Dolar

34,8884

Euro

36,6232

Altın

3.009,94

Bist

10.058,63

'Yaş otuzbeş yolun yarısı' sendromu

Orta yaş krizi geçiş mi yoksa çöküntü mü? İşte orta yaş krizinin etkileri.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-11-27 10:57:00

'Yaş otuzbeş yolun yarısı' sendromu

Uzmanlar artık orta yaşa geçiş dönemini yaşamın normal bir parçası sayıyor. Kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor

Orta yaş krizi dendiğinde aklımıza gelen bazı klişeler vardır: Spor otomobil almak, boşanmak, teknede yaşamayı arzulamak, işini, evini, kıyafet ve yaşam tarzını değiştirmek gibi. Kısacası pek çok kişinin yaşadığı bu değişim pek de olumlu sayılmayan bir durum olarak görülür. Ama günümüzde bu anlayış artık değişme yolunda. Eskiden orta yaş krizi denilen tabloya şimdi orta yaşa geçiş (tranzisyon) deniliyor ve aslında sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığı düşünülüyor.

?Orta yaş krizi? terimi hiç bir zaman bir tanı niteliği kazanmadı yani böyle bir psikolojik sorun tanımlanmadı. Yaklaşık olarak 37 ile 50 ve daha ileri yaşlar arasında yaşanan bu dönem, genellikle bir insanın yaşamındaki önemli olaylara yakın zamanlarda ortaya çıkıyor. Örneğin en küçük çocukları liseyi bitirdiğinde, yeni bir 10 yılın başlangıcını simgeleyen 40 yaş veya 50 yaş doğum gününe yaklaşıldığında ya da anne veya babanın ölümünden sonra kişiler böyle bir krizi yaşayabiliyor.

Kadın ve erkekte farklı

Her ne kadar kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor. Erkeklerin orta yaştaki spor araba tutkusu bir şeyleri ispatlama isteğinden kaynaklanıyor ve erkekler başarılarını daha ziyade işteki performanslarıyla ölçüyorlar. Umdukları başarıya ulaşamasalar bile başarılı görünmek istiyorlar.

Kadınlarsa orta yaşta performanslarına, ilişkilerine bakarak değer biçiyorlar. Yaşam boyu başarılı bir mesleki kariyere sahip kadınlar bile kendi performanslarını iyi bir anne ya da eş olmadaki başarılarıyla ya da ikisiyle birlikte değerlendiriyorlar

Yaşamın bir parçası

Orta yaş krizi ya da daha doğru ifadeyle orta yaşa geçiş dönemi artık uzmanlarca yaşamın normal bir parçası sayılıyor. Psikoloji teorilerine göre her yetişkin insan yaşamı boyunca bir dizi evreden geçiyor ve bir kişinin yaşamında çoğunlukla aile ve iş önemli yere sahip ama sözgelimi din ve ekonomik durum da yer alabiliyor. Orta yaşa geldiklerinde insanlar bu örüntü içinde önceliklerini ve hedeflerini genellikle yeniden gözden geçiriyorlar.
Çocuklarını yetiştirdiklerini düşünen kadınlar bir işleri olsa bile  şimdi artık hayallerini gerçekleştirebileceklerini  düşünerek yeniden istedikleri bir üniversite okumak gibi heveslere kapılabiliyorlar ya da ailevi sorumlulukları nedeniyle ertelemiş oldukları bazı düşlerini gerçekleştirmenin peşine düşüyorlar. 

Kendine zaman ayırmak

Erkekler ise yemek  yapmak, sanat ve  gençliklerinde iş yaşamı nedeniyle eğilemedikleri uğraş ve hobilere vakit ayırmak isteyebiliyor ya da çocuklarıyla daha çok ilgileniyorlar.

Bazen orta yaşlı kadınlar aile ilişkilerine değer verseler de biraz daha kendilerine dönük olabiliyor. O yaşa kadar ?belirli bir bedel ödediklerini ya da görevlerini yaptıklarını? düşünerek artık kendisine daha çok zaman ayırmak istiyor ve söz gelimi her istendiğinde torunlarına bakıcılık yapmak için istekli olmayabiliyor.

Orta yaş krizi depresyona dönüşürse ne yapmalısınız?

Ruh sağlığı uzmanları kriz teriminin bu tabloya tam olarak uymadığını söylüyorlar zira  bu geçiş dönemine ciddi bir depresyon eşlik edebildiği gibi, kişinin daha mutlu olacağı yeni bir yaşama geçilebilir yani kimisine göre ?bunalım? olan kriz, başkasına göre?ikinci bahar? olabilir.

Orta yaşa geçişin ciddi bir çöküntü olarak değil de kişiliği zenginleştirici bir gelişme fırsatı olarak yaşanması, eşlerden ve çevremizde bizi seven kişilerden destek görülmesi gibi bir dizi faktöre bağlı. Uygun geçiş ve yerine göre destek sağlanamadığında bu kritik dönemde aşağıdakiler bir depresyonun belirtileri olabilir:
Yeme alışkanlıklarında değişiklik

Uyku düzeninde değişiklik, yorgunluk

Kötümserlik veya umutsuzluk duyguları

Huzursuzluk, endişe veya sinirlilik

Suçluluk ve değersizlik duygusu

Seks ve hobiler gibi bir zamanlar keyif alınan aktivitelere ilgisizlik

İntihar düşünceleri

Tedaviye yanıt vermeyen baş ağrısı ve sindirimle ilgili yakınmaları gibi bedensel şikâyetler.
Her yaşın olduğu gibi bu yaşların da güzellikleri var, önemli olan bunları yakalayıp tadını çıkarmak. Hayattan tat almak yerine tatsızlıklar hakim oluyorsa, şöyle bir düşünün, yaşamınızı ve beklentilerinizi gözden geçirin. Orta yaşlardaki bu dönüşümün ruhsal bir çöküntüye dönüşmesi halinde bunu erken saptayarak, doktorunuza danışıp gerekli profesyonel yardımları almak, bu durumun kolay atlatılmasında çok yardımcı olacaktır.

Milliyet Cafe

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara