Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Otte: 'İsrail Annapolis'i ihlal ediyor'

AB'nin Ortadoğu özel temsilcisi Marc Otte: 'İsrail yerleşim merkezleri inşa ederek, Annapolis'i ihlal ediyor'

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-21 13:32:00

Otte: 'İsrail Annapolis'i ihlal ediyor'


AB'nin Ortadoğu özel temsilcisi Marc Otte, İsrail'in Annapolis sürecini ihlal ettiğini belirterek, Şubat'ta seçilecek yeni İsrail hükümetinin bu durumu değiştirmesi gerektiğini söyledi. Otte, Filistinli gruplar Hamas ve El-Fetih'in Türkiye'den arabuluculuk beklentisini olumlu karşıladığını da belirtti.

Ortadoğu barış sürecine ilişkin kritik isimleri ağırlayan Ankara, Filistin lideri Mahmud Abbas'ın özel temsilcisi Azzam el-Ahmed'in ardından AB'nin Ortadoğu özel temsilcisi Marc Otte'yi ağırladı. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndaki temaslarının ardından İHA'ya açıklamalarda bulunan Otte, Türkiye'nin son birkaç yıl içinde giderek daha aktif rol oynadığını ve Türk diplomatlarla zaman zaman görüş alışverişinde bulunduğunu kaydetti. AB ve Türkiye'nin dış politikasındaki benzerliğe işaret eden Otte, 'Türkiye'nin bölgedeki önemli rolü ve bazı problemlerin çözümünde potansiyel karar verici olması nedeniyle birlikte çalışmak istiyoruz. Ayrıca Türkiye ile ortak çıkar ve değerleri paylaştığımız için sorunların çözümünde doğal partneriz' dedi.

Suriye-İsrail barış süreci, Filistin devletinin kurulması başta olmak üzere Ortadoğu'daki güncel konuları değerlendiklerini kaydeden Otte, Filistin lideri Mahmud Abbas'ın özel temsilcisinin Ankara'ya gelerek Hamas ve El-Fetih arasında arabuluculuk talep etmesini ise, 'İşte bu Türkiye'nin sorunları fiilen çözüme kavuşturmak istediğinin bir diğer kanıtı. Bence Filistinlilerin uzlaşması, İsrail-Filistin barış sürecine ulaşma yolunda bir engeli daha ortadan kaldıracak önemli bir unsur. Eğer Filistin, Türkiye'nin yardım edebileceğini düşünüyorsa, bu inisiyatifi memnuniyetle karşılarız. Bu Cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) tarafından karar verilecek ve detayları belirlenecek bir konu' şeklinde değerlendirdi.

'İsrail-Arap çatışmasını sona erdirmek için en uygun zaman şimdi'
Yeni kurulacak İsrail hükümetinin nasıl bir politika izlemesini beklediği şeklindeki soru üzerine Otte, 'Bu çatışma çok uzun yıllardır sürüyor. İnanıyorum ki, Filistinli komşularıyla barış anlaşması imzalamak, her İsrail hükümetinin faydasına olur. Bu sadece İsrail'in değil, tüm bölgenin çıkarı. Bence bunun için en uygun zaman şimdi. Çünkü Arap ülkelerinin bu çatışmayı arkada bırakmak istediklerini hissediyor. Ayrıca kendi barış inisiyatiflerini ortaya koyarak mevcut pozisyonlarını göstermiş oldular, ki bu da çok önemli. BM Güvenlik Konseyi de bu hafta Annapolis sürecinde geri dönüşün mümkün olmadığını bildiren bir karar açıkladı. Bu uluslararası toplumdan gelen önemli bir işaretti. Umarım İsrail hükümeti bunu dikkate alır. Herhangi bir uzlaşmanın çok zor olduğunu biliyoruz. Taviz her iki taraf için çok acı olacak. Ama zor bile olsa, bu tüm diğer alternatiflerden daha kötü değil' diye konuştu.

'İsrail yerleşim merkezleri inşa ederek, Annapolis'i ihlal ediyor'
'Daha önce Hamas seçimleri kazandığında AB, şiddet yanlısı bir yaklaşım benimsediği gerekçesiyle mali yardımları kesmişti. İsrail'in barış sürecine uygun taahhütlerini yerine getirmemesi halinde herhangi bir yaptırım söz konusu olur mu?' şeklindeki soruya Otte, 'Yeni yerleşim yerlerinin sorunların merkezini oluşturduğunu ve güvenilir bir barış anlaşması için ortadan kalkması gerektiğini daha önce defalarca söyledik. Maalesef, Annapolis sürecinden beri yerleşim yerlerinin inşası her yerde, Batı Şeria'da, hatta kurulacak Filistin devletinin başkenti olması öngörülen Doğu Kudüs'te bile hızlandı. Bu da Filistinlilerin kendi devletlerini kurabileceklerine inanmalarını güçleştiriyor. Bunu defalarca söyledik, Ortadoğu Dörtlüsü (BM, AB, ABD ve Rusya) defalarca bu yerleşim merkezlerinin barışa engel oluşturduğunu ifade etti. Bu yüzden İsrail'in Annapolis'te verilen taahhütlerin bir parçası olan yükümlülükleri içinde yer alan yol haritasını uygulaması son derece önemli. İş yerleşim merkezlerine gelince; İsrail'in yol haritasındaki yükümlülüklerini yerine getirmekte çok ciddi ihmali olduğu açık. Bu değişmek zorunda. Bir sonraki hükümetin kim olacağını bilmediğimiz için bu konuda ne yapacağını bilmiyorum. Şu anda İsrailliler seçim sürecindeler. Elbette 10 Şubat'a kadar sonuçlar için bekleyeceğiz. Sonrasında, yerleşim merkezlerine ilişkin politikanın ne olacağını bilecek ve buna göre gerekli kararlara varacağız' cevabını verdi.

'AB Suriye işbirliğine hazır, top Şam yönetiminde'
Türkiye aracılığıyla süren İsrail-Suriye barış görüşmelerini de oldukça önemli bulduğunu kaydeden Otte, 'Bence İsrail-Suriye arasındaki sorunlar oldukça iyi tanımlanmış durumda ve çözüm çerçevesi çoktan hazır. Gereken tek şey siyasi kararlılık ve belki biraz da tarafların karşılıklı olarak yükümlülüklerini yerine getireceklerine dair güvene ihtiyaçları var' dedi.
Suriye'nin uzlaşmacı bir tavır sergilemeye başlamasının uluslararası toplumla ilişkilerini normalleştirip normalleştirmeyeceğine ilişkin olarak ise Otte, 'Muhtemel hem İsrail seçimlerini hem de yeni Amerikan yönetiminin Suriye'ye ilişkin politikalarını değiştirip değiştirmeyeceklerini beklemek gerek. Ancak durum bizim (AB) için açık ve net. Suriye'ye Lübnan'da olduğu gibi tavrını değiştirmesi ve verdiği sözleri tutması halinde; mevcut AB dönem başkanı Fransa'nın adım atacağına dair her türlü işareti verdik. Onlarla ilişkiye girmemek için hiçbir neden yok ve imzaladığımız işbirliği anlaşmasıyla ilk adımı attık. Şimdi top Suriye'nin sahasında' yorumunu yaptı.

'Dış politikadaki gücü Türkiye'yi AB üyesi yapmaz ama önemli etken'
'Türkiye'nin dış politikadaki etkinliği AB'ye tam üyelik yolunda avantaj sağlar mı?' sorusu üzerine Otte, 'Bence bunlar somut, yakın ama ayrı iki şey' dedi. AB'ye üyelik sürecinin uzun ve teknik hazırlık gerektirdiğini, ekonomik, siyasal ve yapısal düzenlemeler ile kanun değişikliklerine ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Otte, 'Türkiye, pek çok ortak problemimize anahtar. Bu da Türkiye ile daha güçlü bir ortaklığın pozitif yanını görmek için kesinlikle teşvik edici bir unsur. Ama bu pozitif unsur tek başına yetmez. Türkiye bir krizin çözümüne yardımcı oldu diye otomatikman üyeliğe ilişkin tüm soruların yanıtı verilmiş olmayacak. AB üyesi olmak tamamen tüm yükümlülük ve görevlerin kabul edilmesi ve buna uygun hareket edilmesiyle ilgili. Özetleyecek olursam, bu kesinlikle çok olumlu ve AB-Türkiye arasında güveni derinleştiriyor ve şüphesiz daha geniş bir perspektif açıyor' şeklinde konuştu.

Ankara'daki temaslarını tamamlamasının ardından Şam'a giden Otte, edindiği izlenimleri Brüksel'de yetkililerle paylaşacak.

Haber Ara