İran'ın Moskova Büyükelçisi Mahmud Rıza Seccadi, Rus basınına verdiği demeçte, Buşehr'deki nükleer santralin mümkün olan en kısa sürede bitirileceğine olan inancını dile getirdi.
Santralin hizmete açılmasının defalarca ertelendiğini hatırlatan Seccadi, ''Bunda sadece Rusya'nın hatası yok. Rusya'nın kasten işi geciktirdiğine inanmıyoruz. Bütün baskılara rağmen Rusya'nın taahhütlerini yerine getireceğini umuyoruz'' ifadesini kullandı.
Seccadi, nükleer santral için gerekli olan bazı parçaların siparişinin ilgili bazı ülkelerce zamanında teslim edilmediğini kaydetti.
Seccadi, İran'ın kurmayı planladığı yeni nükleer santrallerin ihalesine ilişkin olarak da ''Kesin olarak şunu söyleyebilirim ki, ihalelerde Rusya'nın şansı diğerlerinden fazladır'' diye konuştu.
Batı ve ABD'nin, İran ve Rusya'nın arasını açmak için her yola başvurduğunu belirten Seccadi, ''Onların çabalarının sonuçsuz kalacağını ümit ediyorum'' dedi.
Rusya'nın Tahran Büyükelçisi Aleksander Sadovnikov, Eylül 2008'deki açıklamasında, 'Batılı ülkelerin İran'a uyguladığı ambargolar nedeniyle söz konusu santralin tamamlanması uzun sürüyor. Ancak, Buşehr'deki nükleer santrali mümkün olan en kısa sürede bitirmeye kararlıyız' ifadesini kullanmıştı. Sadovnikov, yaklaşık yüzde 95'i biten santralin 2009 başlarında hizmete açılabileceğini belirtmişti.
Rus şirketi AtomSroryExport, bir süre önce yaptığı açıklamada, Buşehr'deki nükleer santrali daha kısa sürede tamamlayabilmek için burada çalışan uzman sayısını 1000'den 1800'e çıkardığını bildirmişti.
ABD, Almanya ve Fransa'nın 1979'dan önce İran ile yaptıkları nükleer işbirliği anlaşmalarını tek taraflı olarak iptal etmelerinin ardından İran ve Rusya 1992'de nükleer işbirliği anlaşması imzalamıştı. Rusya ve İran, 1999'da hizmete açmak üzere Buşehr'deki nükleer santralin yapımı için 1995'de anlaşma yapmıştı.
Dört yılda faaliyete geçmesi planlanan İran'ın ilk nükleer santralinin 10 yıllık gecikmeye rağmen bitirilememesinde, Batı ve ABD'nin Rusya'ya yönelik baskılarının, İran-Rusya ilişkilerinin, üçüncü taraf ülkelerin taahhütlerini yerine getirmemelerinin ve İran'a yönelik ambargoların etkili olduğu belirtiliyor.