Kevser Çakır / TİMETURK
İstanbul Bilgi Üniversitesi Özgür Açılım Kulübü?nün düzenlediği ?Medya (T)etiği? adlı program dün gerçekleştirildi. Bir çok farklı bölüm ve fakülteden katılımın olduğu gözlemlenen programda son günlerde Medya ve Etik ile ilgili gündeme dair önemli konular tartışıldı.
Dün gerçekleşen programa konuşmacı olarak katılan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Ragıp Duran, iki saat süren söyleşide ?Medya (T)etiği? hakkında bir sunum yaptı.
'AKILLI İNSAN HER ZAMAN MEDYA HABERLERİNE DİKKATLİ YAKLAŞIR'
Hakiki gerçeklik ile medyatik gerçeklik arasındaki farkı ortaya koyarak konuşmasına başlayan Duran, medyada görülenin, gerçeğin yeniden üretilmiş hali olduğuna dikkat çekti. Akıllı insanın her zaman medyada çıkan haberlere dikkatli yaklaşması gerektiğini belirten Duran, ?her haber için şu sözü söylemeli insan, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? diyerek medyada çıkan haberlere karşı ihtiyatlı yaklaşmanın önemine vurgu yaptı.
Günümüzde tarafsız bir medyadan bahsetmenin mümkün olmadığını söyleyen Duran, daha sonra etiğin neden tetik olarak kullanıldığını şu sözlerle açıkladı: ?Etik iyi olan bir şeyi biraz daha iyi hale getirmek için kullanılabilir fakat medya gibi içi boşaltılmış, yozlaşmış, çürümüş bir kurum için etik ve ahlaktan bahsetmek mümkün değildir. Kamerayı silah haline getirmek, etiği tetik haline getirmektir?
'PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR'
Medya patronlarını da eleştiren Ragıp Duran, ?medya organının sahibi kimse, medya onun sesidir? dedi. Medya mülkiyetinin tek başına birinin elinde olmaması gerektiğine inanan Duran, çalışanların da gazetede pay sahibi olmaları gerektiğini savundu. Duran medya patronlarının bir yandan gazetecilik yapıp, bir yandan ihale peşinde koşmalarının yanlış olduğunu ifade ettikten sonra ?herkes bir iş yapsın, en iyi şekilde yapsın? şeklinde konuştu. Sendika gazetelerinde bunlara izin verilmeyeceğini belirten Duran, kadın çıplaklığının da sömürüldüğünü ifade ederek kadını nesne gibi gören bu gazetecilik anlayışının yanlış olduğuna dikkat çekti.
'KÜÇÜK GÜZELDİR...'
?Ne yapılması gerekiyor? sorusuna Duran, ?Yerel medya ile temas etmek gerekiyor. Küçük güzeldir, yerel medyacılık sayesinde daha özgür söylemler olabilir? şeklinde cevap verdi.
'YA BÖLÜCÜ OLUYORSUN, YA GERİCİ...'
Türkiye?de ideolojik egemenlik olduğunu vurgulayan Duran, günümüz Türkiye?sinde hala diğerine müsamaha göstermeyen, ötekileştiren, damgalayan, öldüren bir ortam olduğunu ifade etti. Duran, ?doğar doğmaz bir şaplak ebe vuruyor, ilkokulda hocadan tokat yiyorsunuz, meydanda polis copluyor, yaşlanınca bir başkası tekmeyi atıyor, bu böyle gidiyor. Hiç bir zaman barış içinde yaşamıyoruz. Bu olumsuz sosyal iklim, siyasi ideolojik ortamı çok etkiliyor. Biri ideolojik egemenliğin hoşuna gitmeyen bir şey söylediğinde ya bölücü oluyor, ya gerici? diyerek konuşmasına son verirken öğrencilerden gelen soruları cevapladı.
TARAF NASIL BİR GAZETE?
Duran, ?Taraf sizce nasıl bir gazete, gidişatını beğeniyor musunuz? şeklindeki bir soruya, ?Taraf?ın eleştirilecek yönleri de muhakak var; ama aynı zamanda yeni bir gazetecilik anlayışı da ortaya koyuyor. Barış gazeteciliği misyonu var. Barış gazeteciliği, olan olayları haber yapmaz. Tam tersi kendisi haber yapar ve bir sorun üzerinde problem çözülünceye kadar yazı yazar. Taraf?ın bu tür bir gazetecilik anlayışına yakın olduğunu düşünüyorum? diye cevap verdi.
'ÖNCE KENAN EVREN YARGILANSIN!'
Bir soru üzerine uluslaşma süreci ile şiddet arasında bağ kuran Duran, çok köklü bir zihniyet değişimi olmadıkça medyanın tüm bu yanlış tavrının değişeceğinden de çok fazla umutlu olmadığını söyledi. Ergenekon süreci ile ilgili bir soruya ?Önce Kenan Evren?i getirip mahkemeye çıkarsınlar biz de Ergenekon ile ilgili samimiyetlerine inanalım? diyerek cevap verdi.
'MUSTAFA KEMAL ÇOK SATAN BİR MARKADIR'
Son günlerin en çok tartışılan konularından biri olan Can Dündar?ın çektiği ?Mustafa? Belgeseli ile ilgili bir soruya Duran, ?ben uzlaşmacılıktan yanayım ama herkese mavi boncuk dağıtmaktan yana değilim. Bunu son yazdığım yazımda da belirttim. ?Sen de haklısın ama sen de haklısın? gibi bir yaklaşımı tasvip etmiyorum? dedi. Mustafa Kemal?in çok satan bir marka olduğunu hatırlatan Ragıp Duran, ?Mustafa Kemal her kapıyı açar? şeklinde konuştu.
'DOKTORA İLE OLMAZ! BU, SEMER MESELESİ...'
Bir öğrenci, Uğur Dündar?ın bu sıralar ekranlarda çok fazla gözükmesini eleştirerek ?sizce Kılıçdaroğlu ve Fırat karşılaştırılmasında neden hakem seçildi, neden her seferinde hakemliğe soyunuyor? Uğur Dündar?ı her konuda hakemlik yaparken buluyoruz bunun sebebi nedir?? diye sordu. Ragıp Duran?ın soruya cevabı ilginç oldu: ?Ablalarım, ağabeylerim hakkında konuşmam çok doğru olmaz ama Türkiye?de eğer simanızın sık sık ekranlarda gözükmesini istiyorsanız bu çok kolay, orta yolcu tutum çok makbuldür. Egemen ideoloji ile de iyi geçinirseniz yüzünüz çok gözükür. Bayrak, vatan, ata ve de yetim sevdanız varsa, bir de populer ve populistseniz tamamdır. Doktora ile olmaz bu iş semer meselesi?
'BU DA PATRONLARININ CİMRİLİĞİ...'
Medyadaki ekonomik adaletsizlik ve patronların acımasızlığına vurgu yapan Duran şöyle konuştu: ?Bana göre bu insanlar şeffaf olmalı, özellikle de ekonomik anlamda, eğer aldıkları parayı nasıl kazandıklarını açıklayamıyorlarsa burada bir sorun vardır. Ertuğrul Özkök on beş bin dolar aldığını söylemişti. Yirmi dört saat çalışan muhabir üç yüz YTL alıyor. Ama on beş bin dolar alanlar da az alıyor, onların patronlarına kazandırdığı para onun kaç katıdır kim bilir. En azından kazandırdıklarının yüzde onunu almalılar, bu da patronlarının cimriliği olsa gerek. Bu şekilde para kazananlara gazeteci denmez, 'enkırmen' denir?