TİSK Danışma Konsey toplantısı, 'Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ve etkisini giderek artıran kriz' gündemiyle gerçekleştirildi.
Toplantının ardından yayınlanan bildiride, küresel ekonominin bugüne kadar eşi görülmemiş bir güven krizinin etkisi altında olduğu belirtilerek, 'Küresel krizden önce de ciddi sorunlar yaşayan reel sektörümüz krizin yansıması ile birlikte, hem dış ve hem de iç pazarlardaki daralma sonucunda buhrana sürüklenmiş, bugün ekonomi adeta durma noktasına gelmiştir' denildi.
Bu bakımdan, Hükümetin ilk önceliğinin ekonomi olması gerektiği bildiride, siyasetteki başarının ekonomiye bağlı olduğu hatırlatıldı. Kriz nedeniyle üretimin giderek azalması ve işsizliğin artmasının üretici ve tüketici açısından endişe ortamını yoğunlaştırdığına işaret edilen bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi:
'Ekonomide talebin azalması, güven bunalımını beslemekte; güvenin zayıflaması, iç talebi daha da gerileterek kısır döngünün sürmesine yol açmaktadır. Bu süreç, ekonominin ve sınai işletmelerin sorunlarını içinden çıkılmaz hale getirmekte ve bazı sektörler açısından adeta kıskaç etkisi yapmaktadır.
Ancak, Hükümet kamuoyuna verdiği birçok olumlu mesaja ve aldığı kısmi tedbirlere rağmen, sanayi işletmelerine dönük somut önerilerimizi hala hayata geçirmemiş ve krizi tam karşılayacak 'paketi' ortaya koyamamıştır. Bu yönüyle Hükümet krizi yönetememiş ve gerekli güven ortamını sağlayamamıştır.'
Hükümetin yerel seçimlere ve dış politik gelişmelere öncelik vererek sanayi işletmelerinde yaşanan ciddi sorunlara, adeta 'kendi çözüm yolunu bul' şeklinde yaklaşmasının 'büyük bir hata' olduğu ifade edilen TİSK bildirisinde, 'istihdam deposu' olan sanayi işletmelerinin korunmasına yönelik acil 'Tedbirler Planı'na ihtiyaç olduğu kaydedildi.
Bildiride, Hükümetten bütün ülkelerde ardı ardına açıklandığı gibi, kapsamlı bir tedbir paketinin ivedilikle Türkiye'de de hayata geçirilmesinin beklendiği vurgulandı.
Talebi artırmaya, nakit akışı ve likidite sorunlarının çözülmesi ile zordaki işletmelerin sorunlarını çözmeye yönelik tedbirlerin yanı sıra sosyal tedbirlerin, bu sürecin ve planın en önemli unsurları olması gerektiği belirtilen bildiride şöyle denildi: 'Biz işletmeyi, işçisi ve işvereni ile bütün olarak algılıyor; üretimi ve istihdamı, ekonomik ve sosyal hayatın temeli sayıyoruz. Birinci öncelik işletmelerin yaşatılması ve istihdamın korunmasıdır. Toplum yararının korunması bu iki kavramla yakından
ilişkilidir.
Sokaktaki vatandaşa ve işletmelere yeniden güven kazandırılması Hükümetin sorumluluğundadır. Şeffaflığın sağlanması, iletişim kanallarının açık tutulması, istikrarın korunması ve katılımcı yaklaşımın oluşturulması gereklidir.
İnanıyoruz ki, Türkiye'nin lokomotifi olan reel sektör işletmeleri, nasıl geçmişte büyüme performansını dünyada en üst noktalara taşımışlarsa, -Hükümet gerekli ortamı yarattığı takdirde- günümüzdeki sorunların aşılmasında da başrolü oynayacak ve kriz sonrasında da yine büyümenin ana unsuru olacaktır.
Bu nedenle Hükümetimizin önderliğinde, özel sektörün dinamizmini ve rekabet edebilirliğini harekete geçirecek ortak aklın ürünü yeni bir güce ve motivasyona ihtiyaç vardır. Ancak bu şekilde krizi hızla ve düşük maliyetle atlatabiliriz.
Bu sürecin hızla işletilmesi, işletmeler kapanmadan harekete geçilmesi zorunludur. Çünkü kapanan işletmenin ve işsiz kalan insanların yeniden ekonomiye kazandırılması çok güç, çok maliyetli ve hatta imkansızdır. Artık beklemeye tahammülümüz kalmamıştır.'
İHA
TİSK, tedbir paketi istedi
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Hükümetten bütün ülkelerde ardı ardına açıklandığı gibi, kapsamlı bir tedbir paketinin ivedilikle Türkiye'de de hayata geçirilmesinin istedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-02-10 15:40:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara