CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''İslamiyet'i şiddet ve terörle karalamak isteyenler ya da İslamiyet'i baskıcı bir siyasi ideoloji haline dönüştürmek isteyenler, karşılarında en sağlam dayanak olarak Mevlana'nın sevgi ve hoşgörü temelindeki tasavvufi ve hümanist İslam anlayışıyla karşılaşırlar'' dedi.
Deniz Baykal, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen Mevlana'nın 735. Vuslat Yıldönümü etkinliklerinin son günü olan Şeb-i Arus töreninden önce yaptığı konuşmada, 735 yıldır sönmeden yanan Mevlana ateşinin çevresinde bu akşam bir kez daha Konya'da birlikte olmanın sevincini ve kıvancını yaşadıklarını söyledi.
Mevlana ateşinin 735 yıldır insanlığın yüreğini ısıttığını ve yolunu aydınlattığını ifade eden Baykal, Anadolu insanının manevi dünyasını, duygu ve düşüncelerini, toplumsal ruhunu oluşturup biçimlendiren köklü bir kültür geleneği olduğunu, bu geleneğin çıkış noktasında Mevlana, Hacı Bektaşı Veli ve Yunus Emre ile olgunlaşan 13. yüzyıl Anadolu aydınlanmasının yer aldığını kaydetti.
Baykal, Batı dünyasının, Ortaçağ karanlığını, din ve mezhep savaşlarını, engizisyon zulmünü, Hristiyan dogmatizmini yaşadığı bir dönemde ''Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel'' diyen Mevlana, ''72 millet birdir'' diyen Hacı Bektaşı Veli, ''Ben gelmedim dava için benim işim sevgi için dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim'' diyen Yunus Emre'nin insanları sevgi, barış ve kardeşlik dünyasına çağırdığını bildirdi.
Bu büyük öncü isimlerin Anadolu insanının fikri ve ahlaki temel değerlerini insana ve evrene bakışını derinden etkilediğini vurgulayan Baykal, şöyle konuştu: ''Elbette bu büyük isimler düşüncelerini İslamiyet temeli üzerinde geliştirmiştir. Mevlana 'Ben Kuran'ın kölesiyim, Muhammed'in yolunun toprağıyım' diyen kişidir. Bugün dünyanın dört bir köşesinde her inançtan, her dinden ve her milletten olan insanlar Mevlana derneklerinde biraraya geliyor. Mesnevi, dünyanın her yerinde en çok satan şiir kitaplarının başında geliyor. Yabancı dilde Mevlana ve Mesnevi hakkında yayınlanan makale ve kitaplar ayrı bir kütüphane oluşturuyor. Mevlana'nın büyük çekim merkezi haline geldiği açıktır. Bunun içindir ki Papa 23. John, 'Katolik dünyası adına Mevlana'nın anısı önünde saygıyla eğiliyorum' demiştir. Büyük filozof Hegel, 'Mevlana, gelmiş geçmiş en büyük şair ve filozoflardan birisidir' demiştir. Türk şairi Nazım Hikmet, 'Aşkı içten duydum arşa yükseldim, kalpten temizlendim huzura geldim, ben de müridinim işte Mevlana' demiştir.''
''İSLAMİYET'İ ŞİDDET VE TERÖRLE KARALAMAK İSTEYENLER''
Bu çekiciliğin temelinde tasavvuf anlayışının yer aldığını dile getiren Baykal, Mevlana'nın, İslamiyet içinde tasavvuf düşüncesini zirveye çıkaran kişi olduğunu söyledi. Baykal, ''Tasavvufu en derin anlamıyla işleyen, şekillendiren, çelişkiler arasındaki birliği çatışmaların arkasındaki uzlaşmayı, evrenin ve insanın bütünselliğini yaradanın ve yaradılanın birliğini kavrayan ortaya koyan bir büyük filozoftur'' dedi.
Mevlana'nın Allah ile kul arasında, bilim, bilgi ve kitap ile aşk arasında, evren ile insan arasında hakiki ile zahiri arasında varlıkla hiçlik arasında bir bütünsellik olduğunu kavrayan, açıklayan insan olduğunu vurgulayan Baykal, şunları kaydetti: ''İslamiyet'i şiddet ve terörle karalamak isteyenler ya da İslamiyet'i baskıcı bir siyasi ideoloji haline dönüştürmek isteyenler, karşılarında en sağlam dayanak olarak Mevlana'nın sevgi ve hoşgörü temelindeki tasavvufi ve hümanist İslam anlayışıyla karşılaşırlar. Mevlana, haremi, selamlığı reddetmiştir. Sanatı, müziği ve raksı ibadetin temeli yapmıştır. Çünkü ibadetin özünde korku, çıkar ve pazarlık değil sevgi ve aşk vardır. Yaradanla yaradılanın bütünleşmesi vardır. 13. yüzyılda yaşamıştır ama o yüzyıla sığamamıştır, Konya'da yaşamıştır ama Konya'ya sığamamıştır.''
Baykal, Mevlana'nın ve diğer 13. yüzyıl düşünürlerinin etkisiyle Anadolu İslamiyeti'nin insan, akıl ve hoşgörü çizgisinde geliştiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Bunun içindir ki bugün Türkiye İslamiyet'in en özgür, en akılcı, en ileri, en güzel yaşandığı yerdir. Bunun içindir ki bugün Türkiye'mizde İslamiyet ile demokrasi, İslamiyet ile laiklik, İslamiyet ile özgür kadın anlayışı en ileri ölçüde bağdaştırılmıştır. Bunun içindir ki bizim yaşadığımız İslamiyet, Usame Bin Ladinler'i yetiştiren değil, Hz. Mevlana'yı, Hacı Bektaşi Veli'yi yetiştiren İslamiyet olmuştur. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Ne mutlu ki kültürümüzün zirvesinde böyle bir isim var. Bu ismi dünyaya öncelikle tanıtmak hepimizin görevi olmalıdır. Kültürümüzün bu aydınlık isimlerini, bu aydınlık çağlarını bütün dünyaya anlatmak konusundaki eksikliğimizi hızla, bir an önce tamamlamalıyız. Kendi gençlerimize, çocuklarımıza Mevlana'yı ve öğretilerini, kültürümüzün temel dayanakları olarak anlatmayı bir önce başarmalıyız. Bütün dünyaya kendimizi ve İslamiyeti Mevlana'nın objektifinden penceresinden sunmanın yolunu mutlaka bulmalıyız.''
Baykal, 'İslam felsefesini' anlattı
Mevlana'nın 735. Vuslat Yıldönümü etkinliklerinin son günü olan Şeb-i Arus töreninden önce konuşan CHP lideri Baykal, Mevlana'nın İslamiyet anlayışı üzerine yorum yaptı
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-17 22:59:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara