Gazze Şeridi?nden yapılan roket saldırılarına İsrail Hava Kuvvetleri her defasında gecikmeden karşılık verirken İsrail koalisyon hükümetindeki Filistin politikasıyla ilgili tartışmaların tansiyonu, yaklaşan genel seçimler nedeniyle de artmaya başladı. Aynı zamanda başbakanlık için de çekişen Savunma Bakanı Ehud Barak ile Dışişleri Bakanı Tsipi Livni, Gazze Şeridi?ndeki ateşkes şartları için izlenecek strateji konusunda anlaşamıyorlar.
Sorumluluk Hamas?ta
Hamas?tan kopan küçükgruplarca düzenlendiği tahmin edilen roket saldırılarının ardından Gazze?deki mevzilerle, Mısır ile bölge arasındaki tünellerin bulunduğu Refah kenti bir kez daha İsrail jetlerinin bombalarına hedef olmuştu. Savunma Bakanı Ehud Barak, Gazze Şeridi?nden yapılacak her saldırıya en sert karşılığı vermekten sakınmayacaklarını ve üç haftalık saldırılar sırasında Hamas?a çok ağır bir darbe indirdiklerini söyledi. Ehud Barak, hafta sonundaki roket ve hava saldırılarının Hamas değil de marjinal gruplar tarafından düzenlendiğini, ancak bu saldırıları önleme sorumluluğunun Hamas?a düştüğünü belirtti. İsrail Savunma Bakanı, Gazze Şeridi?nden açılan ateşe karşılık vermekte geciktiği gerekçesiyle Bakanlar Kurulu?nda Başbakan Olmert ve Dışişleri Bakanı Livni tarafından sert bir şekilde eleştirildiği şeklindeki haberleri yalanladı. Barak şöyle konuştu:
Meşruiyet uyarısı
?Bunların hepsi, seçimler yaklaşmasaydı hiçbir zaman kamuoyuna yansımayacak olan fuzuli palavralar. Genelkurmay Başkanı, askeri istihbarat başkanı ve sorumlu General ile tam uyum içinde gereken direktifleri veriyorum. Bütün güvenlik sistemi ve her hedef bütün ayrıntılarıyla inceleniyor. Nasıl, hangi yönden ve ne etkide olacağı inceleniyor. Hava şartları ve diğer faktörler de hesaba katılıyor. Ben bu devletin vatandaşlarından ve askerlerinden sorumluyum. Başka bir şeyden değil. Palavralardan da??
Seçimlere sekiz gün kala anketlerdeki puan durumu düzelmeyen Dışişleri Bakanı Tsipi Livni?nin, Ehud Barak?ın Mısır?ın arabuluculuğunda Hamas ile ateşkes kararlaştırma niyetini eleştirdiği öne sürülüyor. Livni, Hamas?a meşruiyet kazandırabilecek her türlü adımdan sakınılması gerektiğini savunuyor. Livni?nin, aynı zamanda İşçi Partisi?nin Başbakan adayı da olan Ehud Barak?ın kendisine hoşgörüsüz ve saldırganca davrandığı şeklindeki şikâyetine Savunma Bakanı karşılık vermekte gecikmedi:
?Tekrar vurgulamak isterim: Genelkurmay Başkanına, istihbarat şefine, sorumlu komutana ve bana, Hamas?a nasıl davranılacağı, ne zaman eyleme geçileceği ve harekâtın ne zaman sona ereceği konusunda kimse akıl veremez. Bütün bu söylentiler, Bakanlar Kurulu kararlarıyla hiçbir ilişkisi olmayan palavralardan ibarettir.?
Kim kimin kuyusunu kazıyor?
Eski Başbakan İzak Rabin?in askeri danışmanlığını da yapmış olan, İsrail?in belki de en tanınmış ?askeri muhabiri? Eitan Haber, hükümet zirvesindeki söz düellosunu Yediot Ahronot gazetesinde şöyle değerlendirdi: ?Yakında genel seçim yapılacak olmasaydı bu saçmalık hiçbir zaman kamuoyuna sızmazdı. Olmert, Barak?ın kuyusunu kazıyormuş; Barak, Livni?nin, Livni Netanyahu?nun, Netanyahu da hepsinin birden. Temenni edelim, karar yetkisi olanlar salt güvenlik politikasının ışığında hareket etsinler.?
Ortak hedef İran ve Filistin direnişi
Üç Başbakan adayı da karşılıklı konuşup tartışmak yerine sırayla kürsüye çıkarak medya mensuplarıyla internet kullanıcılarının sorularını yanıtladı. Bunun nedeni, savundukları görüşler arasında pek fark bulunmaması olabilirdi. Her üçü de, Filistin direnişini kuvvet kullanarak kırmak isteyen katı ve tavize yanaşmayan birer güvenlik politikacısı havasındaydı. Aralarında en cengâver görüneni de muhalefetteki Likud Bloku?nun lideri Benyamin Netanyahu idi: ?Başbakan olarak, karşı karşıya olduğumuz çifte tehdide göğüs gereceğim. Bunlardan biri, İran?ın içimizdeki terör üsleri. Kapımızın önündeki İran terörüne uzun süre seyirci kalamayız. İkincisi de nükleer tehdit. İran?ın nükleer silahlara sahip olamayacağına bütün dünyayı ikna edeceğim.?
İsrail?deki kamuoyu araştırmacıları 10 Şubat genel seçimlerini kazanma şansı en yüksek adayın Netanyahu olduğu görüşündeler. Likud Bloku anketleri önde götürüyor. Netanyahu başbakanlığa seçildiği takdirde geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kurmaya çalışacağını duyuruyor. Bunun için de, başta siyasi yelpazenin sağ kanadındaki milliyetçi ve dinciler olmak üzere parlamentodaki bütün Siyonist partilerle görüşeceğini söylüyor.
Savunma Bakanı Ehud Barak da şimdiden genel seçim sonrasının hesaplarını yapıyor. Barak, Başbakan seçildiği takdirde aşırı milliyetçi Evimiz İsrail Partisi?nin genel başkanı Avigdor Liebermann ile işbirliği yapmayacağını söylüyor. Bu sözlerin, seçim kampanyasına aşırı Arap aleyhtarlığını temel alan ve Arap İsraillileri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit eden Liebermann?ın uykusunı kaçırttığı sanılmıyor. Zira Liebermann?ın partisi, İşçi Partisi?ni geçerek üçüncü parti konumuna yükseldi.
Livni oy kaybediyor
Kamuoyu araştırmalarında puan kaybeden Başbakan adaylarından bir diğeri ise Dışişleri Bakanı Tsipi Livni. Kadima?nın seçimde birinci parti olacağına ihtimal verilmiyor. Farklı bir Başbakan olma sloganıyla kampanyasını sürdüren Livni, İsrail radyosuna verdiği demeçte şunları söyledi: ?Kadın olduğum için değil, daha iyi olduğum için en iyisiyim. Netanyahu ve Barak başbakanlık yaptılar ama başaramadılar. On yıllık siyaset hayatımda kanıtladığım gibi farkım, başbakanlık yapmış bu ikisinin kamuoyuna tattırdıkları acı tecrübeleri bir daha yaşatmayacak olmamdır.?
Livni İsrail kamuoyunun karşısına, adı yolsuzluklara karışmamış bir lider imajıyla çıkıyor. Ancak aynı zamanda, savaş ve kuvvet kullanma kararlılığında erkek adaylarından altta kalır tarafı olmadığını da vurguluyor. Livni, Filistinlilerin İsrail ablukası yüzünden tedarik edemedikleri malları Gazze Şeridi?ne sokmada kullandıkları Mısır sınırındaki tünellerin bombardımanla tahrip edilmesinden yana da çıkıyor
(DW)