Haber Merkezi/ TIMETURK
MAZLUMDER İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyeleri Bayram Songur, Ahmet Zeki Olaş ve Taner Ayaz Kuala Lumpur?da MILF (Moro İslami Kurtuluş Cephesi) Güney Asya sorumlusu Selman Kalagani ile görüştüler. Moro?da son dönemde yaşanan olaylar ve İslami cephenin son durumu ile ilgili yaptığımız söyleşi; bölgedeki gelişmelere ne kadar uzak kaldığımızı bize gösteriyor.
- Sayın Kalagani, bize biraz Moro?daki İslami Hareketin tarihinden bahsedebilirmisiniz.
MILF- Filipinlerde İslami hareket 1960?lara kadar gitmektedir. O zamanlar Filipinlerdeki İslami mücadele MNLF (Moro Milli Kurtuluş Cephesi) tarafından temsil ediliyordu. 70?lerde hareketin liderliğini Nur Misvari yürütüyordu. Aynı yıllarda Filipin hükümeti ile MNLF öncülüğünde Moro halkının bir mücadelesi vardı. Marcos döneminde Moro halkı birçok baskılara maruz kaldı. İslami kimliğimizi elimizden almak istediler ve topraklarımız işgal edildi. Biz de kendi kimliğimizi özellikle de İslami kimliğimizi Marcos döneminde korumaya çalıştık. 70?li yıllar ve seksenlerin başında çok yoğun çatışmalar yaşandı. Bu dönemde 50 bin insanımızı kaybettik ve Filipin ordusu da çok büyük kayıplar verdi.
DİPLOMATİK GÖRÜŞMELERDE REHBERİMİZ KUR'AN
- Barış görüşmeleri ne zaman başladı?
MILF barış görüşmeleri MNLF öncülüğünde 1970?lerde başladı. Marcos yönetimiyle Nur Misvari?nin MNLF?si arsında 1976 yılında anlaşma yapıldı. Bizim Marcos?la görüşmemiz gerekiyordu çünkü Kur'an'da şöyle bir ayet var: 'Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allaha tevekkül et, o işitendir bilendir' (Enfal 8/61).
1976?da bir anlaşma imzalandı ve bu anlaşmaya göre Mindenaodaki 14 ilin yönetimi bize kalıyordu. Zaten mindenaoda 24 il var, bunun 14 tanesi bize kalacaktı. Anlaşmayı yaptık fakat maalesef Marcos hükümeti anlaşmanın gereklerini yerine getirmedi ve MORO halkını aldattı. Baskılar aynı şekilde devam etti ve biz tekrar mücadeleye başladık. Seksenlerde bizim barış görüşmelerimiz halen MNLF tarafından yürütülüyordu, Filipin tarafında ise Marcos?un yerine yeni bir devlet başkanı geçmişti. Biz bu yeni yönetimle de görüşmelere devam ettik. Fedel Ramos döneminde de yine aynı şekilde görüşmelere devam ettik. Uzun uzun yaptığımız barış görüşmelerinden sonra Nur Misvari yönetimindeki MNLF Ramos hükümetiyle anlaşmaya vardı. Mindenao?ya özerklik getiren bu anlaşmayı Nur Misvari ile Ramos yönetimi Cakarta?da imzaladı. Şayet Filipinler hükümeti anlaşmanın gereklerini yerine getirseydi bizim için de iyi olacaktı ancak diğer denemelerde olduğu gibi hükümet yine sözünü tutmadı. Tabi bu süreçte Üstat Selamet Haşim ve onun öncülüğünde İslam uleması Nur Misvari?nin liderliğini sorgulamaya başladı. Anlaşmanın imzalanmasından önce bazı ihtilaflar yaşandı. Aslında bu ihtilaflar daha önce de yaşanmıştı ve Üstat Selamet 1984?te resmen İslami Cepheyi kurduğunu açıklayarak Nur Miswari den ayrılmıştı. 1996 anlaşması için üstat bekleyelim ve görelim diyerek şüpheyle yaklaşmıştı. Nitekim düşündüğü gibi oldu Filipinler hükümeti sözünde durmadı.
O süreçte Üstad Selamet bu anlaşmaya güvenilmeyeceğini ve mücadeleye devam edilmesi gerektiğini halka anlattı. Tabi Ramos?ta çok tecrübeli bir generaldi ve uzun yıllar Marcos?un generalliğini yapmıştı ve Moro bölgesini çok iyi biliyordu. Ramos hükümeti Nur Miswari ile anlaşmaya vardıktan sonra bize de ayrı bir anlaşma teklif etti biz MILF, İslami cephe olarak onunla 1997 yılında görüşmelere başladık. Üstad Selamet bize kuran ve İslam?dan başka çözüm olamayacağını sürekli söylüyordu. Misvari döneminde, milliyetçi bir hareket olduğu için, birçok dini gelenek terkedilmişti Üstad Selamet buradaki boşluğu görerek biz öncelikle toplumumuzu İslami açıdan eğitmeliyiz dedi.
