İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan Emin Gürses, ABD'nin jandarmayı kontrol edemediğini, bu nedenle en fazla jandarmaya saldırıldığını öne sürerek, operasyonla toplumda özellikle okumuş yazmış kesimin sindirildiğini savundu.
Gürses, ''Ama halk konuşmaya devam ediyor, tıpkı Hrant Dink olayında olduğu gibi. Hrant Dink'in öldürüleceğini ben Trabzon'da kahvehanede duydum. Bu her yerde konuşuluyordu, herkes biliyordu. Şimdi İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek de orada görevliydi, o da biliyordu. Hrant Dink'i devlet korumamıştır. Bu cinayet ile devlete darbe gelmiştir, aslında devlete saldırılmıştır'' dedi.
''İhtilal'' kavramının içinde siyasal ve sosyal bazı yeni düzenlemeleri barındırdığını söyleyen Gürses, ''Darbede ise bir hırsız devrilir, yerine başka bir hırsız gelir. Bunu ABD yapar'' diye konuştu.
Yaklaşık 10 aydır ''terör örgütü üyesi olmak'' ve ''halkı isyana teşvik'' suçlamalarıyla cezaevinde bulunduğunu belirterek, bu durumu eleştiren Gürses, Türkiye'ye en çok hizmeti geçen insanlardan biri olduğunu ifade etti.
Savcılara Danıştay saldırısına ilişkin bilgiler verdiğini, bunların kullanılmadığını savunan Gürses, ''Bunun arkasında 10 milyar dolar değerinde iptal edilen ihaleler olduğunu, İsrail parmağının olduğunu söyledim'' dedi.
''Ergenekon operasyonunun aslında gladyoyu perdelemek amacıyla kullanılabileceği konusunda Savcı Zekeriya Öz'ü uyardığını'' söyleyen Gürses, ''Savcı bana 'ben profesyonelim' dedi. Gördük, şimdi altından çıkamıyor'' şeklinde konuştu.
Başka suçtan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay'ın ''gladyo'' konusundaki sözlerine dikkat çeken Gürses, ''Bu uşağa dikkat edin, bunun söylediklerinin üzerine gidin Hem dünyanızı hem ahiretinizi kurtaracaksınız'' dedi.
Gürses, bazı konuşmalarından dolayı tutuklanacaklar listesine eklendiğini öne sürerek, hakkındaki suçlamaya ilişkin dosyaya telefon konuşmalarının, bir röportajının ve 2 konferansta yaptığı konuşmaların konulduğunu söyledi.
Ankara'da 2003 yılında düzenlenen bir konferanstaki konuşmasını okuyan Gürses, bu konuşmada Elazığ'daki bir ayaklanmaya ilişkin Atatürük'ün 8 Mart 1925 tarihindeki beyannamesinde geçen ''tereddütsüz ve şiddetle görevlerini ifaya çağırıyorum'' ifadesini kullandığını anlattı.
Gürses, bu konuşmasındaki ''şiddetle'' ifadesinin suç unsuru gibi gösterildiğini, ancak konuşmasında bu kelimenin anlamı dışında kullanıldığına dikkati çekti.
''TELEFON ÇÖZÜMLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ YANLIŞ''
Hızlı konuştuğu için, telefon çözümlerinin büyük bölümünün yanlış yapıldığını, polislerin de hızlı konuşmasına ilişkin yakınmaları olduğunu anlatan Gürses, ''Aslında konuşmamı düzeltmek için Gülgün Feyman'a gittim, ama o da 'umutsuz vaka' dedi. Olmadı'' diye konuştu.
''Tutuklanmasına hakimin karar vermediğini, savcılar tarafından tutuklandığını'' savunan Gürses, savcı Zekeriya Öz'ün kendisine ''Kusura bakma çıkınca tazminat davası açarsın'' dediğini aktardı.
