Tezkere, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için Hükümete 1 yıl süreyle yetki veriyor.
Genel Kurul'da, tezkere üzerinde gruplar ve Hükümet adına yapılacak konuşmalardan sonra oylama yapıldı. Tezkerenin kabul edilmesiyle, daha önce farklı coğrafyalarda görev yapan Türk askeri, bu kez Aden Körfezi, Somali karasuları ve Arap Denizi'ne gidecek.
Tezkere, bölgede konuşlandırılacak TSK deniz unsurlarının, Somali toprakları üzerinde, korsan/deniz haydutları ve silahlı soygun icra eden kişilere yönelik herhangi bir kara operasyonunda görevlendirilmemesini, korsanlık ve silahlı soygun yaptığından şüphe duyulan tekneleri telsizle sorgulamak, bayrak devletinin rızası halinde bu gemilere çıkmak, geminin bayraksız olması durumunda ise uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde müdahalede bulunabilmesini içeriyor.
Bölgeye gidecek Türk askeri, ticaret gemilerine refakat ve koruma sağlamak, korsan/deniz haydutları ve silahlı soygun icra eden kişilerin saldırısına uğrayan ticaret gemilerine yardım etmek, gerektiğinde bu kişileri yakalamak, gözaltına almak, sorgulamak, delil toplama dahil her türlü adli kolluk işlemlerini yapmak, bu kişilerin kullandığı deniz araçlarına müdahale etmek, durdurmak, etkisiz hale getirmek ve el koymakla görevli olacak.
MHP ve CHP'den tezkereye evet
MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, Aden Körfezi, Somali karasuları ve Arap Denizinde görevlendirilmesini içeren Başbakanlık Tezkeresinin, dünya petrol sevkıyatının güvenliği ve dünyadaki petrol oyununun bir parçası olduğunu iddia etti.
MHP grubu adına söz alan Atılgan, Somali'nin, petrol sevkıyatı yolu olması nedeniyle stratejik bir noktada olduğunu belirtti.
Korsanlar nedeniyle dünya ticaretinin ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olunduğunu anlatan Atılgan, bu nedenle Çin, ABD, Rusya gibi küresel güçler ile BM ve NATO'nun bölgede etkin olmaya çalıştığını söyledi.
Atılgan, 21. Yüzyılda, savaşların, petrol ve doğal kaynaklarının sevkıyat yollarının güvenliğinden kaynaklanacağını öne sürerek, 'Çünkü, dünyada bugün için enerji açısından petrol ve doğalgaza bağımlılık oranı yüzde 70'tir. 2030 yılında bu oran, yüzde 73 olacaktır. Başkanlık Tezkeresi, aslında dünya petrol sevkıyatının güvenliği ve dünyadaki petrol oyununun bir parçasıdır' dedi.
Tezkerenin daha iyi anlaşılması için Somali'nin bugünlere nasıl gelindiğini ve egemen güçlerin bölge ülkelerinde çıkarlarına bakılması gerektiğine dikkati çeken Atılgan, bölge ülkelerin tümünün, birbirleriyle sorunları bulunduğunu söyledi.
Atılgan, bölgedeki insanların Ortaçağ standartlarını yaşadığını ifade ederek, 'Allah'ın Türk milletine yüklediği misyonu yerine getirmek için biraz daha büyük düşünmek ve gelecekte bu bölgelere adaleti, huzuru ve refahı getirmek geçmişte olduğu gibi gelecekte de bizlere düşen bir görev olacaktır' diye konuştu.
Somali'de deniz haydutluğu faaliyetlerinin son dönemde arttığını, bu durumun deniz ticaretinin akıbeti açısından ciddi bir endişeye neden olduğunu anlatan Atılgan, 'Bölgeye gidecek olan birliklere başarılar diliyoruz. MHP olarak tezkereye olumlu oy vereceğiz' dedi.
CHP grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ da Somali karasuları ve açıklarında yasadışı eylemleri yapan kişilerin, önceleri balıkçılıkla uğraşılırken bugün klaşnikof ve roketlerle donanımlı profesyonel korsan şebekeleri haline geldiklerini söyledi.
Asya'dan Avrupa'ya giden gemilerin, Aden Körfezi'nden geçmek zorunda olduklarını ifade eden Elekdağ, korsanların, bu bölgedeki yasadışı eylemlerinin, uluslararası deniz taşımacılığı ve ticaretini olumsuz etkilediğini, can ve mal emniyeti açısından çok ciddi tehdit oluşturduğu hususunda dünyada tam bir görüş birliğini bulunduğunu belirtti.
Elekdağ, bölgede bugüne kadar 500'e yakın korsanlık ve deniz haydutluğu vakasının yaşanmış olmasının tehdidin kazandığı vahim boyutu açıkça ortaya koyduğuna dikkati çekerek, bu tehdidin, Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini, Türk ticaret gemilerinin söz konusu deniz yolunu yoğun bir şekilde kullandığını kaydetti.
Korsanlığın, 'uluslararası suç' olduğunu ifade eden Elekdağ, 'CHP, dünya barış ve istikrarına yapacağı olumlu katkıyı ve ulusal çıkarlarımızı dikkate alarak, Hükümet tarafından TBMM'nin onayına sunulan tezkereye olumlu oy verecektir' diye konuştu.
Yurtdışına asker göndermek için 23. kez izin
TBMM, Genel Kurul'da kabul edilen tezkereyle, 1950'den bu yana yurtdışına asker göndermek için 23. kez izin vermiş olacak.
Meclis, bugüne kadar Türk askerinin yabancı ülkelere gönderilmesi konusunda çeşitli istemlere sahne oldu. TBMM, 1950 yılından sonra ilk kez, Kore'ye Türk askerinin gönderilmesi için dönemin hükümetine izin verdi.
TBMM, 6 Aralık 1950 tarihli birleşiminde, 'dünya barışını kurmak, korumak ve insanlığın emniyet ve huzurunun sağlanması amacıyla Türk askerinin BM orduları saflarına katılması' yönündeki Başbakanlık Tezkeresi'ni kabul etti.
Kıbrıs
Meclis, Kıbrıs'a asker gönderilmesi konusunda çeşitli tarihlerde 3 kez izin verdi.
Bu konudaki ilk tezkere, 16 Mart 1964 tarihini taşıyor. 1961 Anayasası'nın 66. maddesine dayandırılan bu karar, '16 Ağustos 1960 tarihinde, Lefkoşa'da Türkiye, Yunanistan, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmalar uyarınca Kıbrıs'a Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gönderilmesine izin verilmesini' içeriyordu.
TBMM, 17 Kasım 1967'de, 'Hükümete verilen yetkinin kullanılmasından doğacak inkişaf ve ihtilatlar karşısında; lüzum, hudut, şümulü Hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine' izin verdi.
Kıbrıs konusundaki 3. tezkere ise 20 Temmuz 1974 tarihinde kabul edildi.
Dış siyasi olayların ortaya çıkardığı ağır şartlar sonunda ve TBMM'nin 1964 ve 1967 yıllarında verilen izinlerine dayanarak Kıbrıs'a yapılan indirme ve çıkarma harekatının ortaya çıkaracağı durum karşısında gerekliliği, sınırı ve miktarı Hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine izin verilirken, aynı günkü birleşimde 'TBMM'nin kahraman ve şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerine güven, dilek ve takdirleri' de iletildi.
Körfez krizi
Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle başlayan Körfez Krizi sürecinde de TBMM'den 3 tezkere çıktı.
Körfez Krizi sürecinde, ABD ve müttefiklerinin Irak'a yönelik askeri harekatı aşamasında Türkiye'de çok uluslu bir gücün konuşlandırılması gündeme geldi.
