Dolar

34,8813

Euro

36,7455

Altın

3.042,60

Bist

10.147,80

Abant Platformu 'Kürt Sorunu'nu tartıştı

Abant Platformu, 18. toplantısını Erbil'de yaptı. 'Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak' başlığını taşıyan konferansın açılışında dostluk ve barış mesajları öne çıktı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-02-16 02:20:00

Abant Platformu 'Kürt Sorunu'nu tartıştı

Aydınları bir araya getirerek, ulusal ve uluslararası sorunları masaya yatıran Abant Platformu, 18. toplantısını Erbil'de yaptı. 'Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak' başlığını taşıyan konferansın açılışında dostluk ve barış mesajları öne çıktı. Türk ve Kürt kültürünün birbiriyle yakın ilişki içerisinde olduğuna dikkat çekilirken, geçmişte yaşananların geleceğe ipotek koymaması gerektiği üzerinde duruldu.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kültür Bakanı Falakaddin Kakeyi, 'Bütün gücümüzle barış ve dostluğun yanındayız.' derken, Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısının hiçbir zaman kapanmayacağının altını çizdi. Türkiye'den gelen fikir adamları da, kendilerini Erbil'de yabancı hissetmediklerini anlattı. Abant Platformu adına söz alan Prof. Dr. Mümtaz'er Tüköne duygularını şöyle aktardı: 'Beraber sevinip beraber üzülen bir halkız. Burayı yurtdışı olarak görmüyoruz. Hepimiz evimizdeyiz. Hepimiz Kürt'üz.'

Konferansın açış konuşmasını yapan Erbil Valisi Nevzad Hadi de geçmişin hatalarına takılmamak gerektiğini vurguladı. Hadi, zor zamanlarda Türkiye'nin sınır kapılarını sonuna kadar açtığını hatırlattı ve ekledi: 'Artık çocuklarımız bilsin ki komşularımız onların dost ve kardeşleridir.'

100'ü aşkın aydının katıldığı iki günlük konferansın sonuç bildirgesinin bugün yayımlanması bekleniyor.


Konferansın düzenleme kurulunda yer alan Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne konuşmasında, Erbil'de yaşayan Kürtlerden çok daha fazlasının Türkiye'de yaşadığına dikkat çekti. Kürtlerle Türkler arasında bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Türköne, 'Bizimle gelenlerden kaç tanesi Kürt inanın bilmiyoruz. Çünkü hepimiz Kürt'üz. Türkiye'de yaşayan 72 milyon gibi ben de biraz Kürt'üm. Bir Kürt gibi düşünüyor, yaşıyor ve geleceğe bakıyorum.' mesajını verdi. Kentin Kürtlerin diyarı olduğu kadar Arap ve Türkmenlerin vatanı olduğuna da işaret etti. İlk Türk sosyoloğu Ziya Gökalp'in Diyarbakırlı bir Türk milliyetçisi olduğunun altını çizen siyaset bilimci Türköne, onun şu sözlerini aktardı: 'Kürt'ü sevmeyen bir Türk, Türk değildir. Türk'ü sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir.'

Khanzad Otel'de Saad Abdullah Kongre Salonu'ndaki konferansın açış konuşmasını Erbil Valisi Nevzad Hadi yaptı. Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesi ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmenin kaçınılmaz olduğunu belirterek, 'Geçmişteki hatalardan ders alıp, geleceğe dostlukla bakalım.' dedi. Sert dil ve askerî operasyonların hiçbir zaman sorunlara çare olmadığını ifade ederek, 'günün diyalog günü olduğunu', geçmişin hatalarına takılmamak gerektiğini vurguladı.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kültür Bakanı Falakaddin Kakeyi, yıllardır kopuk olan ilişkilerin yeniden kurulduğuna işaret etti. TRT'nin Kürtçe yayına başlamasını 'çok olumlu bir adım' şeklinde niteleyen Kakeyi, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kürtçe bir TV kuruldu. Kürt dilinde de önemli bir gelişme kat edildi. Üniversitelerde bölümler açılacak. Bu da iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirecek. Bütün gücümüzle barışın ve dostluğun yanındayız.' Musul Türk Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, Türkiye'nin Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı olduğunu ve o kapının hiçbir zaman kapanmayacağını belirtti. Onun ardından söz alan Mukiriyani Araştırma Merkezi Başkanı Aso Kerim, toplantının iki toplum için barış ve dostluk getireceğini söyledi. Selahattin Üniversitesi (SÜ) Rektörü Muhammed Sadık ise şöyle konuştu: 'Konferansta konuşulanlar sadece bugün değil, iki ülkenin geleceği için yol gösterici olacak.'

Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını SÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şirzat Neccar'ın yaptığı ilk oturumda Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Başkanı Doç. Dr. İbrahim Kalın, yazar Ali Bulaç ve Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ferit Eseserd birer sunum yaptı. Başkanlığını SÜ Öğretim Üyesi Dr. Reşat Miran'ın yaptığı oturumda Işık Üniversitesi (IÜ) Rektörü Salih Hoşoğlu, şair Bejan Matur ve araştırmacı Murad Hekim sunum yaptı. Çeşitli araştırma sonuçlarını örnek gösteren Hekim, Kürtlerin daha çok Türklerle komşuluk ilişkisi içinde bulunmak istediğinin altını çizdi.

Kürt meselesinin şimdiye kadar pek çok uluslararası toplantıda konuşulduğunu anlatan Bejan Matur ise 'Erbil'de Kuzeyli ve Güneyli Kürtlerin, Türklerle konuşması bu toplantıyı benzerlerinden farklı kılıyor. Bu toplantı kuzeyle güneyi ayıran sınırın yüreklerde yer etmediğini göstermesi açısından ayrıca değerli.' ifadelerini kullandı. Türkiye kamuoyunda güneyli Kürtler için yukarıdan empoze edilen kırıcı ve küçümseyici tavrın değiştiğini dile getiren Matur, şunları kaydetti: 'Demokratikleşme için güneyli Kürtlerin Türkiye'ye ihtiyacı olduğu kadar, Türkiye'nin de güneyli Kürtlere ihtiyacı var. Bu ilişkinin başlaması gereken yer iç siyasettir. Türkiye öncelikle kendi Kürtlerine güvenmeli.' IÜ Rektörü Hoşoğlu ise birlikte yaşama iradesinde eğitimin rolüne vurgu yaptı: 'Bu konuda özellikle Türkiye'nin ciddi adımlar atmasının zamanı geldi. Türkiye'ye mevzuattaki zorluklardan dolayı çok az sayıda öğrenci gidebiliyor.'

Kürt Konferansı, yerel Kürdistan TV'de canlı yayınlandı. İlk gün yoğun katılımın yanı sıra hararetli tartışmalar yaşandı. Tartışmalar daha çok Kürdistan-Kuzey Irak kavramları çerçevesinde gelişti. Bazı katılımcılar Türkiye'den gelen konuşmacıların Kürdistan tabirini kullanmamasını eleştirdi. Ali Bulaç, yöneltilen sorulara şu cevabı verdi: 'K. Irak Federe Kürt Bölgesi'nin başkenti Erbil'deyim. Bunu söylemekten gocunan biri değilim.'

'Ortadoğu'yu deli gömleğinden çıkarıp, evimiz yapabiliriz'

Konferansın ilk oturumda söz alan yazar Ali Bulaç, Batı tarafından 'Ortadoğu' olarak tabir edilen bölgedeki sorunların yine Batı tarafından empoze edildiğini vurguladı. Kritik bir dönemden geçildiğine işaret eden Bulaç, şunları kaydetti: 'Bölge yeniden şekillenirken bilmemiz gereken temel bir gerçek var: Tek bir ulus devlet, tek bir etnik grup veya tek bir mezhep kendi çıkarını koruyarak bu krizin içinden çıkılamaz. Ortadoğu'yu kendi irademiz, kaynaklarımız ve zengin mirasımızla üzerimize giydirilmiş bir deli gömleğinden çıkarıp, hepimizin evi yapabiliriz. İslam alimi Saidi Nursi'nin dediği gibi: Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal.'