Gürses şunları söyledi:
''Dosya kalın, şüphe kuvvetli, tutukluluğumuz devam etti. Operasyonun arkasında ABD ve bazı yabancı güçler olduğunu söylemem mi kuvvetli şüphe uyandırıyor? Bunu Süleyman Demirel de söyledi, Nazlı Ilıcak ile Fehmi Koru da yazdı. Emin Gürses sahipsiz, onu aldınız içeri. Bu ülkede hiç bir Cumhuriyet Savcısı beni terör örgütü üyeliğinden tutuklayamaz. Düz savcı olur da, Cumhuriyet savcısı olamaz. 'Beni ABD savcısı tutukladı' dedim. O mudur kuvvetli suç şüphesi. Telefondaki cinsel içerikli konuşmalarım, ya da Kaymakam Kemal Bey ile ilgili toplantı mı kuvvetli şüphe uyandırmıştır? Türk Ortadoks Patrikhanesine gitmem mi kuvvetli suç şüphesidir? Atatürk demiş Baba Eftim. O diyorsa Baba Eftim'dir. Atatürk'ün talimatıdır, gideceğiz oraya, gerekirse yasaları ona göre uyduracağız. Ben oraya tekrar gideceğim. Hem orada öyle köfte yapıyorlar ki... Orada yapılan bir toplantıya kapalı diyeceğime gizli demişim. Onu yazmışlar iddianameye. Tam İstanbul Türkçesi öğreniyordum zaten. Londra'ya gittim.''
Tutuklu sanıklardan Muzzafer Tekin'in kurtarılması için çalışmalar yaptığından bahsedildiğini belirten Gürses, avukatlarla konuştuğunda Tekin'in suçunun olmadığının söylendiğini, bu konuda konuşmalarının olduğunu ifade ederek, ''Burada bir sürü sanık var niye onları değil de Muzaffer Tekin'i kurtarmak istemişim. Bu kuvvetli suç şüphesi sayılabilir mi?'' dedi.
Gürses, savcıların Harp Akademilerinde ders vermesini üzerinde çok durduklarını söyleyerek, bu konuda eleştirilerde bulundu.
DİNK İLE İLGİLİ SÖZLERİ
Bir konuşmasında ''Hrant Dink'in Türkiye'nin yararına olabilecek girişimlerde bulunduğunu söylediğini'' belirten Gürses, ''Hrant Dink Diyarbakır'daki bir konuşmasında 'Taşnak hareketi Ermenileri mahvetti. PKK hareketi de sizleri mahvedebilir' dedi. Paris'teki konuşmasında da 'Ben Türkiye'de buradan rahat konuşuyorum' dedi. Bunlar Türkiye lehine sözlerdi. Bartholomeos Trabzon'a inemedi. Bundan sonra bütün pislikleri Trabzon'un başına yıktılar'' dedi.
Gürses, bir konuşmasında karşısındakinin sözleri üzerine ''ABD ve İsrail büyükelçiliklerinin havaya uçurulacağı'' yönünde bir beyanının olduğunu, bunun iddianameye alındığını belirterek bunu eleştirdi.
Böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade eden Gürses, ''Ancak benim elimde olsa bunları kapatırım. Bugün bütün gazeteler İsrail ile ilişkilerin kesilmesi gerektiği yazıyor'' dedi.
Yaklaşık 3 yıllık bir dönemde korumalarla gezdiğini ve aynı dönemde kendisine silah ruhsatı verildiğini belirten Gürses, bu sırada görüştüğü Necip Hablemitoğlu'nun kendisine büyükelçiliklerin istihbarat birimlerinin peşinde olduğunu, öldürülebileceğini söyleyerek, imkanı varsa Rize'ye gitmesini tavsiye ettiğini anlattı.
Gürses, savunmasını daha sonra kendisine ilişkin hukuki değerlendirmeleri tek tek ele alıp açıklamalarda bulunarak sonlandırdı.
Emin Gürses'in çapraz sorgusu ve avukatlarının savunması yarın gerçekleştirilecek.
Gürses; Zekeriya Öz'ü uyardım
''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Emin Gürses, savunmasını tamamladı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-01-05 20:21:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara