İşte Karaca'nın okurlarıyla vedalaştığı yazısı...
Küçüktüm, ufacıktım, hukuk okuyordum, mutsuzdum; avukat olma fikri iyi gelmiyordu, hakimlik, savcılık olurdu, ama başörtülü olduğum için böyle bir şansım yoktu. Derken tanıdığınız bildiğiniz yazar yönetmen Ayşe Böhürler, 'Gel seni gazeteci yapalım.' dedi.
Yıl 1994'tü ve ben Ayşe Böhürler'in yanı sıra yeni çıkmak üzere olan Aksiyon dergisi için Zaman Gazetesi'nin kapısından içeri girdim. Ayşe Hanım'ın yaptığı işten aldığı zevke bire bir tanıklığım olmasa, böyle radikal bir karar veremezdim.
Bir TV kanalında çalıştığım dört beş aylık süreyi saymazsak, neredeyse 14 yıldır Zaman bünyesindeyim. Unutamayacağım kadar çok ve güzel şey oldu ben buradayken. O zamanki dergi yöneticilerinden biri 'Biz sizi kadın aile çocuk ıvır zıvır haberleri yapasınız diye dergiye aldık.' demişti de, yazı işleri müdürü Mahmut Çebi devreye girip, 'Ne yazıyorsa gayet iyi yazıyor, bırakalım istediği gibi çalışsın.' diyerek müdahale etmişti mesela. Bu küçük müdahale olmasaydı, daha başlarken bitecekti maceram. Sonra Nedim Hazar olmasaydı, sinema zevkimin film eleştirisine doğru olgunlaşan bir yörüngeye girmesi söz konusu olmayacaktı muhtemelen.
Aksiyon Dergisi'nde uzun süre çalıştığım yayın yönetmeni Mehmet Kamış ise tahminimin ötesinde 'feminist!' çıkarak şaşırtmıştı beni. Evleneceğim anlaşıldığında beni kenara çekip 'Bak, sen şimdiden bir imzasın ve sakın 'Bengisu' soyadını kullanmaktan vazgeçme, ne olur ne olmaz...' dediği gün 'dostlar arasında' olduğuma iyice emin oldum ve üzerime ilham serpildi. Mehmet Bey, derginin gözde muhabiri Osman İridağ ile Nevruz'u bahane edip çöp tenekesinde ateş yaktığımız (ve Osman'ın beni kırmayıp ateşin üzerinden atlama seremonisini de icra ederek iyice tüy diktiği) gün bile bize çok kızmadı. Papara yeme anı geldiğinde arazi olma lüksümü Turkuaz editörü olunca kaybettim. Yeni görevimin stresini, zırt pırt başına ekşidiğim Eyüp Can'ın beynini yiyerek attım. Çok sabırlıydı.
'Ekrem Dumanlı' günleri başlamıştı. Fondaki müzik 'Neşeli Günler'den 'Görevimiz Tehlike'ye dönmüştü. Latife bir yana, sonraları ismini Pazar ekine çevirdiğimiz ve yanına Gençlik ekini de eklediğimiz pazar konseptinin editörü olduğum son altı yıl boyunca, hepsi birbirinden güzel arkadaşlardan mütevellit ekibim ve ben, Ekrem Dumanlı'dan hem yüzlerce kere ayar yedik, hem çok şey öğrendik.
Dumanlı bizim yüzer gezer yeteneklerimize, havada asılı duran ama her an yönünü şaşırabilecek potansiyellerimize bağlam temin etme işini başarıyla icra etti. Okurun beklentileriyle sorumlu bir yayıncılık anlayışının bileşkesinden, gurur duyduğumuz bir gazete çıkardı. Dahası Ekrem Bey'in, yazmamı sağlayacak idari kararı verme konusundaki cömertliği sayesinde köşe yazarı oldum. Yapabilmeniz yetmez, karşınızda buna inanacak biri olmalı. Doğru kişi olmak meselenin yarısıdır, diğer yarısı; doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle karşılaşmış olmanızdır.
Kader bu koşulları bana sağladı. Bir parça bile ışıldamış isem, önce Allah, sonra kitaplarım, bana emeği geçen kimseler, ailemin toleransı sayesinde olmuştur bu. Ama en çok bir kadına şans tanımanın risk olacağını buyurup duran muhafazakâr kodlara da, 'Başörtülü yazar mı? Laikçiler zaten ensemizde!' şeklindeki sistemik kodlara da aldırmadan, kimsenin tebrik etmeyeceğini bile bile bir kadına zemin tesis eden Ekrem Dumanlı sayesinde olmuştur.
Bu silsilenin bir halkası daha var elbette: Okur. Zaman okuru, noktası virgülüne kadar analiz ettiği yazıları öylesine nazik eleştirilerle ve sıcak bir takdirle donattı ki, bazı zamanlar ezildiğimi hissettim. Dahası, kaç gazete vardır ki, bir yazarının anneannesi öldüğünde okur otursun müteveffa için yüzlerce Yasin-i Şerif okuyup okutsun? Böylesi paha biçilmez değerler üreten okuruma sonsuz kere teşekkür ederim.
Fakat ağlamaya başlamadan sözü bağlamak durumundayım. Çünkü bana ayrılan 'zaman'ın sonuna geldim. Duruşuna hasta olduğum Zaman'dan, akışına kapıldığım HaberTürk'e geçmekteyim. HaberTürk 1 Mart'ta çıkıyor. Biliyorum, Zaman okumak ayrıcalıktır, teklif var ısrar yok, HaberTürk'e de beklerim.
Nihal Bengisu Karaca'nın veda yazısı...
Zaman gazetesinde yazdığı köşe yazıları ile dikkat çeken Nihal Bengisu Karaca, Habertürk'e transfer oldu. Karaca, Zaman Gazetesi okurlarıyla bugün vedalaştı...
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-23 10:55:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara