Dolar

34,8884

Euro

36,6232

Altın

3.009,94

Bist

10.058,63

Barış orkestrasından Ümmü Gülsüm konseri

Lubna Salame?nin solistliğini yaptığı Nazareth Orkestrası, 16 Aralık?ta CRR?de Ümmü Gülsüm şarkılarını seslendirecek.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-09 03:27:00

Barış orkestrasından Ümmü Gülsüm konseri


Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman müzisyenlerden oluşan Nazareth Orkestrası, kurulduğu günden bugüne tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği bir topluluk.

Nazareth, Arap müziğinin klasik ve folk türleri ile geleneksel Filistin müziklerinde ustalaşmış Galilee'nin en iyi müzisyenlerinden kurulu bir orkestra. Farklı kültürleri bir araya getirerek tüm dünyaya barış mesajları veriyorlar. Özellikle yorumladıkları Ümmü Gülsüm şarkılarıyla müzikseverlerin beğenisini kazanan orkestranın solisti ise Lubna Salame. Sanatçı, Thom Yorke'tan Ömer Faruk Tekbilek'e kadar uluslararası birçok ünlü isimle beraber şarkılar söylemişti. Topluluk, 16 Aralık'ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Ümmü Gülsüm şarkılarını Türk müzikseverlere dinletecek. Konser öncesi orkestranın kurucusu ve sanat direktörü Eli Grunfeld'le söyleştik. Müziklerini ve Ortadoğu'ya bir türlü gelmeyen barışı konuştuk.

Nazareth Orkestrası, hangi düşüncelerin sonucunda doğdu?

Yıllarca geleneksel Arap klasik müziği üzerine çalışmış, hayranlık duymuş biri olarak amacımız Arap klasik müziğini Ortadoğu'nun ötesine taşıyabilmekti. Geleneksel Arap müziğini yurtdışına sunabilmek, bizim en büyük düşümüzdü. Bunu Galilee'nin en yetenekli müzisyenlerini bir araya getirerek başarabildiğimize inanıyorum.

Halen savaşın hüküm sürdüğü topraklarda Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudilerden oluşan bir müzik topluluğu kurmak zor olmadı mı?

Bu bölgenin halkı, fanatikler dışında birbirini severek, birbirleriyle aynı zevkleri paylaşarak, aynı müzikleri dinleyerek yaşıyorlar. Maalesef yanlış politikalar yüzünden benzer acıları yaşamak zorunda kalıyorlar. Müziğin ise sınırları yok. Hepimiz aynı duyguları paylaşarak müziğimizi yapıyoruz. Bu yüzden orkestramızın bizi zorlayan bir tarafı yok, tam aksine birbirini anlayan ve çok iyi anlaşabilen müzisyenler olarak bir araya geldik.

Orkestranız, Ortadoğu krizi devam ederken hem İsrail'de, hem Filistin'de konserler verebilen ve her iki halkın sevdiği bir barış sembolü haline nasıl geldi?

Orkestramızın dışarıdan bakıldığında barışı sembolize eden bir profille ortaya çıktığını biz de sonradan fark ettik. Özellikle yurtdışındaki festivallerde her defasında, basın üç farklı dinin müzisyenlerinin bir arada oluşunu büyük bir heyecanla karşılıyordu. Bu algıdan şimdi biz de mutlu oluyoruz ve barışı hatırlatan, insanların bir arada barışla yaşayabileceğine örnek olabilen bir orkestra olarak bu mesajı gittiğimiz her yerde vermiş oluyoruz. Hem Tel Aviv'de hem Nazareth'te barış adına festivaller düzenliyoruz. Bu bizim için kutsal bir amaç.

Dünyanın birçok ülkesinde konserler veriyorsunuz. Müzik camiasının topluluğa bakışı nasıl? Olumsuz eleştiri de aldığınız oluyor mu?

Ümmü Gülsüm projesinde geleneksele sadık kalmaya çalışıyoruz. Farklı bir yorumla izleyiciye Ümmü Gülsüm'ü tanıtmak yerine müziğini olduğu gibi aktarmaya çalıştığımız için, gittiğimiz her yerde saygı gördüğümüzü söyleyebilirim. Bu durum bizi çok gururlandırıyor.

Ümmü Gülsüm sizin için neler ifade ediyordu ve bu proje nasıl doğdu?

Ümmü Gülsüm'ün şarkıları geleneksel Arap müziğini ve daha da önemlisi şarkılarının sözleriyle Yüksek Arap şiirini o kadar güzel temsil ediyor ki... Yurtdışında bu geleneği tanıtabilmek için Ümmü Gülsüm'den daha güzel bir köprü olamazdı. Ümmü Gülsüm'ün 100. yaş gününde, ona adanmış bir projeyle efsanesini yaşatmak istedik.

Bazı konserlerde, farklı konseptlerle de müzikseverlerin karşısına çıkıyorsunuz. Bu, müziğinizi farklı kesimlere duyurma çabası olarak değerlendirilebilir mi? Radiohead deneyiminiz buna bir örnek mi?

Bu konuda haklı sayılırsınız. Örneğin Londra'da bir rock festivalinin genç dinleyicisine ulaşabilmenin en güzel yolu Thom Yorke ile beraber sahnede olmaktı. Radiohead'in solisti ve solistimiz Lubna sahnedeyken, izleyicinin coşkusu o kadar muhteşemdi ki, aslında bir şekilde Ümmü Gülsüm'ü dinleyiciye ulaştırabilmenin yolunu bulmuştuk. Ancak bu her zaman tercih ettiğimiz bir yol değil, konserlerimizde geleneğe bağlı kalarak sahnede oluyoruz.

Barış dolu bir birliktelik temanıza rağmen, hâlâ bir şekilde savaşın ortasındasınız. Topraklarınızda insanlarınız için herhangi bir çözüm olabileceğine inanıyor musunuz?

Barışın er ya da geç geleceğini biliyorum. Sadece doğru insanların, doğru politikacıların işin başında olması, politik çıkarlardan, uluslararası hain menfaatlerden vazgeçilmesi ve hepimizin özümüzde aynı olduğumuza yürekten inanılması gerekiyor.

Siradaki proje Farid El Atrash

Ümmü Gülsüm projesi haricinde buna benzeyen başka projeleriniz var mı?

İki farklı proje üzerinde çalışıyoruz. Bunlardan biri ünlü ud müzisyeni, besteci, şarkıcı Farid El Atrash için hazırlandığımız bir proje. Farid El Atrash aynı zamanda Mısır filmlerinin efsanelerinden. Ümmü Gülsüm gibi tüm dünyaya tanıtmak istediğimiz bir başka efsane. İkinci projemiz ise yine film yıldızı, şarkıcı ve besteci Abdel Halim Hafez'in şarkılarına adanmış konserler.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara