ABD-Türkiye ilişkileri mercek altında

AK Parti, ABD-Türkiye ilişkilerini mercek altına aldı. AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgilendirme notunda, 'Kuzey Irak'taki Kürt otonom bölgesinin bağımsız bir devlet haline dönüşmesine ne Türkiye ne ABD ne de bölgedeki Arap ülkelerinin razı olamayacağını bölgedeki Kürtler gayet iyi biliyor' değerlendirmesi yapıldı.

Bilgi notunda, ABD ile 11 milyar dolarlık bir ticaret hacmi varken Türkiye'nin basit bir çıkar uğruna müttefikliğini tehlikeye atamayacağı
vurgulandı.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgi notunda Türkiye-ABD ilişkilerinin analizi yapıldı. Soru-cevap şeklinde yapılan değerlendirmede iki ülke ilişkileri tüm yönleriyle ele alındı.

'Dış politikamız hiçbir ülkeye endeksli değil'
Bilgi notunda, 'Dış politikamız niçin genel olarak ABD endeksli oluyor? ABD artık bizim stratejik ortağımız olmamalı, bunun yerine Rusya-Çin eksenine yaklaşmamız milli menfaatlerimiz açısından daha doğru olmaz mı?' yönündeki bir soru üzerine, AK Parti döneminin Türk dış politikasının proaktif olduğuna işaret edilerek, karşı taraf harekete geçmeden hükümetin harekete geçtiği bildirildi. Türk dış politikasının artık başka ülkelerin yaptıkları girişime karşı Türkiye'nin harekete geçmesi suretiyle yürütülen bir dış politika olmadığına vurgu yapılan notta, 'Ayrıca politikamız herhangi bir ülkeye veya bölgeye de endeksli değildir. Çünkü Türkiye, bölgesinde önemli bir güçtür. ABD ile ilişkilerimizi her geçen gün daha da geniş alana yayarken İsrail-Filistin barış sürecine en aktif katkı sağlayan ülkelerden biri oluyoruz. Aynı şekilde Türki Cumhuriyetlerle, Arap dünyasıyla, Afrika ülkeleri ve Balkanlarla olan ilişkilerimiz de her geçen gün daha da yoğunlaşıyor. BM'nin Medeniyetler İttifakı Projesi'ne eş başkanlık yapıyor, AB sürecini hızlandırırken İKÖ Genel Sekreterliği'ni yürütüyoruz. Türkiye'nin dışarıdaki itibarı bizim dönemimizde hak ettiği seviyeye gelmiştir' denildi.

ABD'ye terörle mücadele eleştirisi
AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı'nın hazırladığı bilgi notunda 'ABD'nin Türkiye'ye tavrının samimi olduğuna inanıyor muyuz?' yönündeki bir soruya karşılık da, 'ABD ile Türkiye arasında stratejik bir ilişki bulunmaktadır. Stratejik olması, ilişkilerin daha kapsamlı, daha uzun önemli ve her iki ülkenin çıkarlarına hizmet eder biçimde sürmesi demektir.

Türkiye ile ABD, birbirilerinden ne beklediklerini 2006'da iki ülkenin Dışişleri Bakanlarının birlikte açıkladığı Stratejik Vizyon Belgesi'nde ortaya
koymuşlardır' değerlendirmesi yapıldı.

ABD'nin PKK ile mücadele konusunda Türkiye'ye gerekli ve yeterli desteği vermediğinin açık ve net ortada olduğuna işaret edilen AK Parti notunda, şu ifadelere yer verildi:

'Bu, toplumda ABD'nin ülkemize karşı göstermiş olduğu samimiyetsizlik ya da ikiyüzlülük olarak algılanabilir. Ülkemiz için çok hassas olan bir konuda bu algılama gayet normaldir. Ancak bunu samimiyet öğesi yerine 'ulusal çıkar' kavramıyla açıklamak daha doğrudur. Yani ABD şu anda Türkiye'nin ulusal çıkarlarını göz ardı ederek hareket etmektedir. Türkiye ise buna olan tepkisini her ortamda dile getirmiş ve ABD'yi stratejik müttefikliğin gereklerini yerine getirmeye çağırmıştır. ABD'li muadillerimizin bu uyarılarımızı ne kadar dikkate aldığını zamanla göreceğiz. Burada şunu ifade etmek lazımdır ki, Türkiye artık 'küresel güç' olma yolunda ilerleyen bir bölgesel güçtür ve bölgedeki gelişmelerin ulusal çıkarlarına aykırı yönündeki seyrine seyirci kalamaz.'

Diaspora-Kongre ilişkisi
Bilgi notunda ABD'de de sık sık gündeme gelen sözde Ermeni soykırım yasa tasarısına ilişkin de değerlendirmeler yer aldı.

Yazıda, 'Ermeni lobisi, ortamı elverişli bulduğu her fırsatta ve her ülkede sözde Ermeni soykırımı iddialarını gündeme getirmeye ve hatta bunu ulusal parlamentolarda kanunlaştırmaya çalışıyor. Özellikle diasporanın en güçlü olduğu ülke olan ABD'de, bu iddiaları yasalaştırarak Türkiye'yi baskı altında tutacaklarını düşünüyorlar. Ayrıca ABD gibi süper bir gücün bunu kabul etmesini kendi prestijleri açısından da önemli görüyorlar. Bunda da kısmen başarılı oldukları söylenebilir.

Zira diaspora ile bazı Kongre üyeleri arasındaki siyasi çıkarlar kendilerine büyük bir avantaj sağlıyor' denildi. Yazıda, Türkiye'nin artık eskisi gibi kabuğuna çekilen, olayları geriden izleyen bir ülke olmadığı, artık bölgesel güç olan bir Türkiye olduğu, haksızlıklara meydan vermeyeceği kaydedildi.

'Kürdistan devletine ABD de izin vermez'
AK Parti, hazırladığı bilgi notunda 'ABD'nin Irak'ın kuzey sınırlarında Kürdistan Devleti sınırı çizmesine hükümet neden tepkisiz davrandı?' sorusuna da cevap verdi. ABD'nin böyle bir harita çizdiğine dair söylentilerin saçmalıktan ibaret olduğuna işaret edilen bilgi notunda şu değerlendirmeler yer aldı:

'Bugün, ABD ile 11 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz varken, ABD Irak'ta kullandığı lojistik malzemelerin yüzde seksenini Türkiye üzerinden geçiriyorken ve bunların yüzde altmışı Türk malı iken, nasıl olur da bir ülke basit bir çıkar uğruna bu kadar sıkı bir ilişki içinde olduğu ülkeyle müttefikliğini tehlikeye atabilir.

Kuzey Irak'ta bir Kürt otonom bölgesi oluşması, orada yaşayan Kürtlerin, uzun zamandan beri sarf ettikleri çabaların sonucudur ve muhtariyet haklarından önemli bir bölümü Saddam zamanında elde edilmiştir. Kürtler bu otonomilerini güçlendirmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışacaklardır. Ancak, bu otonominin bağımsız bir devlet haline dönüşmesine, ne Türkiye'nin, ne ABD'nin, ne de bölgedeki Arap ülkelerinin razı olamayacağını da Iraklı Kürtler gayet iyi bilmekte' beklediklerini 2006'da iki ülkdirler.'