HALKIN İSLAMLAŞMASI, ORDU, SAVAŞ EĞİTİMİ, ŞAHSİYET EĞİTİMİ
Üstad yeni bir programla Moro halkının gündemine girdi. Bu program 4 temel öğeden oluşuyordu. Halkın İslamlaşması, Askeri departmanların oluşturulması ve savaş eğitimi, bu süreçte birçok kamp kurduk ve 120 bin mücahidi bu kamplarda eğittik. Bunların 70 bini orduda görev aldı. İslami ve askeri eğitime ek olarak yapımızı güçlendirilmesi noktasında çalışmalar yapıldı, köylerden kentlere büyük çaplı örgütlenmeler yaptık. Bunun sonucunda da kendine güvenen ve yeten bir yapı oluşturduk. İslami eğitim, askeri çalışmalar, yapısal güçlendirme ve bireyin eğitimi şeklinde sıralayabileceğimiz bu dört başlıktan oluşan yeni program birçok ihtiyacımızı karşılamaya yetti.
- Son dönemde askıya alınan anlaşmayla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu anlaşmanın tarihçesini anlatır mısınız bize.
MILF- Evet bizim Filipinler hükümetiyle son olarak yaptığımız barış görüşmeleri 1997 gibi eski bir tarihe kadar gitmektedir. Bu tarihte başlayan görüşmeler 2008 yılına dek sürdü. Bizim Filipinler yönetimiyle yaptığımız bu son anlaşma aslında içerik olarak çok tatmin edici, kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir anlaşmaydı. Biz direk bağımsız bir ülke değil ama Filipinlere bağlı özerk bir yapı olacaktık, bu bizim halkımız tarafından da makul karşılanıyordu. Ağustos ayında her şey tamamlanmış sadece imzalar atılacaktı. Birçok temsilci, büyükelçi bu anlaşmanın imzalanmasında gözlemci olarak davet edilmişti.
- 2008 Ağustos ayı mı?
MILF- Evet, son gece Filipinlerde birkaç milletvekilinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi anlaşmayı askıya aldı. Yüzden fazla kişinin önünde gerçekleşecek olan bu anlaşma böyle bir girişimle durduruldu.
- Peki bu anlaşmanın tek taraflı iptaline sizin tepkiniz ne oldu?
MILF-Bizim bazı komutanlarımız yıllarca süren bu anlaşma sürecinin bu şekilde askıya alınmasına karşılık bazı Hıristiyan bölgelere saldırılar gerçekleştirdi. Filipin hükümeti ise bu saldırıları anlaşmanın iptaline gerekçe olarak uluslararası kamuoyuna sundu.
- Peki bu saldırılar MİLF?in örgütsel bir kararının sonucumu yoksa komutanların inisiyatifi sonucunda mı gerçekleşti?
MILF- Bu harekât komutanların inisiyatifinde gerçekleşti. Ve hedef olarak seçilen yer sivillerin yaşadığı yer değil Filipinlere bağlı Hıristiyan paramiliter kadroların barındığı yerlerdi. Müslümanlar zamanında buralardan çok büyük saldırılara maruz kalmıştı.
- Peki şu an orada durum ne?
MILF- Şu an halen çatışmalar devam ediyor Filipin ordusu bu üç komutanın peşinde her gün operasyonlar yapıyor. Tabi şu anki operasyon bu üç komutan için yapılmıyor. Çok ileri silahlar kullanılarak kitlesel saldırılar gerçekleştiriyorlar. Tabi bu durumdan bütün siviller etkileniyor. Şu anda 600 bin insan evinden olmuş durumda. Çünkü şu an sivil yerleşim yerleri bombalanıyor.
Bütün bu olanlardan sonra bize yeniden masaya oturalım diye anlaşma önerdiler. Biz de hazırlanmış olan anlaşma taslağı imzalanmadan kimseyle masaya oturmayacağımızı söyledik.
- Uluslararası anlamda sizi hangi ülkeler destekliyor?
MILF- Bizi doğrudan tanıyan tek ülke Malezya, bunun dışında hiçbir İslam ülkesiyle doğrudan diplomatik ilişkimiz yok.
- İKÖ ile ilişkileriniz nasıl?
MILF- İKÖ açıkçası eski bir kurum ve yapısı gereği güncel olaylara müdahalede zayıf kalıyor. Moro ile ilgili halen MNLF (Milliyetçi Cephe) ile ilişkilerini sürdürüyor ancak MNLF büyük ölçüde bitmiş durumda ve bölgemizdeki varlığı çok zayıf.
TÜRKİYE'DEN DUA VE YARDIM BEKLİYORUZ
-Türkiye?den beklentileriniz neler? Türkiyeli Müslümanlara bir mesajınız var mı?
MILF- Öncelikle bütün İslam âleminden ve Türkiyeli Müslümanlardan dua bekliyoruz. İnsani yardıma ihtiyacımız var, şu an çok ciddi gıda ve tıbbi yardıma ihtiyaç var. Zaten tarıma dayalı bir ekonomimiz var ve insanlarımızın % 90 ı açlık sınırında yaşıyor, bir de onca insanın yerinden olduğunu düşünürsek şu anki durumun nasıl olduğunu tahmin edersiniz.
- Peki bu son süreçte size yardım ulaştı mı?
MILF- Evet ramazan ayında çatışmalar sürerken İHH geldi ve iç bölgelere kadar girerek yardımlar yaptı. Bunun yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Halkımız gerçekten yalnız kaldığını düşünüyor, biz buraya bütün yapıları, resmi gayrı resmi bütün kurumları davet ediyoruz, gelin ve Moro?daki durumu görün diyoruz.