Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Öymen: Gelişmeler son derece vahim

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyinden başlattığı kara ve hava saldırısıyla ilgili olarak, ''Gelişmeler son derece vahimdir. Çok büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır'' dedi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-04 14:52:00

Öymen: Gelişmeler son derece vahim




Öymen, katıldığı Bursa Genç Sanayici ve İş adamları Derneği'nin (GESİAD) aylık olağan toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İsrail'in Filistin'e yönelik saldırısını kınadıklarını, tüm dileklerinin bir an önce ateşin kesilmesi olduğunu ifade eden Öymen, şunları konuştu:

''Kalıcı bir çözüm için çalışmalara süratle başlamak gerekiyor. İşin esasına bakmak gerekirse, gayet tabii ki Hamas'ın İsrail'in sivil yerleşim bölgelerine roket saldırısında bulunmasını tasvip etmek mümkün değildir. Ama buna karşılık İsrail aşırı bir güç kullanmış ve aralarında kadın ve çocukların olduğu sivilleri hedef alacak şekilde saldırılarını genişletmiştir. Çok sayıda insan ölmüş ve yaralanmıştır. Bu olayları hiçbir şekilde mazur görmek mümkün değildir. İsrail'in bu saldırısını kınıyoruz.''

Öymen, AB'nin saldırıyı sadece bir savunma operasyonu gibi nitelendirmesini, hayretle karşıladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

''Çünkü aynı AB, Gürcistan saldırısından sonra Rusya'nın giriştiği askeri harekatı kınamıştı ve bunun aşırı bir güç kullanımı olduğunu söylemişti. Bu defa farklı bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz. Burada Türkiye'ye çok büyük görev düşüyor. Bölge ülkesi olarak, bölgedeki bütün ülkelerle yakın ilişkisi olan bir devlet olarak ve nihayet 1 Ocaktan beri Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olarak. Bu Türkiye'nin ilk sınavı olacaktır BM'de. Türkiye ne yapacak, nasıl bir tutumla çıkacak ortaya, kalıcı bir barışın sağlanması için ne gibi önerilerde bulunacak? Türkiye kendi başına gerçekten kendi ulusal önerilerini mi ortaya çıkaracak, yoksa bazı büyük devletlerin peşinden mi gidecek? Bütün bunlar için bir sınavdır güvenlik konseyi üyeliği. Bizim önerimimiz, o bölgede kalıcı iki ayrı bir devletin yan yana var olmasıdır. Bunu daha önce de bazı ülkeler savundu, ama hiçbir zaman Filistin'in gerçek bir devlet olması için gerekli adımlar atılmadı.''

Filistin'in bugün dünyayla hava ve deniz ulaşımı olmadığına dikkati çeken Öymen, ''Dünyayla olan bağları İsrail'den geçmektedir. Yani bir yerde İsrail'e bağlıdır. Türkiye İsrail'e telkinlerde bulunabilecek konumdadır. Sayın Başbakan'ın bazı ülkelere yaptığı ziyaretleri izliyoruz. Ama bu ülkelerin hiçbiri İsrail'i ikna edebilecek ülkeler değildir. Bunların hiçbirinin ağırlığı İsrail'i ikna etmeye yetmemiştir. Geçmişte yetmemiştir, şimdi de yetebileceğini sanmıyorum. Bu ziyaretler biraz dostlar alışverişte görsün niteliği taşımaktadır'' dedi.

Öymen, Ankara'nın bu konuyu ciddi olarak ele alması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Konuyu meclise getirelim. Ortak bir karar çıkartmaya çalışalım ve Türkiye'nin görüşü olarak bütün dünyaya hep birlikte savunalım. Ne yazık ki hükümet, uzun zamandan beri bu dış politika konularını meclise getirmeme ve tartışmama yöntemini benimsemiştir. Gazze'deki gelişmeler bu konuyu yeniden düşünmek için bir fırsattır. Çok ciddi bir dönemden geçiyoruz, insani açıdan Türkiye'nin yapacakları var. İnsani yardım açısından şimdiye kadar yaptıklarımız yeterli değildir. Bu yardımların bir bölümünün de İsrail üzerinden Filistin'e ulaşmadığını görüyoruz. Bölgede açlıktan, susuzluktan ve ilaçsızlıktan çok büyük bir insani dram yaşanmaktadır. Biz de muhalefet olarak üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız.''

Diplomaside amacın sonuç almak olduğunu ifade eden Öymen, şu değerlendirmelerde bulundu:

''İsrail'i nasıl durduracaksınız, Hamas'ın sivil yerleşimlere saldırmasını nasıl önleyeceksiniz? Eğer, Lübnan'daki Hizbullah bu olaylara karşı İsrail'e saldırıya girişirse, bu, çatışmaların boyutunu daha da büyütecektir. Böyle bir tehlike var. İran'ın etkisi altında olduğu için Hizbullah, burada İran'ın nasıl bir politika izleyeceğine de bakmak lazım. Hizbullah'ın elinde 14 bin katyuşa füzesi var. Bu, olayın boyutunu daha da büyütebilir. Çatışma alanını genişletebilir. Bugünkü durumdan daha vahim durumlarla da karşı karşıya gelinebilir. İşte Türkiye bütün bunları düşünerek bir milli politika benimsemelidir.''


Haber Ara