Kâh ona yükleniyorum, omuzlarıma alıyorum. Yeryüzünü dolduran itilmiş, dışlanmış ana gövdeye yaslandığımı hissediyorum.' sözleriyle özetliyor Hasan Aycın, 30 yıllık çizgi serüvenini. Sanatkârın 'Kendimi bilmek için çiziyorum' dediği siyah ile beyaz çizgilerinden seçtiği 128 eserden oluşan 'Çizgizâr: 30. Sanat Yılında Hasan Aycın ve Karikatür Sergisi', geçtiğimiz akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda açıldı.
İlk çizgisi 1978'de Yenidevir gazetesinde yayımlanan Aycın, insanlara bir şey anlatmaktan çok, kendi insanlık serüvenini anlattı eserlerinde. CRR'deki gecede, ağabeyi Mustafa Aycın, kardeşinin çizgi alanının dünya, hatta dünya ötesi, malzemesinin ise hayat ve insan olduğunu söyledi: 'Onun derdi sanat değildi. Bosna kıyımında duyduğu ıstırap, Filistin'de yarım asırdır akan kan karşısındaki isyanı, zulüm karşısında aşkı, umudu ve barışı muştulayan çizgilerle ortaya koyduğu duruş, icra-yı sanattan ziyade ifade-yi meram çabalarının birer tezahürüdür.' Ömer Lekesiz, Aycın için çizginin 'bir dünya görüşünü temsil etmek, çizgilerle düşündürmek, bir medeniyetin dünyasına kapı açmak' olduğunu söyledi. Sinema eleştirmeni İhsan Kabil, Hasan Aycın'ın çizgilerinde bakış, temaşa ve tefekkür ilişkisine tanık olunduğunu dile getirdi. Sanatçıya plaketini sunan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili'nin ısrarı ile kürsüye gelen Hasan Aycın ise 'Konuşabilseydim çizmezdim' diyerek konuşmamayı tercih etti. 'Çizgizâr' sergisi, 31 Ocak'a kadar ziyaret edilebilecek.
Otuz yıldır umudu ve özgürlüğü çiziyor
'Yürüyordum... O yolumun üstündeydi. Elime aldım, bir süre yadırgadım. Sonra onun hangi iklimin hangi ağacının asaya müsait dalı olduğunun önemi kalmadı. Artık o benim asamdı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-01-15 07:53:00
Haber Ara