İsrail?in Gazze?ye saldırısına dünyanın her kesiminden tepkiler geldi. Siyasi alandaki tepkiler yeşil çimene de kaydı. İspanya?nın Sevilla takımında forma giyen Malili golcü Frederic Kanoute, Deportivo?ya attığı golden sonra formasını çıkarttı. Formanın altında İngilizce, Fransızca, Çince ve Arapça ?Filistin? yazılı tişört vardı. Kanoute özgürce tepkisini gösterdi. Zaten spor sahaları bu tür tepkileri göstermeye müsaitti. Peki, Filistin yeşil çimenin büyülü atmosferini kullanamaz mıydı?
Futbol, çok yerde barışa hizmet eden; askerî, siyasi ve politik arenada seslerini çıkartamayan küçük devletlerle süper devletleri aynı saha üzerinde eşitleyen bir spor. Futbol dünyanın sporu. 7?den 77?ye herkesin özgürce oynadığı bir oyun. Fakat yıllardır İsrail?in baskısına maruz kalan Filistin?de futbol da bundan nasibini almış.
Futbol, Filistin?e de İngilizler sayesinde geldi. Ülke İngiliz mandasına girdiği dönemlerde futbolla tanıştı. Filistinli gençlerle bölgede yaşayan Yahudilerin kurdukları futbol takımı 1934 ile 1940 arasında 5 uluslararası maç yaptı. 1934?te Dünya Kupası eleme maçında Mısır ile oynanan karşılaşmada Filistin?in kadrosu; kaleci Willi Berger, kaptan Avraham Reznik, Pinhas Fiedler, Zalman Friedmann, Gdalyahu Fuchs, Yohanan Sukenik, Amnon Harlap, Peri Kraus, Paul Kastenbaum, Haim Reich, Avraham Nudelmann?dan kurulmuştu. Görüldüğü gibi Yahudi ağırlıklı bir kadroydu bu. Mısır karşılaşmayı 7-1 kazandı. Bu maçın rövanşı Yafa?da oynandı. Filistin, Yafa?da sonraki yıllarda iki karşılaşma daha oynadı. 1940?taki son maçta sahasında Lübnan?ı 5-1 mağlup etti.
1948?de İsrail kuruldu. İsrail?in topraklarını sürekli işgal etmesi sonucu Filistinliler dünyanın çeşitli bölgelerine göç etmek zorunda kaldı. Özellikle Şili ve ABD?ye göç ettiler. Aslında bu göçler Osmanlı İmparatorluğu?nun son döneminde başlamıştı. İngilizlerin, Yahudilerin bölgede bir devlet kurmasına imkân tanıyan politikaları sebebiyle çok sayıda Lübnanlı ve Filistinli özellikle Latin Amerika?ya göç etmişti. Göç eden Filistinliler 1920?de Şili?de Palestino Futbol Takımı?nı kurdu. Bu takım Şili Ligi?nde 1955 ve 1978 yıllarında 2 şampiyonluk elde etti. Şili?de yaşayan 300 bine yakın Filistinlinin büyük destek verdiği Palestino?nun yanı sıra Üniversidad ve Cobreloa takımlarında da Filistin asıllı oyuncular yer alıyordu.
Tekrar Filistin?e dönelim. Filistin Futbol Federasyonu 1962?de kuruldu. Ancak Filistin bağımsız bir devlet değildi. Bu yüzden federasyon Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) tarafından 1998?e kadar tanınmadı. 1998?de Filistin Yönetimi kuruldu. Bugün KKTC?nin uluslararası maç oynayamaması gibi Filistin de 1998?e kadar uluslararası maç oynayamadı. FIFA?nın tanımasından sonra Filistin ilk millî maçını Lübnan ile yaptı. 23 Haziran?da Beyrut?ta oynanan maçı Lübnan 3-1 kazandı. Bölgede Filistin?e destek veren Suriye ve Ürdün de Filistin ile arka arkaya iki maç oynadı. 26 Haziran?da Suriye ile oynanan maç, Suriye?nin 2-1 üstünlüğü ile neticelendi. 29 Haziran?da Ürdün ile oynanan karşılaşma ise 1-1 bitti. Takımın ilk hocası Arjantinli Ricardo Carugati?ydi. Filistin futbol takımı ilk galibiyetini Birleşik Arap Emirlikleri?ne karşı 1-0?lık sonuçla aldı.
LATİN GÖRÜNÜMLÜ FİLİSTİN MİLLÎ TAKIMI
2006 Dünya Kupası elemeleri öncesinde Filistin Millî Takımı?nı oluşturmak için inanılmaz bir yöntem denendi. Federasyon, Filistinlilerin yaşadığı ülkelerdeki gazetelere ilan vererek Filistin asıllı oyuncuları bu takıma davet etti. İlanla oyuncu aranıyordu. Bu davete özellikle Şili?deki Filistin asıllı oyuncular büyük rağbet gösterdi. Şili Ligi?nde top koşturan Pablo Abdala, Luis Mussri, Roberto Kettlun ve Roberto-Fabian Bishara kardeşler, yenilenen Filistin Millî Takımı?ndaydılar. Filistin Millî Takımı?na çağrılan Palestino?nun forveti Kettlun, babasının Filistin formasını giyeceğini öğrendiğinde ağladığını belirtiyordu. Annesi İtalyan asıllı Kettlun bir kelime Arapça bilmiyordu; ancak ?köklerinin? Filistin?den geldiğini biliyordu.
