Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Suruş'un Kur'an ve vahiy iddiaları

Suruş, Müslüman Lüther olarak tanımlanıyor. Fakat Protestan reformcunun aksine kutsal kitaplar hakkında literalist değil.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-13 13:34:00

Suruş'un Kur'an ve vahiy iddiaları


Muhammed Ayetullah Tabar*

Yirmi yıldan fazla süredir Abdülkerim Suruş, İran?ın önde gelen halk entelektüellerinden biri oldu. İslami teoloji ve mistisizmde uzmanlaşan Suruş, Ayetullah Humeyni tarafından nihayetinde teokratik devleti karşısına alacak İran üniversitelerinin ?İslamlaştırılması? için seçilmişti. Farklı düşünmesinin bedelini ödedi. Huzur sağlamak için kurulan yasa dışı örgütler ve diğer hükümet destekli unsurlar İran?daki geniş katılımlı derslerini bastı. Dövüldü ve neredeyse öldürülecekti. Entelektüellerin rock yıldızları olarak görüldüğü bir ülkede Suruş, dini çoğulculuğa ve demokrasiye verdiği açık destek yüzünden saygı gösterildi ya da hakaret uğradı. Şimdilerde çok önemli bir adım daha attı. Avrupa ve ABD?de, o üniversiteden bu üniversiteye dolaşarak, İran?ın imamlık kurumuna şok dalgaları gönderiyor.

En yakın tartışma bundan yaklaşık sekiz ay önce, Suruş?un Hollandalı bir gazeteciyle İslam?ın en hassas konularından Kur?an Kerim?in ilahi kaynağıyla ilgili konuşmasından sonra başladı. Müslümanlar uzun zamandır kutsal kitaplarının Tanrı tarafından Peygamber Hz. Muhammed aracılığıyla kelime kelime indirildiğine inandı. Fakat Suruş, röportajında, Kur?an?ın ?risalet deneyimi? olduğuna dair alternatif düşüncesini açığa kavuşturdu. Bana peygamberin ?Kur?an?ın hem alıcısı hem de üreticisi olduğunu ya da vahyin hem öznesi hem de nesnesi olduğunu? anlattı. Suruş, ?Kur?an?ı okuduğunuzda, bir insanın sizle konuştuğu hissine kapılırsınız yani, kelimeler, betimler, kurallar ve düzenlemelerle benzer tüm şeyler insan zihninden gelmektedir? dedi ve ekledi: ?Bu zihin, tabii ki, Tanrı?nın ilhamı ve kutsallıkla boyanmıştır?.

İnternet sayesinde Suruş?un sözleri yayıldıkça, İran?ın Ayetullahları da savaşa dâhil oldu. Onların reddiyelerinde, imamlar Kur?an?ın şu ayetlerini öne sürdü: ?Bu sana (ya Muhammed) indirdiğimiz mübarek bir kitaptır?. (Sad / 29) Bu ayetlerin Tanrı?nın vahiy edici ve Muhammed?in alıcı olduğunu göstermiyor mu diye sordular. Ayrıca Muhammed?in vahiy gelmesi için sabırsızlandığına ve 300?den fazla durumda peygamberin etrafındakilere şu ya da bunu yapmasını söylemesinin emredildiğini ileri sürdüler. Argümana göre, bu emirler peygamberin zihninden ya da kalbi dışında başka bir yerden geldiğini göstermekteydi.

Suruş, karşılık olarak, peygamberin papağan olmadığını söylüyor. Suruş bana, peygamberin daha çok kendisi için bal üreten bir arıya benzediğini ve bu bal üretme mekanizmasının Tanrı tarafından ona verildiğini ifade etti. Bu ?Kur?an?ın kendi örneğidir? diyor Suruş ve şu ayeti getiriyor: ?Rabbin, arıya vahyetti: ?Dağlardan, ağaçlardan, insanların yaptıkları çardaklardan evler edin. Sonra her türlü meyvelerden ye, Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollara gir.? İşte o arının karnından değişik renkli bir şerbet çıkıyor; onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda tefekkür eden bir kavim için önemli bir âyet vardır.? (Nahl / 68)

Suruş, Müslüman Lüther olarak tanımlanıyor. Fakat Protestan reformcunun aksine kutsal kitaplar hakkında harfi harfineci (literalist) değil. Onun çalışması 19?ncu yüzyıl Alman bilim adamlarının İncil?i orijinal bağlamında (Hermenutics) anlamaya çalışanlarınkine benziyor. Tipik bir örnek: Kur?an?da yer alan ya da Muhammed?e atfedilen hırsızın elinin kesilmesi ya da zina edenin taşlanması ifadeleri, peygamber dönemine ait çalışan kuralları ve düzenlemeleri bildirir. Bugünün Müslümanları, eğer ellerinde daha insancıl yollar varsa aynı adımları izlemek zorunda değiller.

Suruş?un son görüşleri İran?ın güçlü muhafazakâr kanadında hoş karşılanmadı. Bazıları onu, ölümle cezalandırılabilecek sapkınlıkla suçladı. İran?ın dini başkenti Kum?da son çalışmalarıyla ilgili protestolar düzenlendi. Ancak İran?ın en büyük lideri Ayetullah Ali Hamaney, beklenmedik şekilde tartışmanın büyütülmemesi için uyarıda bulundu. Hamaney, ?ülkenin zihnini bulandırmak? için ?felsefe ya da sahte-felsefe? yapanlara ?küfürle suçlamak ya da öfkelenmek? yerine argümanlarını çürütecek ?dini gerçekler? ile karşılanması gerektiğini söyledi.

İran?da bugün, hükümet karşıtları laik bir devletin kurulması savunuculuğunu yapıyor. Suruş?un kendisi de cami ve devletin, caminin yararına ayrılması gerektiğini söylüyor. O dinden özgürlüğü değil, dinin özgürlüğünü arıyor. Yani daha farklı ve potansiyel olarak daha etkin bir ajanda için konuşuyor. Ortaçağ İslami mistiği Rumi bir zamanlar ?eski bir aşk sadece yenisi içinde eritilebilir? diye yazmıştı. Liderlerinin gücü ellerinde ilahi bir görev olarak tuttuğu derinlikli dini bir toplumda, toplumu çoğulculuğa ve demokrasiye yönlendirmek için dini karşı argüman gerekebilir. Suruş, İslam adına konuşanlara, onların kelimelerini kullanarak meydan okuyor.



*İran asıllı yazar, George Washington Üniversite?sinde Elliot School?da öğretim görevlisi.


 

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara