İsrail'in düzenlediği saldırılarla ilgili en açık tepkiyi gösteren ülkler arasında Türkiye'nin de olduğunu söyleyen Babacan, Filistin'e karşı tarihi sorumluluklarımız var ve çektikleri acıyı derinden hissediyoruz' dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İsrail'in Gazze'ye saldırılarıyla ilgili olarak en açık tutumu alan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyleyerek, 'bu olayların sarmal haline gelerek bölgeye yayılma ihtimali riski bulunduğunu ve Orta Doğu'da barış olmazsa dünyada kimsenin huzurlu olamayacağını' söyledi.
Kanal 24'ün sorularını yanıtlayan Babacan, Gazze'de devam eden insanlık dramının bütün dünya tarafından Türkiye'dekine benzer duygularla izlendiğini söyleyerek, Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili yaptığı açıklamanın tarihinde yaptığı en sert açıklamalardan biri olduğunu söyledi.
Babacan, Gazze'de 1,5 milyon insan yaşadığını, dün akşam itibarıyla ölü sayısının 400'e yaklaştığını hatırlatarak, insani yardımlar hakkında Esenboğa Havalimanında ambulans uçağı hazırladıklarını, ancak Gazze'den yaralıların çıkarılamadığını bildirdi. Babacan, ambulans, tıbbi malzeme, gıda gibi konularda süregelen yardım programlarının zaten bulunduğunu söyleyerek, yeni gönderilen tırların yolda olduğunu, dün gönderilen 5 ambulansın da Gazze'ye girdiğini belirtti.
'Filistin'e karşı tarihi sorumluluklarımız var ve çektikleri acıyı derinden hissediyoruz. Türkiye de herkesle görüşen bir ülke ve sorunların diyalog yoluyla çözüleceğine inanıyoruz' diye konuşan Babacan, Gazze'deki olayların kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Babacan, 'Çünkü bu sarmal haline gelir ve bölgeye yayılırsa, bu gerçekten büyük bir risk' dedi.
Babacan, bu olayların bir an önce sona ermesini ve ateşkes sağlanmasını arzu etiklerini söyleyerek, diplomatik trafiğin sürdüğünü bildirdi. İsrail'in insani yardımların geçişi konusunda Türkiye ve belki bir iki başka ülkeye izin verdiğini söyleyerek, İsrail makamlarının bunun dışında kapıları kullandırmadığını kaydetti.
'Hemen ateşkes ilan edilmesini ve ablukanın kalkmasını istiyoruz' ifadesini kullanan Babacan, şartların daha da zorlaştığını, El Fetih ile Hamas arasındaki sıkıntının derinliğinin de kendilerini üzdüğünü kaydetti.
Babacan, 'İki tane Filistin olamaz' dedi, ancak Mahmud Abbas ve öbür tarafta da diğer devletlerin tanımadığı, fakat fiili bir hükümet bulunduğunu, bu ayrılığın, Filistin davasını da zayıflattığını bildirdi.
Türkiye'nin El Fetih ile Hamas arasındaki sorunların çözümündeki rolüne ilişkin soru üzerine Babacan, Türkiye'nin iki tarafla da diyalog içinde olduğunu ifade etti.
Hamas'la da iletişim kanallarının açık olduğunu, bunun yıllardır böyle olduğunu belirten Babacan, Hamas'ın kendilerine bir şey söylemesinin '60 saniye alacağını', kendileri için de aynı şeyin geçerli olduğunu, Türkiye'nin barış ve huzur isteyen bir ülke olduğunu kaydetti.
Babacan, 'Biz menfaat derdinde asla olmadık. Asıl politikamız, Orta Doğu'da barış, huzur istikrar olması, aksi halde buradaki sorunlar bizi de etkiler. Orada bir yangın varken, bundan etkilenmemek mümkün değil' diye konuştu.
Bu konuda 'bekle gör' politikasını uygulamamak gerektiğini de söyleyen Babacan, Gazze'yle ilgili 'bekle gör' politikasının, hiç ummadık bir anda başka bir yerde başka bir sonuç doğurabileceğini söyleyerek, Gazze'dekine benzer bir olayın başka bir yerde de çıkabileceğini belirtti.
Babacan, silahların bir an önce susmaması durumunda bu işin daha da kötüye gideceğini kaydederek, 2009'da dikkat edilmezse büyük riskler olabileceğini daha önce katıldığı bölgesel ve uluslararası toplantılarda da defalarca dile getirdiğini bildirdi.
Babacan, sorunların diyalog yoluyla çözülmesi ve uluslararası toplumun bu saldırılara güçlü bir şekilde dur demesi gerektiğini belirtti.
'Son günlerde, sesi en yüksek çıkan ve açık bir tutum alan ülke Türkiye oldu' diyen Babacan, Gürcistan-Rusya krizinin ikinci ya da üçüncü gününde AB'nin hemen müdahale ettiğini, ama burada maalesef aynı şeyi göremediklerini söyleyerek, bunun büyük bir yanılgı olduğunu ifade etti.
Babacan, 'Orta Doğu'da huzur olmazsa dünyada kimsenin huzur içinde yaşaması mümkün değil. Onun için, bir an önce hızlı çözüm bulmak gerekiyor. Sayın Başbakan, onun için hızla yola çıktı' diye konuştu.