Gazze: Gerçekten Yeni Bir Ortadoğu
Ramzy Baroud*
İsrail Temmuz-Ağustos 2006?da haftalardır Lübnan?a karşı uyguladığı askeri öfkeyi serbest bıraktığında tek büyük hedefi vardı: savaşçı güç olarak Güney?den Hizbullah?ı sürekli olarak ?çıkarmak? ve yükselen siyasi bir hareket olarak ayağını kaydırmak için Beyrut?taki ?sevecen? ve ?ılımlı? siyasi rejimi gölgelemiyorsa da bozabilmek.
İsrailli bombalar düştüğünde ve onlarla yüzlerce Lübnanlı sivil ölüp ülkenin çoğunun altyapısı çöktüğünde, ABD Devlet Bakanı Condoleezza Rice eyleme geçti. Onun da tek büyük hedefi vardı: ABD ve İngiltere haricinde geri kalan uluslararası topluluğun yoğun bir şekilde talep ettiği bir ateşkesi ertelemek. Sadece Bush Yönetiminin siyasetini sadık bir şekilde tekrarlayan Rice hükümetinin ?Yeni Ortadoğu? diye adlandırdıklarını elde etmede başarısız olduğu şeyi İsrail bombalarının başaracağını umuyordu.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Kudüs?te 25 Temmuz 2006?da yaptığı bir dostane buluşmada Rice düşüncesizce de olsa İsrail saldırısı içinde yatan siyasi vaadi hevesle kendisi kadar hevesli gazetecilere yorumlamayı istedi. 'Mevcut şartlarla uğraşırken ne tür bir Ortadoğu kurmaya çalıştığımıza bakıp farkında olmamız gerekiyor' dedi. Olmert başıyla onayladı.
Ne Rice, ne Bush, ne de Olmert aslında muazzam askeri yardımla güçlü bir müttefik olarak İsrail?in mevcut durumunu herhangi bir şekilde tehlikeye atabilecek Ortadoğu?daki mevcut durumu kaydırmayla ilgilenmiyorlar. Aslında, Yeni Ortadoğu?da neredeyse hiçbir şey yeni değildi. Eskisi gibi Yeni Ortadoğu da bir silahın namlusundan elde edilecek demekti. Ancak neden ?yenilik? unsuru vardı?
Hem İsrail hem de Amerika Birleşik Devletleri için Ortadoğu politikalarının başarısız olduğu açıktı ve nitekim öyle oldu; ama her iki hükümet de hala problemin güç kullanmaktan değil, daha ziyade kullanmamaktan olduğunda ısrarcıydılar. Belki de güçle beraber gelen kibirdir. Ama kibir aynı zamanda güçlü bir çöküş de olabilir.
Özellikle Temmuz 2006?daki ikinci Kana Katliamını müteakip dünyanın sabrı artık taşmaya başlarken, Rice hala Lübnan?daki dehşeti güzelleştirmekte ısrar ediyordu. Sebep olduğu dehşetli zarara rağmen Lübnan?a karşı yapılan İsrail savaşı Rice?a göre ?yeni bir Ortadoğu?nun doğum sancılarıydı.?
Bu Rice ve Olmert?in Kudüs?te nispeten öngördükleri gibi olmasa da yeni bir Ortadoğu?ydu; Lübnan?daki siyasi manzarayı Hizbullah lehine çeviren ve İsrail?in herhangi bir zafer kazanmasını reddeden farklı bir Ortadoğu?ydu.
Aslında yeni ?Yeni Ortadoğu? bundan daha fazlasını da yapmıştı. Bir kere pek çok Arabın, özellikle Filistinlilerin, zihinlerindeki uzun süredir terkedilmiş bir fikri yeniledi, yani direniş tamamen boşuna değildi.
Hizbullah?ın zaferi ve Lübnan?da bir sivil savaşın ateşlenmesindeki çeşitli teşebbüsleri engelleme becerisi grubun lideri Hasan Nasrallah?ın ateşli sözleriyle birleşince, yenilen ve yenilmeye alışan Arap zihnine işlemeye başladı. Nasrallah yeni Cemal Abdül Nasır haline geldi ve Mısır?ın Abdül Nasır?ı gibi o da Arapları kutuplaştırdı: halk rejimlere karşı.
Yeni terminoloji de ortaya çıktı. On yıllardır en azından gerçekçi bağlamda söylenmeyen sözler Arap kelime hazinesine sokulmaya başladı: ?zafer?, ?direniş?, ?tek kader? ile ?Arap ulusu?, ?tek gelecek? ve benzeri. Benimsediği dil ve kültür, ?dostane?, ?ılımlı? vb. gibi kendi dilini ve sıfatlarını kullanan ABD kampına son derece tehdit edici olduğunu kanıtladı.
Rice?ın Yeni Ortadoğu?su başarısız oldu. Başarısız oldu çünkü eski Ortadoğu?nun temsilcileri üstün geldi: İran, Hizbullah, Hamas ancak en önemlisi bir kere daha bir nevi toplu kimlik oluşturmaya başlayan bölgedeki halk. Yeni ?şer üçgeni? bir şekilde yoğun baskılara ve Gazze?de Hizbullah ve Hamas açısından sayısız bombalara dayanmayı başardı. İsrail?in ABD?ye İran?ın peşinden gitmesi için baskısı çeşitli nedenlerden başarısız oldu. İran?ın bölgede yükselen etkisiyle, Hizbullah?ın kuzeyde kanıtladığı yenilmesi güç oluşu ve Hamas?ın rahatsız edici bir şekilde güce karşı ayakta kalma becerisi ve kuşatılmış Gazze?de bile demokratik mandayla hükmetmekte ısrarıyla İsrail?in kendi askıda kalan Ortadoğu projesi tehlikeye girdi.
Hem Olmert hem de Bush varislerine meşaleyi devretmeye hazırlanıyorlarken ve Yeni Ortadoğu projesinin dosyaları geri dönüşüm kutusuna fırlatılmak üzereyken, İsrail iletişim kurabildiği tek dil güç olduğundan ve düşmanlarının da anladığı tek dilin bu olduğu tuhaf izlenimine dayandığından askeri maharetinin varlığını sürdürebildiğini ispatlamada İsrail son bir şansını denedi. Olmert bir kere daha ülkesinin askeri öfkesini bu sefer Gazze?ye karşı serbest bıraktı. Şerit her yönden kapatıldığı, her şeyden yoksun olduğu ufak bir kara parçası olduğundan kolay bir hedef olduğu sanılıyordu. Çoğunluğu İsrail kuşatması nedeniyle kötü beslenmiş büyük ölçüde genç nüfusun yurdudur.
İsrail Gazze?nin kendilerine bir zafer, küçük bir zafer işareti de olsa herhangi bir zafer getireceğini umuyordu. 27 Aralık?ta başlayarak pek çok günden beri İsrail tüm komşularını toz haline getirdi, çoğu çocuk ve kadından oluşan sivil binlerce kişiyi öldürdü ve yaraladı. Diğer Yeni Ortadoğu kendi ?doğum sancılarıyla? oluşmaktaydı. Tüm aileler mahvoldu; çocuklar yığın halinde evlerinde, okullarında öldüler; panikleyen bir toplum daireler çizerek koşuşturuyor, her yerde etraflarında gezinen ölüm makinelerinden umutsuzca kaçmaya çalışıyorlardı ancak kaçacak yer yoktu. Bölgenin ?ılımlıları?, ?aşırı uçtakilerin? ölümünü seyrederken sınırlar kapalı kaldı. Rice gene İsrail?in yeni savaşını yüzsüzlükle haklı çıkararak sırıttı. Oyun gözlerinin önüne serilirken dünya dehşetle seyretti. Ancak Gazze savaştı, dayandı, direndi ve dili bir kere daha değişti. Araplar ?direnişi? selamlarken artık ?zaferden? bahsediyor, Gazze?deki Filistinlilerin övgüsünü şarkılarla söylüyorlar.
El Cezire?nin askeri uzmanı Gazze?nin direnişinin bir ?mucizeden? daha aşağı olmadığını söyledi. Dünyadaki milyonlarca Arap da bu fikre katılıyor. Temmuz-Ağustos 2006?da tanımlanan Yeni Ortadoğu Aralık-Ocak 2008-2009?da Filistin?de teyit edildi. Gazze?nin göçüklerinden ve küllerinden yeni bir kültürlü ve yeni bir terminolojili yeni bir dil ortaya çıkıyor. Araplar kendilerini tanımlamaya meraklılar ve yıllarca yenilgi ve yenilgiyi kabul etmeyi artık üzerlerinden attılar. Gerçekten Yeni Bir Ortadoğu.
* Ramzy Baroud Palestine Chronicle yazarı ve editörüdür. 'The Second Palestinian Intifada: A Chronicle of a People's Struggle'(İkinci Filistin İntifadası: Halkın Mücadelesinin bir Vakayınamesi) son kitabıdır. (Pluto Press, Londra).
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK.com için tercüme edilmiştir.