Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

'Tarihin akışını hep muhacirler değiştirdi'

Günümüz dünyasının en büyük problemlerinden biri insan göçü...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-11 00:52:00

'Tarihin akışını hep muhacirler değiştirdi'



Kimi ekonomik, kimi felaketler, kimi de savaşlar yüzünden yaşanan göçler, dünya nüfusunun dengelerini değiştirirken pek çok ekonomik ve kültürel problemi de beraberinde getiriyor.

'Göç'ün bir başka boyutunu oluşturan 'hicret' ise kimi zaman gönüllü kimi zaman da mecburiyetlerin eseri olmakla birlikte, bambaşka bir anlam zenginliğine kapı aralıyor. Dinî ilimler ve kültür dergisi Yeni Ümit, önceki akşam Fırat Kültür Merkezi'nde (FKM) 'hicret' konulu bir panel düzenledi. Panelde bilim adamları, hicreti, tarihî ve kültürel arka planı ile tartıştı.

Açılış konuşmasını derginin genel koordinatörü Dr. Ergun Çapan yaptı. Çapan, insanların tarih boyunca farklı niyet ve ihtiyaçlarla göç ettiğini, bu göçler içinde Allah'ın hoşnutluğunu kazanma istikametinde imanî ve insanî değerlere tercüman olmak için gidilen hicrete ise 'mukaddes göç' denildiğini anlattı. Çapan, hicretin, 'Peygamberimiz Hz. Muhammed ve sahabelerin rehberliğinde semavî eksenli, semavîleşme yolunda insanın hem kendini hem de muhatap olduğu insanları yenileme ve inşa etmenin unvanı' olduğuna değinerek, günümüzde Anadolu insanının dünyanın pek çok ülkesine hizmet amaçlı hicretlerde bulunduğunu; bu fedakârlığın enerjisinin dikkate alınması gerektiğini söyledi. İslâm tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Algül ise 'İslâm tarihinde hicretin yeri' başlıklı tebliğinde Müslümanların Medine'ye hicretinin sadece bir kaçış, bir sığınma olmadığını belirterek, tarihî sıra içinde hicret öncesi ve hicretten sonra gelişen olayları anlattı. İslâm medeniyetinin temelinin Yesrib'i Medine yapan hicrette aranması gerektiğini dile getirdi. Hicretin, İslâm'a ait pek çok güzelliğin ortaya çıkması için bereketli bir zemin olduğunu ifade eden Algül, tebliğini şu sözlerle bitirdi: 'İslâmî telakkiye göre hicret, dinî ve ahlâkî alanda tüm inanış, bağlanış, sadâkat ve samimiyet örneklerinin mayalandığı çok verimli bir zemindir. Tüm İslâmî güzelliklerin, hicret bahçesinde çiçek açıp en güzel meyvelerini verdiğinde hiç kuşku yoktur.'

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Doç. Dr. Ayhan Tekineş de 'Medeniyetlerin kuruluşunda hicret' konulu tebliğinde, bütün büyük medeniyetlerin bir hicret neticesinde kurulduğuna dikkat çekti. Hicretin bir dinamizm olduğunu ve hac, namaz gibi ibadetlerde bu dinamizmin görüldüğünü belirten Tekineş, medeniyetlerin kuruluşu ile peygamberlerin gönderilişi arasındaki yakın ilişkiyi hatırlattı. Tekineş, 'Öteden beri tarihte devir açıp-devir kapayanlar ve büyük bir ölçüde tarihin akışını değiştirenler hep muhacir kavimler olmuştur.' dedi. Doç. Dr. Muhittin Akgül'ün tebliğ konusu ise 'Hicretin kazandırdıkları' üzerineydi. Akgül, Kur'ân ve hadislerden hareketle hicret sonucu elde edilecek kazanımları anlattı. Kültür-Sanat


Haber Ara