Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Obama ve Hatemi'nin tarihi buluşması

ABD ve İran arasındaki 30, bazılarına göre 56 yıllık güvensizlik duvarı Obama ve Hatemi'nin buluşmasıyla çökebilir mi?

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-02-16 00:47:00

Obama ve Hatemi'nin tarihi buluşması

ABD-İRAN ARASINDAKİ GÜVENSİZLİK DUVARI

Obama?nın İranlı İkilisi

Pepe Escobar*

İran salı günü İslam Devriminin 30. yıl dönümünü kutladı. Berlin duvarının yıkılışının 20. yıl dönümünden, tutun Küba devriminin 50 yıl dönümüne bu yılki kutlamalar bolluğunda neden bir zero year (yeni bir milat) düşlemeyelim ki.

Tarih Eylül 2009. Barak Obama ABD başkanı. Muhammed Hatemi ?medeniyetler arası diyalog?un fikir babası? İran Başkanı. Hatemi Birleşmiş Milletler genel sekreterliği toplantısı için New York?a uçar. BM koridorlarında Obama?yla karşılaşırlar. İki taraf el sıkıştıktan sonra karşılı jestleşmeler ve şakalaşmalarla biraz yüz yüze görüşmek için bir odaya geçerler. ABD ve İran arasındaki 30, bazılarına göre 56 yıllık güvensizlik duvarı sonunda çöküverir.

Şayet eski ABD başkan'ı George W. Bush?un benzeri olan hâlihazırdaki İran başkanı Mahmud Ahmedinecat görevde kalmaya devam ederse, Hatemi Obama?ya daha çok uyan bir ayna karakter olmayabilir. İran sistemindeki karmaşık yapı taşları arasında o muhafazakârlara da hitab edebilen bir reformist ve kadınlar, gençler ve her görüşten yenilikçiler arasında oldukça popüler. Haziran ayındaki başkanlık seçimi için yarışıyor ve Ahmedinecat'ın kolay kolay kazanamaması için olması gereken her şeye sahip. Hatemi'nin iyi Almancası var ve Alman filozof Habermas, ve Frankfurt ekolünün önemli fikir babaları (Theodor Adorno, Max Horkheimer)?nın iyi bir okuyucusu. Hatemi eski kültür bakanı (1989?1992) ve 1997 yılında ağırlıklı olarak kadınların ve gençlerin desteğiyle oyların toplam % 70?ini alarak başkan seçildi ve 2001 yılında halk onu ikinci kez seçti. .

O aynı zamanda ?medeniyetler diyalogu? çağrısı yapan kişidir. Huntington?un Medeniyetler çatışması tezine kapılmış, hapsolmuş Bush yönetimi Hatemi?yi küçümsediler.

Hatemi yıllar sonra 11 Eylül 2001?in 5. yıl dönümüne bir gün kala Harvard?da Samuel Huntington?un eskiden profesörlük yaptığı binada tarihi bir konuşma yaptı. O füzelere karşı kelimelerle savaşmayı tercih etti. Düşüncelerini 2001 yılını bütün yıllar arasında medeniyetler arası diyalog yılı olarak ilan eden Birleşmiş Milletler de dâhil uluslararası forumlarda dillendirdi.

ABD?nin kartel medyası, Hatemi?nin Harvard?da ne söylediğini tartışma zahmetinde bile bulunmadı.

Güce karşı savaş.

Bu yazar İran?ın Bush tarafından Irak ve Kuzey Kore ile birlikte şer üçgenine eklendiği reformist Hatemi yıllarında İran?ı baştan başa gezdi. Hatemi İran?ında daha fazla kişisel özgürlük ve geleneğin daha az baskısına doğru olan akım parlıyordu. Fakat bir o kadar da parlayan şey mollalar ve yargıçlar tarafından temsil edilen sistemin de azimle bunu engelleme düşüncesiydi.

Yıllar sonra Ahmedinecat?ın kesinlikle reformist olmayan ekonomi politikaları tam olarak bir felaket olduklarını kendileri ispatladılar. Resmi enflasyon % 24?de ve sürekli yükseliyor. Zamanının çoğunu kentlere yaptığı ziyaretlerle harcayan Ahmedinecat, petrol vergilerinin bir bölümünü daha iyi yollar ve okullar inşa etmek gibi altyapı harcamalarına ayırarak küçük kentlerdeki kitleler için iyi bir şeyler yapmış olabilir fakat öğrencilerden kalifiye işçilere çok düşük devlet gelirine bağlı olan İran orta sınıfının büyük çoğunluğu kan ağlıyor. Taşralı çiftçilerden bahsetmeye bile gerek yok.

Bundan daha kötüsü pazarlardaki memnuniyetsizliktir ?İran?ın hala temel anlamda bir Pazar ekonomisi (Rekabete dayalı) var- ve bu ithalat-ihracat esnafı, dükkâncılar, tefeciler ve geleneksel olarak molla yönetimine çok yakın duran endüstri yöneticilerinden oluşan organize olmuş bir ağ anlamına geliyor.

Bu sebeple ekonomiye önem vermemek sadece mollalar açısından değil aynı zamanda Devrim Muhafızları ve Pasdaran'lar (ya da Ahmedinecat?ın kendi deyimiyle sokak temizleyicileri, ahlak polisi) için de bir imtiyazdır..

ABD?li Cumhuriyetçilerin baş belası olan sosyal adalet, sağlık hizmetleri ve düşkünlere bakmak gibi meseleler hala İslam devriminin merkezi sacayaklarını oluşturuyor. Bu sebeple Hatemi açılımlarını; Ahmedinecat?ın ekonomik yetersizliğinin büyük Ayetullah, Ruhullah Humeyni tarafından şekillendirilen ve tanımlanan İslam Devriminin en önemli unsurlarının altını oyduğu düşüncesi etrafında şekillendirdi. Değişime tamamen kapalı olanlar değilse de gelenekçilerin de bir kısmı bu görüşü paylaşıyor.

Bütün bunların yanı sıra, Ahmedinejat bütün kalbiyle pek yakında zuhur etmesi beklenen esrarlı 12. İmam Mehdi hikâyesine inanan bir Mehdici. İran Şiilerinin çoğu mehdici değildir.

ABD?nin İran?ın nükleer programı hakkında uyguladığı yaptırımlar acı verici. Bunlar yüzünden Royal Dutch (Hollanda) Shell ve Fransız Total şirketleri gelişen Fars gaz yataklarından oldu ve şu ana kadar Rusya ve Çin?in alternatifi üretilemedi.

Hatemi üstlendiği misyon açısından İran da çok popüler. Fikirleri saygı duyulacak derecede vasat. Ahmedinecat?ı Yahudi soykırımını o çocuksu inkârı nedeniyle ağır bir dille eleştirdi. Washington ile normal bir ilişkiyi benimsiyor ve İsrail ve Filistin arasındaki için iki devletli çözümden yana.

Hatemi, 2003 yılının başlarında Tahranda ki İsviçre büyük elçisi aracılığıyla sonunda devrilen Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin ile birlikte Washington?a tam anlamıyla diplomatik bir zeytin dalı uzattı. İsrail?in de o masada olacağını bile bile. Michigan üniversitesi profesörü Juan Cole?ün o hiç unutulmayan sözlerinde dediği gibi ?(Eski ABD başkan yardımcısı) Dick Cheney?in bu inisiyatifi bir arkadaşını av sırasında yanlışlıkla vurması olayından daha hızlı baltaladığı söyleniyor?. Hatemi, 2004 yılında İran?ın uranyum zenginleştirme programını kısa bir süreliğine durdurma kararı bile almıştı.

Buna rağmen Hatemi?nin düşmanları oldukça güçlü- 12 kişilik koruyucu meclisi ve 86 üyeden oluşan Uzman?lar Meclisi. Bu mollaların birçoğu için Amerikan karşıtlığı bir dindir ve büyük şeytan (Amerikan Emperyalizmi) Obama?nın bedenine hulul etmiş olsa bile oldukça diri ve hala aldatıcıdır.

Aktörlerin istedikleri şey

Bu vakitten sonra asıl can alıcı soru; Hatemi?nin seçimlerde kime karşı yarışacağı ve reformistlerin oylarını bölmemenin yolunun ne olduğudur.

Ahmedinecat?ın komplosuyla dışlanan ve şimdi meclis başkanı olan, eski nükleer müzakereci Ali Laricani Ahmedinecat?a karşı yarışabilir. Ne karar verirse versin Hatemi onun oylarının bir kısmını belki de tümünü kendine çekebilir. Eski tahran belediye başkanı ve bir başka reformist olan Muhammed Kalibaf?da seçimlerde adaylığını koyabilir. Bir liberal olan Mehdi Kerrubi ise aday olmayabilir ve bu Hatemi?nin konumunu güçlendirir.

Peki, dini lider Ayetullah Ali Hamaney ne yapıyor? Hatemi?nin babası Hamaney?e çok yakın biriydi. Dini lider Ahmedinecat?ın uygulamalarına destek veriyor ama herhangi bir fiili destekte bulunmuyordu. Fakat uzma?ların bu konuda ne düşündüklerini anlamak çok zor. 2005 yılında bir molla yerine, eski Şah döneminden gelen dindar bir Humeynici olan Ahmedinecat?ı seçmek için bütün güçlerini seferber ederek, riske atılan sistem açısından, yeni bir reformist baskı için zamanın hiç müsait olmadığı düşünülebilir.

Hatemi, bütün bunlara rağmen Obama?nınkine benzer bir durumla karşı karşıya kalabilir O?da tıpkı Obama?nın Washington?un özel çıkarları ve kurumsallaşmış elit güçleriyle karşı karşıya gelmesi gibi aşırı bağlı Humeynici düşmanlarıyla karşı karşıya gelebilir.

Ve Obama?nın gerçekte istediği şey, o prime time haber saatinde yaptığı ilk beyaz saray açıklamasında ?baş başa masaya oturup konuşarak işe başlayabiliriz? dediği gibi, İran başkanını dikkate almaktır

Obama, İran ve ABD arasında karşılıklı saygıya dikkat çekti ve bu başlangıç müzakerelere de yansıyacaktır. Fakat her şey dönüp dolaşıp İran?ın (1980lerde kabul edildiği gibi) terörist bir organizasyon olduğu ve o hiç ispatlanamayan ve bir türlü de değiştirilemeyen, İran?ın nükleer silah peşinde olduğu inancına dayanıyor.

Obama?nın Washington?da yaptığı basın açıklamasından neredeyse saatler sonra Tahran?da İran devriminin 30. yıldönümü kutlamaları bünyesinde yapılacak devasa gösterilerin arifesinde Ahmedinecat karşılık verdi. Oldukça Hatemi?ci bir edayla, dünyanın yeni bir ?diyalog ve müzakere? dönemine girdiğini söyledi. Obama?nın sözlerini benzer bir şekilde ?İran milletinin karşılıklı saygı ve nezaket ortamında görüşmelere açık olduğunu? açıkladı.

Ahmedinecat terörizm, nükleer silâhsızlandırma, BM güvenlik konseyinin etkin hale getirilmesi ve uyuşturucu trafiği ile mücadele gibi konuları içeren bir yol haritası bile sundu. ABD dış işleri departmanı muhtemelen onun tekliflerinin tam metnini çevirmek ve anlamak için saatlerce uğraşmıştır.

Ahmedinecat aynı zamanda değişimin temel olması, taktiksel olmaması gerektiğini de söyledi. Peki, Obama?nın değişim açılımları köklü-esas değişiklikler mi yoksa taktiksel-dönemsel değişiklikler mi? ABD başkanı ? eğer el sıkışmaya istekliyseniz biz elimizi uzatırız? demişti. Tahranın eli tam anlamıyla açık görünüyor.

Ama kesin olan bir şey var o da Washington?daki İsrail lobisinin ve seçimi kim kazanırsa kazansın bu kişi Kadima?nın dışişleri bakanı Tzipi Livni bile olsa İsrail seçimlerini kazananların yumruğunu sıkan taraf olduğudur. Onlar daha şimdiden yüksek sesle İran?ın yakın zamanda uzaya gönderdiği Omid (Farsça da umut anlamında) uydusu hakkında şikâyet ederek aynı roket teknolojisinin savaş başlıkları da taşıyabileceğini dillendirmeye başladılar.

Ve en önemlisi; dini lider bütün bunlar hakkında ne düşünüyor? O her şeyin ötesinde İran?ın mutlak karar verici otoritesidir. Her şeyden önce asıl olan ulusal gururdur. Geçtiğimiz haftalarda İran kara kuvvetleri komutanlarıyla yaptığı bir toplantıda Hamaney: ?bu devrim İran ulusunu bağımsız güçlü ve onurlu ve başka toplumları etkileyebilecek kapasitede bir halk haline getirmiştir? dedi.

Onun-ya da sistemin- öncelikleri bundan daha açık ifade edilemezdi. Hamaney: ?Geçtiğimiz 30 yıl içinde dünya güçleri İran?ın ilerlemesini engellemek için ellerinden geleni yaptılar, fakat halkımıza yıllar boyu uygulanan ambargolara rağmen biz dünyada sadece birkaç ülkenin sahip olduğu uzaya uydu göndermek ve uranyum zenginleştirme teknolojisini yakalamak gibi ilerlemeler kaydettik? dedi.
Başka ülkelere ihraç edilebilen Humeynici devrim akımına gelince; Görünen o ki bu düşünce her zamankinden daha canlı. Devrimin mesajının popülaritesine Gazze?de olanlar ve daha önce de 33 Gün savaşında Lübnan?da olanlar sırasında herkes şahit oldu. Amerikan destekli iyi donanımlı İsrail ordusu Allah?a olan inançlarından başka hiçbir şeye sahip olmayan bir avuç silahlı genci (Hamas ve Hizbullah) yenmeyi başaramadı.

Kemerlerinizi sıkın, oldukça sarsıntılı bir yolculuk olacak.

Bir sonraki makale: Obama ?Özür dileriz? diyecek mi?


*Pepe Escobar: Globalistan: How the Globalized World is Dissolving into Liquid War (Globalleşme: Globalleşen dünya sıvı savaşında nasıl çözülüyor.) (Nimble Books, 2007) ve Red Zone Blues: a snapshot of Baghdad during the surge. (Kırmızı Bölge Mavileşiyor: Gelişim sürecinde Bağdat?ın fotoğrafı) kitaplarının yazarıdır.

Bu makale Abdulkadir Şen tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

 

 

Haber Ara