaret, ederek birbirimizi küçülterek, birbirimizden adam çalarak ve birbirimizi batırmak için üzerine çıkmak bunlar demokraside de siyasi partiler arasındaki yarışta da mümkün değil. Biz yarışmacı ve rekabetçi bir siyaseti tercih ettik. Yani belli konularda yarışacağız. En iyi adaylarla halkın önüne çıkacağız hizmetlerimizi anlatacağız veya o ülke ve millet için düşündüklerimizi ifade edeceğiz. Böyle olursa batıda da olduğu gibi farklı bir demokratik yapı oluşur. İktidar olur ama muhalefette olur. Zaten muhalefetin olması o ülkede demokrasiyi var kılar. Sadece iktidarlar olur muhalefetler olmazsa onun adı demokrasi olmaz başka bir şey olur. Bunlara inandık seçimleri önemsedik sandığı ve millet iradesini önemedik. Önemli olan milletin iradesidir. Bir siyasi parti için gerekli olan o iradenin önündeki engelleri yıkmaktır.

Millet iradesi, egemenlik sadece bir kişi için değil herkes içindir. Dolayısıyla AK Parti'nin 2001'den bu yana Türk siyasetinde egemen kılmak istediği şey bu demokratik bilinci yerleştirmektir. Millete inanmaktır ona dayanmaktır' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 1960'tan sonra acı günler yaşadığını ve darbeler gördüğünü kaydeden Arınç şöyle konuştu: '27 Mayıs devrimi Demokrat Parti iktidarına son verdi. Kurucu meclis yeni bir anayasa hazırladı halk oylamasına sunuldu. Az bir farkla evet çıktı ve 61 Anayasası ile Türkiye yönetilmeye başlandı. Ondan sonra bölünmeler, parçalanmalar, kavgalar arka arkasına geldi. Siyasette bölünmüşlük oldu. 70'li yıllarda tırmanan terör ve anarşi 71 muhtırasında iktidarları götürdü. Siyaset yıpranmaya başlanmıştı. 73-77'ler ve 80'ler hep kavgalı geçti. 80'de darbeye geldik. Milli güvenlik konseyi 83'teki seçimlere 3 partiye geç 3 partiye dur dedi. O dönemde bir demokratik süreç başlamıştı. Halk sivil özveriyi özlediğini ilan ederek rahmetli Turgut Özal ve arkadaşlarını iktidara getirdi. 83'ler 87'ler ve 90'lara doğru o zamanlar her 5 yılda bir muhtıra her 10 yılda bir ihtilal adeta darbımesel haline gelmişti. Sıkıntılar vardı. Bu sıkıntılar büyüyordu bir şekilde oraya buraya aktarılmaya çalışılıyordu. En son parlamentoya girdikten sonra 96-97 yılları arasında refah yol hükümeti iktidar başındayken ve Necmettin Erbakan başbakan iken bir 28 Şubat müdahalesi ile karşılaştık. Kimisi post modern darbe dedi kimisi örtülü dedi kimisi silahsız kuvvetler dedi. Ama şimdi 28 Şubat'ta ne olduğunu biz zaten biliyorduk da Türkiye birilerinin ağzından en çıplak şekliyle öğrenmeye başladı. O dönemlerin genel kurmay başkanı, o zamanın güçlü komutanları, o zamanın rektörleri, o zamanın yüksek yargı mensupları böyle bir post modern bir darbeye nasıl çanak tuttuklarını bunun için neler yaptıklarını medya patronları ile asker arasında nasıl
konuşmalar ve anlaşmalar cereyan ettiğini hepimiz görüyoruz. 28 Şubat emin olun ki siyasete doğrudan bir müdahaleydi. Halkın seçtiklerini istemiyorum diyenler, onlara yanlış bulmaya çalışanlar, onları tehdit, baskı ve şantaj altında tutanlar Türkiye'ye bugün belki 10 yıl geçti oma çok acı günler yaşattılar. Kara günler geçirdik. Fişlemeler, işten atılmalar, ayrımcılık yapılması, irtica tehdidi altında kadınlarınızın, genç kızlarımızın, yavrularımızın okudukları okullardan mahrum kalmaları vesaire hepimiz çok yakın bir geçmişte bunları yaşadık. Çok şükür sene 2000-2001'e geldi Türk siyasetinde bir yenilenme ihtiyacı duyuldu. 4 dönemdir parlamentodayım ama 1969 yılından beri siyasetin içindeyim. Özellikle 70'li yıllardan sonra Türkiye'de siyaset yozlaşmaya ve yıpranmaya başlamıştı. Siyaset dediğimiz zaman bunun içerisinde partiler var, İktidar muhalefet var, parlamento var, siyaset kurumunun kendi dinamikleri, siyaset kurumunun ta kendisi var. Milletvekilleri itibarsız kalmıştı. En güvenilir kurumlar içerisinde bir sıralama yapıldığı zaman 10 tane ise 9'ncu meclis geliyordu.'

Bülent Arınç, partisinin iktidara geldiği dönemden itibaren yaptığı hizmetlerle ilgili de bilgiler verdi. Konferansa Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AK Parti Van milletvekilleri Kayhan Türkmenoğlu, İkram Dinçer, Kerem Altun, Gülşen Orhan, Van Belediye Başkanı Burhan Yenigün, AK Parti İl Başkanı Vesim Yaviç ve partili üyeler katıldı.

(İHA)

Haber Ara