Hükümet, 'Ülkemize bir tecavüz vuku halinde derhal mukabele edilmesi maksadına münhasır olarak' Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi veya yabancı silahlı kuvvetler mensuplarının Türkiye'de bulunması konularında TBMM'den izin istedi. Bu izin, 12 Ağustos 1990 tarihinde hükümete verildi.
Önceleri 'Çekiç Güç' olarak adlandı rılan, daha sonra sadece hava gücüyle sınırlı olan 'Kuzeyden Keşif Harekatı', bu izin kapsamında Türkiye'ye konuşlandırıldı.
TBMM, yine aynı kapsamda 5 Eylül 1990 ve 17 Ocak 1991 tarihlerinde BM Güvenlik Konseyi kararını desteklemek ve Türkiye'nin muhtemel tehlikelere karşı güvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak, kriz süresince ve sonrasında olabilecek gelişmeler ışığında Türkiye'nin çıkarlarını korumak amacıyla Türk askerinin yabancı ülkelere gönderilmesine ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına izin verdi.
Bosna Hersek'ten Afganistan'a
Türk askeri, Körfez Krizi sonrasında dünyanın farklı köşelerindeki savaş ortamlarında görev aldı. Bu amaçla TBMM'den alınan izin sonrasında Türk askeri Bosna-Hersek'ten Afganistan'a kadar geniş bir coğrafyada görev yaptı.
Hükümetler, 8 Aralık 1992'de iki ayrı tezkereyle Somali ve Bosna-Hersek'e, 20 Şubat 1997'de İsrail-Filistin çatışmalarının yaşandığı El Halil'e, 10 Nisan 1997 ve 23 Temmuz 1998'de Arnavutluk'a, 8 Ekim 1998'de Kosova'ya, 10 Ekim 2001'de Afganistan'a asker göndermek için TBMM'den izin aldı.
Yeniden Irak ve 1 Mart tezkeresi
ABD'nin Irak'a yönelik operasyonuyla ilgili olarak 4 Başbakanlık Tezkeresi, 2003'te TBMM'ye sunulurken, bunlardan Türk askerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı ülke askerlerinin Türkiye'ye gelmesini içeren Tezkere, yoğun tartışmaların ardından 1 Mart'ta kapalı oturumda görüşüldü. Irak Savaşı nedeniyle 'Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesine' ilişkin Başbakanlık Tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda 1 Mart 2003 tarihinde 'salt çoğunluğa ulaşılmaması' nedeniyle kabul edilmedi. Bu oylamaya 533 milletvekili katılmış, 264 kabul, 250 ret, 19 çekimser oy kullanılmıştı.
Türkiye'deki askeri üs ve tesisler ile limanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme, inşaat ve tevsi çalışmaları ile altyapı faaliyetlerinde bulunmak amacıyla ABD'li teknik ve askeri personelin 3 ay süreyle Türkiye'de bulunmasına izin verilmesine ilişkin karar, 6 Şubat 2003 tarihinde TBMM'den çıktı.
TBMM, 20 Mart 2003'te, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a gönderilmesine; bu kuvvetlerin belirlenecek esaslar çerçevesinde kullanılmasına ve muhtemel bir askeri harekat kapsamında yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının Türk hava sahasını kullanmalarına 6 ay süreyle izin verdi.
Irak ile ilgili 2003'teki diğer tezkere ise 7 Ekim tarihli oldu.
Başbakanlık Tezkeresiyle, Hükümete, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güvenlik ve istikrara katkı yapmak amacıyla Irak'a gönderilmesi, bu kuvvetlerin görev ye kullanılmasına ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılması için 1 yıl süreyle izin verdi.
Kongo ve Lübnan'a asker gönderilmesi
Kongo'daki seçimlerde güvenliği sağlayacak uluslararası güce, Türkiye'nin asker göndermesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi, 27 Haziran 2006'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
TBMM'den, Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin karar, 5 Eylül 2006 tarihinde çıktı.
