Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile yapılan müzakerelerde çok önemli mesafeler kat edildiğini belirterek, 'IMF ile müzakereler son noktaya geldi. Müzakereler biter, anlaşma sağlanırsa IMF'ye resmi başvuru yaparız' dedi.
Bakan Şimşek, Hazine Müsteşarlığı'nda 'Ekonomik Değerlendirme' konulu bir basın toplantısı düzenledi. Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Şimşek, Türkiye'nin dış finansman açığının iddia edildiği 30-35 milyar dolar olmadığını belirterek, önümüzdeki dönemde uluslararası piyasalardaki 'normalleşme' süreci devam etmesi halinde dış finansman açığının sıfırlanmasının mümkün olacağını söyledi.
Hükümetin küresel krize karşı önemli tedbirler aldığını ve almaya devam ettiğini kaydeden Bakan Şimşek, sınırlı olan bütçe imkanlarını dikkate alarak önlemleri hayata geçirdiklerini atını çizdi. Rusya'nın krize karşı cari fazlası, bütçe fazlası ve yarım trilyon dolar rezervle krizi karşıladığını hatırlatan Şimşek, bugüne kadar 150 milyar dolar harcayan bu ülkenin yine de dalgalanmalardan etkilendiğini belirtti.
'Türkiye'nin bu krizden güçlü çıkacağına inanıyorum'
'Türkiye olarak bizim alacağımız tedbirlerin bir sınırı vardır' diyen Bakan Şimşek, IMF ile müzakerelerin zemininin Türkiye'nin sorunlarını çözmeye yönelik olduğunu söyledi.
IMF ile yapılan müzakerelerde çok önemli mesafeler kat edildiğini belirten Bakan Şimşek, anlaşmanın içeriğine göre çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Müzakerelerin olumlu bitmesi ve anlaşma sağlanması halinde IMF'ye resmi başvuru yapacaklarını anlatan Bakan Şimşek, şunları söyledi:
'IMF ile müzakereler son noktaya geldi, daha sonra program talebinde bulunacağız. Sistemde TL mevduatı artıyor. Geçmişte bankacılık sistemi zayıf olduğu için iç ve dış şoklar Türkiye'de ciddi sorunlara yol açıyordu. Bugün Türkiye'de hiçbir bankanın yeterlilik oranı yüzde 12'nin altında değil. Bankalarımız çok güçlü olduğu için Türkiye bu anlamda çok avantajlı. Ben 'Türkiye'nin temeli sağlam' derken, bankacılık sisteminin güçlü oluğunu, hane halkı borcunun az olmasını kast ediyorum. Son 4 yıldır Türkiye'deki bütçe açıklarının milli gelire oranı yüzde birin altındadır. Bütün bunlara baktığımızda, kamu ve bankacılık sistemimizin güçlü olduğu görülüyor. Bu arada özel sektörün dış borçları da idare dilebilir durumdadır. Türkiye bu krize çok sağlam bir yapıyla girmiştir. Türkiye enerji kaynakları bakımında dışa bağımlı olduğu için bu yöndeki alternatif önlem reformlarını yürürlüğe soktuk. Böylece ülkemizin tasarrufları artacaktır. Bütün dünya küresel krizden etkilendi. Ama ben Türkiye'nin bu krizden güçlü çıkacağına inanıyorum. Biz şu anda gelirimizi nasıl artırır, nasıl daha çok tasarruf ederiz konuları üzerinde çalışıyoruz. Bankalarımızın da reel sektöre daha fazla destek vermesini bekliyoruz.'
Bakan Şimşek, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlenen 'Ekonomik Değerlendirme' toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin zorlu bir süreçten geçtiğini, bu zorlu süreçte, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş tüm ülkelerin mali piyasalarının normal çalışmasını, sorunların reel sektöre sirayet etmemesini ve büyüme ivmesinin korunmasını sağlamak amacıyla kapsamlı önlemler aldığını söyledi.
