Mehmet Âkif'le ilgili üç temel eserden biri olan (diğerleri Eşref Edib'le Mithat Cemal'in kitaplarıdır) Âkifname ilk defa 1966 yılında, müellifinin vefatından iki yıl sonra yayınlanmıştı.
Bu üç eserin ortak vasfı, Mehmed Akif'in çok yakınında bulunmuş ve onu her yönüyle tanımış, hususiyetlerine vakıf olmuş şahsiyetler tarafından kaleme alınmış olmalarıdır. Mehmet Âkif'in Eşref Edib'le dostlukları ve çalışma beraberlikleri bilinmektedir. Mithat Cemal Kuntay'la 30 yıl süren bir dostlukları vardır. Hasan Basri yaşça küçük ve Mehmet Akif'le dostluk itibarıyle onlardan yenidir.
Balıkesirli Hasan Basri'nin Sebilürreşad yazıhanesinde ziyareti bir tarafa bırakılırsa, Milli Mücadele sırasında Balıkesir'de başlayan yakınlık, daha sonra Ankara'da sürdürülmüştür. Mehmed Akif'in İstiklal Marşı'nı yazdığı Taceddin Dergahı bu iki 'meb'us'a ev olmuştur. Mehmet Âkif'le Hasan Basri'nin Taceddin Dergahı'ndan Meclis'e beraber gidip geldiklerini, orada aynı sırada yan yana oturduklarını biliyoruz. Bilmemiz gereken bir şey daha var: Mehmed Âkif İstiklal Marşı'nı son tahlilde, bu kendinden küçük arkadaşının sözü üzerine yazmıştır. Çünkü Hasan Basri Bey, Hamdullah Suphi'ye Mehmet Akif'in İstiklâl Marşı'nı yazacağına söz vermiştir. Mehmet Âkif de kendi adına verilen bu sözü yerde bırakmamıştır! Edebiyatımızın şaheserlerinden Bülbül şiirininin 'Basri Bey oğlumuza' ibaresiyle ona ithaf edilmesi bu yakınlığın ölçüsünü vermez mi?
İşte 43 yıl aradan sonra Mustafa Özçelik'in katkılarıyla Erguvan Yayınları arasından çıkan Akifnâme, bu hususlarda birinci elden bilgi veren bir kitaptır. Akifnâme Mehmet Akif'le ilgili bilgi vermez sadece, ruh estirir. Bilgi ötesinde bir tanıma sağlar. Kitabın bütününe bakıldığında, Hasan Basri bey'in seçtiği metinlerin, Mehmet Akif'le ilgili sempati ve antipatilerin adreslerini verdiği de görülür.
Akifnâme'nin mazhariyeti, sadece yazarının ortaya koyduğu metinden kaynaklanmaz, iki talebesinin yazdığı takriz de onu kıymetlendirir. Mahir İz Taceddin Dergâhı'nda Mehmet Akif'in önüne diz çöküp kitap okumuştur. Diğer sunuş yazısı, Nureddin Topçu tarafından yazılmıştır.(Yenişafak)