SETA Vakfı Doç. Dr. Başkanı İbrahim Kalın da korku ve şüpheye dayalı bir Kürt algısının Türkiye'nin kendi Kürt sorununu çözmesinin önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti.Fethullah Gülen'den Erbil'e mesaj

Erbil'deki toplantıya Fethullah Gülen Hocaefendi de mesaj gönderdi. Mesajı okuyan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Gülen'in Abant Platformu tarafından düzenlenen toplantılara ilk kez mesaj gönderdiğini söyledi. Gülen'in mesajı şöyle:

'Kıymetli katılımcılar, değerli akademisyen, siyaset ve düşünce adamları; sizleri yüce Mevlâ'nın sonsuz selamı ile selamlarım.

Erbil tarihî, kültürel, insanî ve toplumsal değerler bakımından dünyanın en zengin ve mümbit bölgelerinden birisidir. Kadimde çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış sosyal ve siyasal roller üstlenmiştir.

Abant Platformu ve değerli katılımcılarını, bölgeye gösterdiği yakın ilgi ve alakadan dolayı tebrik ediyorum. Zira bugün Erbil, tarihî günlerinde olduğu gibi kültürel, ticarî ve eğitim faaliyetleri ile göz doldurmaktadır. Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine ve stratejik bir coğrafyaya vücut vermektedir. Kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma aynı coğrafyayı paylaşan insanların vazgeçemeyecekleri ve ertelemeyecekleri kadar ehemmiyetli evrensel ve insanî dinamiklerdendir. Bugün ortak bir akıl ve tavır üretmek için çok fazla saiklerimiz mevcuttur.

Son asırda bölge uluslararası yoğun bir siyasî ilgiye mazhar olmuştur. Şüphesiz savaş da barış da farklı insanî ve uluslararası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur. Fakat eninde sonunda toplumsal hayata; yani normalleşme sürecine geri dönmek gerekmektedir.

Şüphesiz esas zorluk bundan sonra başlayacaktır. Ciddi fedakârlık, sabır ve tahammül gerekir. Türkiye'de binler hatta milyonlar bu coğrafyaya zihnen, fikren ve manen alaka duymaktadırlar. Karşılıklı kardeşlik, yakın dostluk ve komşuluk ilişkileri içerisinde terettüp edecek her fedakârlığa, tecrübe alışverişine ve bilgi paylaşımına açık yüreklilikle ilgi göstermektedirler.

Umarım bu toplantı, kısa zamanda toplumsal ve kültürel neticeler ve semerelere vesile olur. Yöre halkının maddi-manevi sıkıntılarının azalmasına, bölgedeki acıların dinmesine bir nebze de olsa katkıda bulunur. Bu vesile ile tüm katılımcıları gönülden kutlar, Erbil'i temsil eden mümtaz şahsiyetleri ve ilim adamlarını da hürmetle selamlar; konukseverliğinizin bereketli bir atılıma ve muvaffakiyete vesile olmasını yüce Mevlâ'dan niyaz ederim.

Allah'ın sonsuz selamı ile...'

IKYB'de kriz iddiası

Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürdistan yönetiminin Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi'nin (IKYB) merkezi konumundaki Süleymaniye'de önemli bir kriz yaşanıyor. Abant Toplantısı'nın açılışında Bölgesel Yönetim'in Başbakanı Neçirvan Barzani'nin konuşma yapması bekleniyordu. Ancak Novşirvan Mustafa ve Kosret Resul'ün kanatlarının IKYB politbüro üyeliğinden istifa ettikleri için bir kriz ortamı oluştu. Bu sorunla meşgul olan Barzani, toplantıya katılamadı. Kürt kaynaklar, IKYB lideri ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin oğlu Kubat Talabani'ye veya Kosret Resul'ün oğluna bıraktığı bir vasiyet mektubunun krize yol açtığını bildiriyor. Zaman'a konuşan IKYB Dış ilişkiler Sorumlusu Sarko Osman, parti içinde bazı anlaşmazlıklar olduğunu doğrularken, mektup iddialarını yalanladı.

Haber: Melik Duvaklı

Kaynak: Zaman

 

Haber Ara