Uluslararası piyasalardaki gelişmelerin hükümet tarafından da yakından izlendiğini, Türkiye'ye olası etkilerinin toplumun tüm kesimleriyle paylaşıldığını ve gerekli önlemlerin gecikmesizin alındığını anlatan Bakan Şimşek, 'Bu çerçevede bugüne kadar, likidite ve fon akışının sorunsuz bir biçimde işlemesini sağlamak, reel sektöre destek olmak ve finansman kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla çok sayıda önlem hayata geçirilmiştir. Merkez Bankası bu süreçte piyasadaki döviz ve TL likiditesini takip ederek, uluslararası sermaye akımlarının önemli ölçüde yavaşladığı bu dönemde, bankacılık sisteminin gerek YTL gerekse döviz likiditesi sorunuyla karşılaşmaması için gerekli önlemleri almıştır. Bu kapsamda bankaların birbirlerinden ABD Doları ve Euro üzerinden döviz borç alıp vermelerine olanak sağlanması amacıyla, Merkez Bankası kendi nezdindeki Döviz Depo Piyasasında aracılık faaliyetlerine yeniden başlamıştır. Ayrıca, bankaların bilanço büyüklükleri dikkate alınarak Döviz ve Efektif Piyasaları işlem yapma limitleri 14 Ekim 2008 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde güncellenmiştir' şeklinde konuştu.
Merkez Bankası nezdindeki Döviz Depo Piyasası aracılığıyla döviz likiditesi akışkanlığının artırılmasına ilave olarak, Türk bankalarının likidite durumlarını daha da güçlendirmek amacıyla döviz alım ihalelerine ara verildiğini hatırlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bankaların Döviz ve Efektif Piyasaları işlem yapma limitleri her bir kurum için 2 katına çıkarılarak toplamda 10.8 milyar ABD Dolarına yükseltilmiştir. Döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinden, uygulanmakta olan dalgalı döviz kuru rejimiyle çelişmeyecek şekilde döviz kurlarının piyasada belirlenmesi ilkesi çerçevesinde piyasaya döviz satım ihaleleri yoluyla döviz likiditesi sağlanmasına karar verilmiştir. İhalelerde satımı yapılacak döviz tutarı günlük 50 milyon ABD Doları olarak belirlenmiştir. Döviz piyasasındaki derinliğe ilişkin kaygıların azalmasıyla birlikte döviz satım ihalelerine ara verilmiştir. Bankalararası döviz piyasasında döviz likiditesi akışkanlığının artırılmasını sağlayarak finansal sistemdeki akışkanlığı ve kredi piyasalarının etkin çalışmasını desteklemek üzere bankaların, Merkez Bankası nezdindeki Döviz Depo Piyasasında kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde ABD Doları ve Euro cinsinden Merkez Bankasından alabilecekleri döviz depolarının vadesinin 1 haftadan 1 aya yükseltilmesine, söz konusu piyasada yüzde 10 olarak belirlenmiş borç verme faiz oranlarının ABD doları için yüzde 7'ye ve Euro için yüzde 9'a düşürülmesine karar verilmiştir.'
'Son dönemde küresel kredi piyasalarında yaşanan sorunların ekonomimiz üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla, halihazırda yüzde 11 olan yabancı para zorunlu karşılık oranı 2 puan azaltılarak yüzde 9 düzeyine indirilmiştir' diyen Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
'Yabancı para zorunlu karşılık oranında yapılan bu indirimle bankacılık sistemimize yaklaşık 2,5 milyar ABD Doları ek döviz likiditesi sağlanmış bulunmaktadır. Ayrıca, ters dolarizasyon sürecini desteklemek ve bu doğrultuda Yeni Türk Lirası mevduatı ve kredileri teşvik etmek amacıyla yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasına son verilmiş, Türk parası zorunlu karşılıkların faiz oranı ise artırılmıştır.
Bu çerçevede, Türk parası zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranı Bankamız gecelik borçlanma faiz oranının yüzde 75'i seviyesinden 80'i seviyesine çıkarılmıştır. Hazine Müsteşarlığı yurtiçinde piyasa talebine uygun araçlarla borçlanmaya devam ederek likidite yönetimine yardımcı olmaktadır. Uluslararası gelişmelerin son aylarda yoğunlaşması üzerine ihracat ve reel sektöre desteği artıracak ve finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesini sağlayacak adımlar da atılmaktadır.
Reel kesimin en önemli sorunu azalan dış talep ve finansman koşullarının sıkılaşmasıdır. Özellikle ihracatçı sektörler, ihracat pazarlarımızı çeşitlendirme yönündeki çabalara karşın, bu durumdan en fazla etkilenmektedir. Bu nedenle Eximbank kaynaklarının artırılmasına ve KOBİ'lerin desteklenmesine öncelik verilmiştir. Bu çerçevede yaşanan küresel krizin reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla, ihracat reeskont kredisi limitinin 500 milyon ABD Dolarından 1 milyar ABD Dolarına yükseltildiği kamuoyuna duyurulmuştur.'
Bakan Şimşek, Hazine'nin Eximbank'a garanti ve ikraz yoluyla destek sağlayacağını, bu amaçla Hazine'nin 2009 yılında sağlayabileceği toplam garanti ve ikraz limiti 1 milyar dolar artırılarak 4 milyar dolara çıkarıldığını belirterek, 'Bu imkanın önemli bir bölümü ihracatın ve KOBİ'lerin finansmanına yönelik olarak kullanılacaktır. Eximbank'ın ödenmiş sermayesi, bütçe imkanları da göz önüne alınarak, ihracatı daha fazla desteklemesini sas çelişmeyecek şekilde dğlayacak şekilde artırılacaktır' dedi.
İmalatçı KOBİ'ler, esnaf ve sanatkarlara yönelik 350 milyon YTL'lik sıfır faizli kredi desteği paketinin KOSGEB tarafından uygulamaya konulduğunu anlatan Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
'Vergi borçlarının 18 ay süreyle yüzde 3 faizle taksitlendirilmesi imkanı getirilmiştir. Mayıs ayında kanunlaştırılan İstihdam Paketi Ekim ayı başında yürürlüğe girmiştir. Bu paket kapsamında işveren pirimi beş puan düşürülmüş genç ve kadınların istihdamına yönelik işveren primlerine beş yıl boyunca devlet desteği getirilmiştir. Başta GAP olmak üzere bölgesel gelişme ve sosyal kalkınma projeleri için 2008-2012 döneminde 14.5 milyar YTL tutarında ek finansman ön görülmüştür.
Ekonomimizin ihtiyaç duyacağı finansman kaynaklarını artırmak ve çeşitlendirmek amacıyla yürütülen çalışmalara hız kazandırılmıştır. Bu kapsamda yurtdışındaki varlıkları yurtiçine getirmeyi teşvik amacıyla kamuoyunda bilinen adıyla 'Varlık Barışı' yasası yürürlüğe konulmuştur. Hisse senedi kazançlarında yerli yatırımcılara uygulanan stopaj sıfıra düşürülmüştür.
Hazine, önümüzdeki dönemde iç piyasada yatırımcı tabanını genişletmek amacıyla, hasılat payına ve temettü gelirlerine endeksli tahviller gibi yeni finansman araçlarını kullanmayı planlamaktadır. Likiditesi yüksek olan bölge ve ülkelerdeki yatırımcıların ağırlıklı olarak talep ettiği senet, sertifika ve benzeri finansman araçlarının ihracına imkan sağlayacak yasa tasarısı kısa süre içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilecektir. IMF ile ilişkilerimiz iç ve dış kamuoyunda yakından izlenen diğer önemli bir konudur. Küresel kredi pazarındaki daralmanın ülkemiz üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek ve dış finansman dengesinin görünümünü daha da güçlü hale getirmek amacıyla, IMF ile görüşmeler, ülkemizin menfaatlerini de dikkate alan bir çerçevede, sürdürülmektedir.'
'IMF ile müzakereler son aşamada'
Bakan Şimşek, Hazine Müsteşarlığı'nda 'Ekonomik Değerlendirme' konulu bir basın toplantısı düzenledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-05 13:22:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara