Ziyaret devlet başkanlığını ağabeyi Fidel'den devralan Raul Castro'nun, Küba'yı Çin tarzı bir ekonomik reforma mı hazırladığı sorusunu gündeme getirdi.
Ziyarette hedef iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi bağları kuvvetlendirmek.
Son dört yılda Çin ile Küba arasındaki ticaret hacmi dörde katlanmıştı. Çin bugün Küba'nın, Venezuela'nın ardından ikinci ticaret ortağı.
Küba'nın Çin ile ilişkileri 1990'ların başında gelişmeye başladı.
Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle, Küba'daki komünist hükümet kendini derin bir ekonomik krizin içinde bulmuştu.
Sovyetlerin ekonomik desteği kurumuş, Amerika Birleşik Devletleri ambargosu şiddetlenmişti.
Çin'in siyasi desteği
Washington Castro rejiminin sonunun geldiğini düşünüyordu.
Bazı Avrupa ülkeleri ve Kanada, Küba'ya bu zor günlerinde bir miktar mali destek sağlamıştı. Siyasi destek ise Çin'den geliyordu.
Küba temel ihtiyaçları için gözünü Çin'e dikmişti. Adanın birçok yerinde arabaların yerini almaya başlayan bisikletler Çin'den geliyordu.
Ancak Çin'in varlığı, Küba için çok daha fazla şey ifade ediyordu.
Çin, Sovyet sonrası dönemde biraz sulanmış da olsa komünizmin ayakta kalabileceğine dair yaşayan bir kanıttı.
Raul Castro'nun yaklaşımı
Fidel Castro, Çin'in geçirdiği ekonomik dönüşüme şüpheyle yaklaşmıştı.
Fidel'in daha pragmatik yapıdaki kardeşi Raul Castro ise bu değişime farklı bakıyor.
Ona göre Çin'in komünist idealler ile kapitalizmin temel ilkelerini harmanlama yaklaşımı Küba için de bir model olabilirdi.
Bugüne gelindiğinde ise, otobüslerden ampule kadar birçok Çin ürünü, Küba'nın mali açıdan zor durumdaki hükümetini ayakta tutuyor.
Çin'in amacı
Çin ise, yatırım ve siyasi destek ihtiyacındaki Küba'ya baktığında, önemli bir müttefik görüyor.
Çin açısından bu ittifakın amacı ise Latin Amerika'nın geri kalanı ile ilişkilerini güçlendirme ve genişletmeyi öngören uzun vadeli planlar.
BBCTurkish