Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Böylesi okur, her yazara lazım...

Yazar ile okurun didişmesi yeni bir keşif değildir elbette. Yazı odasının mahremiyetine muttali olan ve o odanın içinde yazarla didişen bir 'okur' her daim vardır. Ve bir yazar, en çok da bu okurun 'canına okuması'ndan çekinir.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-19 00:32:00

Böylesi okur, her yazara lazım...


Tiyatro Ayna, korku ve gerilim romanlarının usta kalemi Stephen King'in yazdığı ve 20. yüzyılın en iyi romanları arasında gösterilen ve Simon Moore tarafından tiyatroya uyarlanan 'Acı'yı (Misery), Selma Yeşilbağ'ın çevirisi ve Mahmut Gökgöz'ün yönetmenliğinde seyirci ile buluşturuyor. Oyunun dekor tasarımı Osman Şengezer, kostüm tasarımı Günnur Çağras, müzikleri Nurettin Özşuca, ışık tasarımı Kemal Yiğitcan imzasını taşıyor. Oyunda Dilek Türker ve Kazım Akşar rol alıyor. Romanın sinema uyarlamasının Kathy Bates'e Oscar kazandırdığını da (1991) bilgi notu olarak ekleyelim.

Yazı ya da yazgı...

Paul Sheldon, yazdığı Misery romanından ötürü bir ödül gecesinin ardından, yeni bir şeyler yazmak için kaybolur. Karlı bir günde, yazdığı yeni eseriyle yola koyulur. Ancak, kayan arabasında dizleri fena halde hasar görmüş, kolu incinmiş bir halde kalakalır. İmdadına, eski bir hemşire olan Annie yetişir. Annie, tek başına yaşayan, ilginç bir kişiliktir. Ancak her şeyden ötesi, Sheldon'un çok sıkı bir okurudur. Bu rastlantı giderek bir korku öyküsüne dönüşürken, yazar ile okur arasında tek bağ olan 'kitap'ın bu 'gerilim'den etkilenmemesi mümkün değildir...

Kendisini yazdığı kitaptaki karakterlerin yazgısına hükmeder bilen Sheldon, bakıma muhtaç bir haldedir. Yeni yazdıkları, Annie'nin ilgisini çekmekten öte öfkesini kabartır. Sheldon'un, ağrılarının dinmesi, Annie'nin vereceği ağrı kesicilere bağlıdır. Annie'nin ruhunun çözülmesi, sakinleşmesi ise Sheldon'un yazacaklarına... İki kutup arasında yaşanan gerilim, son romanındaki 'karakter'in ölümü ile iyiden iyiye sarsılır. Ne yapıp edilecek, yaşatılacaktır kahraman. Bir çelişik bir barışık, 'şartlı salıverme' adına razı olur Sheldon ve yazmaya koyulur. Bir ağrı krizinde, bir parça 'sakinleşmek' uğruna kendi elleriyle yakmıştır yazdıklarını.

Kâh içindeki 'okur' hortlamakta, 'alıştığı' türden metinler istemektedir Sheldon'dan; kâh içindeki 'yazar' yüzünü göstermekte ve 'yeni şeyler söylemek lazım' diye fısıldamaktadır. Bu iki tezadın gelgiti, gerilimin merkezini oluşturur. Tutuklu kaldığı süre içinde Misery romanlarını okuyarak hayata tutunan bir 'okur' ve bir 'kadın' her zaman haklı gerekçeler bulabilecek kadar mahirdir. Kimi zaman yazardan daha da hünerli. Ve her daim yeninin peşinde koşmak ve insanları şaşırtmak gibi bir hevesin de bir yazar olarak makul yanları vardır elbette... İki makul insan yani bir okur ve bir yazar, insanlardan uzak bir dağ evinde, kar hapsinde bir araya gelirse ne olur? Kimi zaman okurun yanında olup, Annie'nin hakkını yememek kimi zaman da yazarın 'acı'larına bir dur diyebilmek, her okur ve yazar için makul bir tepki olacaktır...

Tiyatro Ayna, ilk kez seyirciyle bir Stephen King anlatısını buluşturuyor. Oyunu prömiyerinde seyrettim. Kazım Akşar ve Dilek Türker, muhteşem bir performans sergilediler. Her ikisi de her iki karakterin ruh dehlizlerinde onları yeniden var etmeyi ve seyirciyle paylaşmayı bildiler. İki kişilik bir oyun için yaklaşık üç saatlik bir süre düşünüldüğünde, zor bir oyunun üstesinden geldiklerini söyleyebilirim... Dilek Türker, 'Beş yıl oynar bu oyun...' dedi. Ben de aynı fikirdeyim...

Oyunun içinde bir yerde, Annie bir kriz sonrası 'Kendimi gerçek hissetmiyorum.' der. Paul Sheldon da giderek okurun kurgusunda bir karaktere dönüşecektir. Ancak bir şey vardır ki, ortaya yeni bir kitap çıkmıştır.

Ve bu, her ikisinden de daha gerçektir...

'Misery / Acı', her okur ve yazar için önerimdir. Gidin ve görün; bir yazarın mahreminde, 'yazı odası'nda kendiyle nasıl didiştiğini... Ve görün yazı (Write) ile acının (Writhe) kardeşliğini...

'Kork'mayın!..

Haber Ara