29 Mayıs 2007 tarihli, Lübnan'da BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamındaki Türk askerlerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi ise TBMM'de kabul edildi.
Meclisin kabul ettiği son tezkereler ise Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın, terör örgütü PKK'nın yuvalandığı kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi için Hükümete bir yıl süreyle izin verilmesini ve bu sürenin 1 yıl daha uzatılmasını öngörüyordu.
Somali tezkeresi ticareti canlandıracak
Türkiye, ticari gemilere saldırıları her geçen gün artan Somalili korsanlara müdahale etmek için Aden Körfezi?ne asker gönderme çalışmalarına başladı.
Hazırlanan teskerenin TBMM?ye ulaştığı bilgisini veren Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Erol Yücel, 'İzin çıkarsa Türk kuvvetleri Aden Körfezi?nde gemilerin güvenliğini sağlayacak. Hem ticaret artacak hem de saldırılar yarıya düşecek. Ticaretin daha iyi koşullarda yapılması, can ve mal güvenliğinin sağlanması için her türlü desteğe hazırız' dedi.
Çin ve Hindistan?da var
Uluslararası anlaşmalardan doğan bir hakkın kullanılacağını anlatan Erol Yücel, şu bilgileri verdi: 'Türkiye Aden Körfezi?nde ?bende varım? dedi. Bölgedeki güvenlik güçlerinin sayısı da hızla artıyor. Çin, bugüne kadar hiç deniz kuvvetlerini, kendi karasuları dışına çıkartmamıştı. Hindistan bile gemilerini bu kara sularına gönderdi. Fransız gemileri ve Amerika filosu da görev alıyor. Artık Somalili korsanlar bu bölgede istediği gibi gemi kaçıramayacak. Saldırılar yarıya düşecek. 2009 yılında da bunun meyveleri toplanacaktır.'
Güvenlik sağlanacak
Hazırlanan tezkerenin Türk ve dünya ticareti için son derece önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Vekili Halim Mete, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Türkiye?nin de bu konuda ağırlığını ortaya koyması çok önemli. Aden Körfezi Türk gemilerinin geçtiği bir yer. Dünyada deniz kuvvetlerinin kurulma amaçlarından birisi de ticaret yollarının güvenliğini sağlamaktır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı?na bağlı askerler bölgedeki güvenliği sağlamak adına önemli işlere imza atacaklardır. Türk gemilerinin yanı sıra yabancı gemilerinde güvenliğini sağlayacaklar. Türkiye?nin de bu konudaki çalışmalara destek vermesi çok önemli.'
2 milyon dolar fidye isteniyor
SOMALİLİ korsanların 2008 yılında 100?e yakın gemiye saldırdığını hatırlatan Halim Mete, şöyle konuştu: Bu gemilerin değeri 20 milyon dolarla 100 milyon dolar arasında değişiyor. İçinde değeri yüksek mallar gemiler de bulunuyor. Korsanların rehin aldığı gemilerin içindeki mallarla birlikte değeri ölçülemez düzeyde. Gemileri kurtarmak için 2 milyon dolara yakın fidye ödeniyor. korsanlar bu parayı paylaşıyorlar. Tüm bu gelişmeler dünya ticaretini olumsuz etkiliyor. tüm bunların yanı sıra oradan geçmek de kolay olmuyor. Kimse can ve mal güvenliğini tehlikeye atmak istemiyor. Türkiye?nin aldığı bu kararın olumlu yansımalarını göreceğiz.'
2008?de 100?den fazla gemiye saldırdılar
Somalili korsanlar bu yıl 100?den fazla gemiye saldırdılar.
Somali açıklarında 2008?de 40 gemi kaçırıldı.
Bu gemilerin değeri 20-100 milyon dolar arasında değişiyor.
Gemileri kurtarmak için 40 milyon dolara yakın fidye ödendi.
3 Türk gemisi de 2008 yılında rehin alındı ve serbest bırakıldı.