2006 Dünya Kupası elemelerinde Filistin bekleneni veremedi. Zaten takım FIFA sıralamasında en gerilerdeydi. Bugüne kadar en iyi derecesi 115?incilikti. 2010 Dünya Kupası elemelerinde de Filistin?in başına gelmedik kalmadı. Gruplara katılma maçında Singapur?la karşılaşıyorlardı. İlk maçı 4-0 kaybettiler. İkinci maç için İsrailli yetkililer Filistinli oyuncuların ülkeden çıkışına izin vermedi. Filistinli yetkililer maçın ertelenmesi için FIFA?ya başvurdu. Ancak FIFA bu başvuruyu kabul etmedi. 3-0 hükmen yenik sayılmaları da cabası.
Filistin, 26 Ekim 2008?e kadar tüm millî maçlarını dışarıda oynuyordu. Mısır, Ürdün, Katar gibi ülkeler Filistin?e ev sahipliği yapıyordu. 26 Ekim 2008?de ise Filistin kendi topraklarında ilk millî maçını oynadı. 1940?tan sonra Filistin topraklarında oynanan ilk uluslararası karşılaşmaydı bu. Dostluk maçında Filistin?in rakibi Ürdün?dü. Tüm dünyanın gözü bu müsabakadaydı. Başta BBC olmak üzere birçok televizyon kanalı maçı canlı yayımladı. Maçı FIFA kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır yönetti. Ramallah yakınlarındaki Faysal El-Hüseyni Stadı?nda oynanan karşılaşma 1-1 neticelendi.
10 yıldır FIFA?ya üye olmasına rağmen İsrail'in engellemeleri nedeniyle uluslararası maçlarını ülke dışında oynayan Filistin?in taraftarıyla bu ilk buluşmasını 6 bin seyirci izledi. Suni çimli stadyumun yapımında FIFA?nın büyük katkısı vardı. FIFA ayrıca Ramallah?ın doğusundaki El Birek sınırları içinde de bir stadyumun yapımını finanse ediyor. Bu tarihî karşılaşmayı FIFA Başkanı Sepp Blatter de izledi.
İsrail, maçın oynanmaması için elinden geleni yaptı. Ürdün Millî Takımı?nı ülkeye sokmamayı bile denedi. Ürdünlü sporcular sınırda 11 saat bekletildi. Bugün işgal altındaki Gazze?nin takımı Al Hilal?in 6 oyuncusunun Ramallah?a girmesine de izin verilmedi. Filistin takımında Şili Ligi?nde oynayan oyuncular da vardı.
Filistin?de ligler, 2000 intifadasından bu yana düzenli olarak oynanamıyor. Maçlar il takımları arasında veya bazen da iller arasında yapılıyor. Federasyon bünyesinde hem Gazze?de hem Batı Şeria?da takımlar varsa da 2006?dan bu yana bir Gazze takımı ya da Gazze?den bir futbolcu, Filistin?i ulusal düzeyde temsil edemedi. Filistin?de sporcular çok zor şartlar altında spor hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrailli askerlerin açtığı ateş sonucunda Eylül 2000?den bu yana 130?un üzerinde lisanslı Filistinli sporcu hayatını kaybetti. Son saldırılardan sonra bu rakamın artması bekleniyor.
FİLİSTİN-ÜRDÜN MAÇINDA ?TÜRKİYE? DİYE BAĞIRDILAR
FIFA Kokartlı hakemlerimizden Cüneyt Çakır, 26 Ekim 2008 tarihinde Filistin?in kendi topraklarında oynadığı ilk millî karşılaşmayı yöneten hakemdi. Ürdün ile oynanan bu maçta Çakır?ın yardımcılıklarını Bülent Gökçü ve Bahattin Duran yaptı. Dördüncü hakem de Hüseyin Göçek?ti. Çakır?la bu tarihî müsabakayı ve bugün bölgede yaşananları konuştuk.
- Filistin?e ulaşımınız zor oldu mu?
Hayır. Biz İsrail üzerinden gittik. Filistin?e ulaşana, maç bitip dönene kadar bir problemle karşılaşmadık.
- Maçı bir Türk hakemin yönetmesi orada nasıl karşılandı?
Türk olduğumuzdan dolayı bize ayrı bir sempati vardı. Seyirciler sahaya çıktığımızda Türkiye lehine tezahürat yaptı. O an yardımcılarımla ben çok duygulandık. Bu müsabakayı bütün dünya takip ediyordu. Türk hakemliği adına bizim orada olmamız gurur verici bir olaydı.
- Seyirci profili nasıldı?
Türk seyircisi gibi çok coşkuluydular. Futbolu bilen bir taraftar topluluğuydu. Doğru zamanda, doğru yerde tepki veren bir seyirci vardı. Bize karşı ve rakip takıma karşı oldukça centilmendiler.
- Sahadaki futbol nasıldı?
Sahada üst düzeyde bir futbol yoktu. Asya futbolunun dünyadaki seviyesiyle doğru orantılı diyebiliriz. İki ekip de çok güçlü değillerdi.
- Bugün Gazze işgal altında. Haberleri izlerken ne hissediyorsunuz?
Oraları görüp bilen biri olarak haberleri daha dikkatle izliyorum. Üzülüyorum. Daha önce o bölgede cereyan eden olaylara bakışımla, şu anki bakışım arasında fark var. Siyasi konuşmak istemiyorum. Sportif açıdan baktığımda orada da hakemler var, orada da futbolcular var. Çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürüyorlar. Ben savaşın olmadığı bir dünya istiyorum.
- Filistin?de nerede kaldınız?
Ramallah?ta kaldık. Orası diğer yerleşim bölgelerine göre daha gelişmişti. En azından birkaç modern bina vardı. Ama o bölge genel itibariyle çok fakir.
Aksiyon