Brüksel temaslarını tamamlayan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ziyaretinin CHP Lideri Deniz Baykal ile aynı zamana denk gelmesine de atıfta bulunarak basın mensupları için düzenlenen toplantıda Türkiye'nin muhalefeti ile iktidarı ile AB sürecinde tam üyelik hedefinin arkasında olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
Görüşmelerine ve temaslarına ilişkin bilgiler veren Bağış, artık her Brüksel ziyaretinde AB'ye anlatacak yeni gelişmeler yaşandığına dikkat çekerek mecliste oluşturulan 'Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu'nu ve 'Kyoto Protokolü'nün kabulünü örnek verdi.
Bağış, 'Son derece yoğun bir haftaydı. Enerji Komiseri Piebalgs ile AB'nin içinde bulunduğu enerji sorunu çözümüne Türkiye'nin yapabileceği katkıları anlattım ve enerji faslındaki beklentilerimiz ilettim. Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Wolski ile son derece sıcak ve içten bir görüşme yaptım. Kendisi bana 'Türkiye'nin Avrupalı kimliği ile ilgili beni ikna etmenize gerek yok, bir Polonyalı olarak içinde bulunduğunuz durumu en iyi ben bilirim' dedi.
Türkiye Raportörü Ria-Rujiten Ooumen ile de raporun bazı maddelerini konuştuk ve bu konuda bugün yapılacak oylamaya kadar tam saha pressimize diplomatlarımızla devam edeceğiz. Milli eniştemiz Legandijk ile de makamında bir araya geldik. Kendisi bildiğiniz gibi siyasi hayatına bir ara vererek Türkiye'ye yerleşecek. Komisyon Başkan Yardımcısı Wallström'le görüşmemizde kendisini İstanbul'a davet ettim. Sanırım o da yakında Türkiye'ye misafirim olarak gelecek ve son olarak Ulaşımdan Sorumlu Komiser Tajani, Ulaştırma Bakanımız Binali'yi benim aracılığımla Brüksel'e davet etti' şeklinde konuştu.
Baykal ile aynı uçakta bulunduklarını anlatan Bağış, Baykal'a Brüksel'deki mesajlarının kendi çalışmaları açısından önemini belirttiğini aktararak AB sürecini muhalefetin ve iktidarın aynı derecede sahiplendiği mesajının verilmesi gerektiğini söyledi.
Yeni ofis için hayırlı olsun dileklerini ilettiğini belirten Bağış, 'Kendisine müzakerelerle ilgili bilgi verdim ve burada verebileceği bazı mesajlar konusunda fikir alış-verişinde bulundum. Kendisinin de burada bulunduğu süre içerisinde yaptığı konuşmalarda buna benzer mesajlar verdiğini okudum ve bu da beni umutlandırdı. Çünkü son 2 yıldır gerek 301 tartışmaları gerek vakıflar kanunu gerekse TRT tartışmalarında oldukça zor bir süreç yaşadık. Ana muhalefet partisi başta olmak üzere muhalefet partileri farklı konularda mecliste süreci tıkama noktasında ciddi muhalefetleri olmuştu. Halbuki bunlar Türkiye için hep iyi şeyler. Bugün TRT 6 yayınlarının Türkiye'ye bir zararı yok. Tersine toplumu, özellikle de Kürt kökenli vatandaşları, kendi devletlerine daha yakın hissetmeleri adına çok önemli bir vazifeyi yerine getirdiğini gördük. Aynı şekilde Nazım Hikmet'in vatandaşlığı konusunda Türkiye'de farklı grupların hiçbirinden olumsuz bir beyan dahi olmamıştır. Türkiye'ye tek maliyeti 27 imzanın mürekkebidir. Ancak böyle bir ayıbı örtmenin 50 yıl sürmemesi gerekirdi' diye konuştu.
CHP Lideri Baykal'ın dün Avrupa Politikalar Merkezi'ndeki konuşmasında 'Türkiye Avrupalılaşmıyor tersine politikalarıyla Ortadoğu'ya kayıyor' ve 'Biz Avrupalı olduğumuzu iddia ediyorsak Medeniyetler İttifakı Projesi'nde biz hangi medeniyeti temsil ediyoruz?' eleştirilerini cevaplayan Bağış, Türk milletinin yönünün son bin yıldır Batı'ya dönük olduğuna işaret ederek, 'Batı'ya ilerlerken Doğu'yu ihmal ederseniz arkanıza baktığınızda çok sıkıntılı bir süreç bıraktığınızı görürsünüz. Türkiye AB ile müzakerelerini başlattığı yıl İslam Konferansı Örgütü'nün Genel Sekreterliği'ni de üstlenmiş bir ülkedir. Türkiye 47 yıldan sonra farklı kıtalardaki her 10 ülkeden 8'inin oyuyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne seçilmiştir ve bugün dünyanın en büyük kabusu haline gelen medeniyetler çatışmasını engellemek üzere başlatılan Medeniyetler ittifakı Projesi'ne eş başkanlık yapmaktadır. Eğer bunca yıldır siyaset yapan deneyimli tecrübeli Sayın Baykal hangi medeniyeti temsil ettiğimizin farkına varamadıysa
benim onunla burada bu bilgiyi paylaşmam biraz ayıp olur arkadaşlar' ifadelerini kullandı.
Kıbrıs konusunun bazı kesimlerce yanlış ele alındığını öne süren Bağış, ada meselelerinin AB-Türkiye ilişkilerinin kırılma noktası olarak gösterilmeye çalışıldığını ancak bu doğru olmadığını söyleyerek, 'Kıbrıs'la ilgili anıları burada tazeledik derken bunu laf olsun diye söylemedim. 2002'den bu yana Sayın Danielson'un ve Verheugen'ın öncülük ettiği bir takım toplantılar oldu çeşitli yerlerde ve buralarda yapılan temaslar ve verilen taahhütler var. Annan süreci var. Yapılan çağrılar var. Bu çağrılara uyan bir toplum var uymayan bir toplum var. Kısaca Kıbrıs ile ilgili bir 2009 sonu değerlendirme raporu çıktığı zaman bunların hepsinin bu rapor içerisinde yer alması gerekecek. Kıbrıs konusunda biz kendimizden eminiz. Bu milli davamızdır ve iktidar ile muhalefet hem fikirdir ama biz bu noktada dengeleri değiştirdik. Artık hiç kimse Türk tarafını suçlayabilecek bir durumda değildir' dedi.
Türkiye için AB'nin çok önemli bir proje olduğunu söyleyen Bağış AB için de Türkiye'nin çok önemli bir proje olduğunu hatırlattı ve son olarak Türkiye'ye dönüşünde Baykal ile olası teması hakkında şunları söyledi: 'Uçaktaki sohbetimize son verirken dönüşte Ankara'da görüşürüz diyen kendisiydi. Zannediyorum değerlendirmek için bir fırsat olur ve Ankara'yı beklemeyiz. Bu işi daha evvel yaptığımız gibi Bulgaristan hava sahasında halledebiliriz'.
Bağış: 'Kıbrıs'ta dengeleri değiştirdik'
Bağış, Türkiye'nin muhalefeti ile iktidarı ile AB sürecinde tam üyelik hedefinin arkasında olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-11 14:48:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara