'Kral benim. En büyük benim.? 25 Şubat 1964?te, daha sonra Muhammed Ali adıyla daha da ünlenecek olan Cassius Clay?in ilk kez dünya şampiyonu olmasıyla, boks tarihinde yepyeni bir çağ başlıyordu.
Işıktan hızlı
'Ben tehlikeliyim, ağaçlar devirdim, bir timsahla boğuştum, balinalar tuttum, yıldırıma kelepçe taktım, gök gürlemesini hapse attım. Geçen hafta bir kayayı öldürdüm. Çok hızlıyım, çok. O kadar hızlıyım ki, dün gece yatak odamda ışığı kapadım ve ışık daha sönmeden yatağıma yattım.'
Yumrukları ve sözleri, 1942 yılında yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Cassius Marcellus Clay?i kısa sürede üne kavuşturdu. 22 yaşındayken dünya şampiyonluğu için ringe çıktı. Rakibi, bahisçilerin favorisi Sonny Liston idi. Liston, sakatlanıp altıncı raundda ringden çekilince, Clay ilk kez şampiyonluğa uzandı ve iddialı sözlerini sürdürdü:
'Louisville, Kentucky?den Cassius Clay gelene kadar kimseye yenilmeyen ve önüne çıkanı nakavt eden Liston?ı, dev ve kötü bir canavarı devirdim. Liston, iki kez de Patterson'ı yenmişti. Beni öldürmek istiyordu.'
Zekice strateji
Clay, maçtan önce de, Liston'ı yaşlı ve çirkin bir ayı olarak nitelendirmiş ve boynuna ?ayı avcısı? yazan bir şilt asarak fotoğrafçılara poz vermişti. Ünlü yazar Norman Mailer, tüm bunların zekice hazırlanmış bir stratejinin parçası olduğunu savunuyordu. Clay'in boksta zafer kazanmanın büyük bir özgüvene bağlı olduğunu anladığını ve maçtan önce rakibine hakaret ederek, ?moralman zayıflatmayı? hedeflediğini söyleyen Mailer, böylece rakibinin, öfkeli ve dağınık olduğunu ve daha kolay açık verdiğini belirtiyordu.
Clay'in sadece dili değil, dövüş stili de çok hızlıydı. Kelimenin tam anlamıyla rakibinin etrafında dans eden 1.91 boyundaki boksör, ?Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım? sözlerinde haklıydı. 1964 yılında dinini değiştirerek İslam'a geçen Clay, adını da Muhammed Ali olarak değiştirdi. Alman yazar Jan Philipp Reemtsma, Muhammed Ali'nin, beyaz Amerika için, özellikle 60'lı yılların başında büyük bir provokasyon olduğuna dikkat çekiyor. Alçakgönüllü olmaya yanaşmayan tavrıyla, Ali'nin normlara uymadığını, basın mensuplarına karşı kaba davrandığını hatırlatan Reemtsma, siyahların çoğu, bir ezilmişlik hissi içinde yaşarken, Ali'nin ?en yakışıklı benim? demesinin bile, başlı başına siyasi bir tavır olduğunu söylüyor.
Boyun eğmeyince bedel ödedi
Muhammed Ali, sekiz kez dünya şampiyonu unvanını koruduktan sonra, boyun eğmezliği, kariyerine engel oldu. Ali, 1967'de Vietnam Savaşı'na gitmeyi reddettiği için, beş yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak kefaletle serbest kaldı. Hakkındaki ceza kaldırılsa da şampiyon unvanını ve lisansını kaybeden Ali, ringe çıkamadığı üç yıl boyunca yalnızca ailesinden destek alarak ve üniversitelerde yaptığı konuşmalar ile televizyon programlarına katılarak kazandığı para ile ayakta kalmayı başardı. Prestij için, kendisi için dövüşmediğini söyleyen Muhammed Ali 'Ben Amerika'da yerde uyumak zorunda kalan kardeşlerim, sosyal yardımdan yaşayan, yiyecek hiçbir şeyi olmayan, kendileri hakkında hiçbir şey bilmeyen, geleceği olmayan siyahlar için dövüşüyorum.? diyordu.
Muhammed Ali, 1971 yılında tekrar ringe çıkmaya hak kazandı ve Joe Frazier karşısında kariyerinin ilk yenilgisini aldı. Neredeyse herkes, kariyerinin bittiğini düşünürken, Ali 1974 ve 1978'de dünya şampiyonluğunu iki kez daha kazanarak, bu unvanı üçüncü kez elde eden ilk boksör oldu ve adını ölümsüzler arasına yazdırdı.