Haber Merkezi / TİMETURK
Mümtaz?er Türköne ?Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı? isimli kitabında ezber bozacak sorgulamalara yer verdi. Türköne?ye göre bizdeki 68 Kuşağı ile gerçek 68 Kuşağı arasında derin farklar bulunuyor.
Türköne Yeni Kitabında Soruyor:
?Ergenekon?un Kırk Yıl Öncesine Operasyonları Nelerdi??
1968 yılının Mayıs ayının başında, Paris?te Sorbonne Üniversitesi?nin işgaliyle başlayan gençlik olayları, tarihe ?68 Baharı? olarak geçti. Bu olaylar, içinde muhalif bütün meşreplerin bulunduğu heterojen bir başkaldırıydı. Uyuşturucunun ve cinsellikte sınırsızlığın ön plana çıktığı ?çiçek çocuklar?, yani hippilerden, her türlü otoriteye başkaldıran anarşistlere, solun her türünü içeren geniş bir yelpazeye kadar statükoya muhalif her eğilim, 68?in rengarenk dünyası içinde yer aldı.
?Gerçekçi ol, imkânsızı iste!? sloganı, 68?in farklı renklerinin tamamını temsil etti. İmkânsız gibi görünen şey ise özgürlüktü. Bu eğilimlerin hepsinin ortak paydası, daha fazla özgürlük arayışıydı.
Ancak bu hareket başladığı gibi hızla söndü.
Tam bu noktada Mümtaz?er Türköne, yeni kitabı ?Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı? isimli son kitabında ortaya birbirinden ilginç soruları peş peşe sıralıyor:
Türkiye?nin 68 Kuşağı, bu evrensel başkaldırının neresinde yer aldı?
Gerçek miydi, yoksa gerçeklik duygusunun bir türlü nüfûz edemediği bir efsane mi?
Onlar haksızlığa uğramış birer kahraman mı, yoksa askerî darbe peşinde koşan gençler miydi? Yoksa iktidar peşinde olan cuntacıların, darbecilerin birer kuklası mı oldular?
Türköne?ye göre asıl 68 Kuşağı ile bizdeki 68?liler arasında derin uçurumlar var.
Bir yanda askerî darbeyle iktidarı ele geçirme planları yapan, kendi aralarında hesaplaşan cuntacılar, diğer yanda bu hesabın kendilerine kesilerek sokağa sürülen gençler.
Bir yanda 9 Martçı Madanoğlu Cuntası, diğer yanda onların yönlendirdiği, ?ordu-gençlik elele? sloganıyla eylemler yapan, şiddeti çekinmeden uygulamada Küba?lı Che Guevera?yı örnek alan üniversite gençliği.
Başkalarının oyunlarına alet olup henüz oyun çağında adam öldüren bir neslin dramı.
Ve o oyunlardan çıkan cinayetler, sahnelenen derin komplolar.
Mümtaz?er Türköne?ye göre 40 sonra bizdeki 68?lileri birer kahraman ve efsane haline getirenler, aynı dönemde aynı eylemlere katılan isimler. Yaptıkları ise Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan gibi isimleri sembolleştirmek suretiyle kendilerini yüceltme çabasından başka bir şey değil.
Nesil Yayınları tarafından yayınlanan kitabında Mümtaz?er Türköne, şu ilginç sorulara da cevap arıyor:
Bizdeki 68 Kuşağı ne zaman başladı ne zaman sona erdi?
27 Mayıs darbesiyle 68 Kuşağı arasındaki ilişkiler ağı nasıl kuruldu?
Kanlı Pazar ve 6. Filo protesto olaylarının arkasında kimler vardı?
ABD?nin 40 yıl sonra açıkladığı 1969-72 yılına ait gizli raporlarda neler kayıtlıydı?
O dönemde Başbakan olan Süleyman Demirel?in yaşanan gelişmelerdeki rolü neydi?
CHP-MSP koalisyonu tarafından1974 yılında çıkarttığı af bu kuşağa nasıl hayat verdi?
Ardından kitlesel cinnete dönüşen kitlesel şiddetin faturası kime kesildi?
12 Eylül 1980 askerî darbesiyle bu kuşağın uzantıları arasındaki bağlantılar neydi?
28 Şubat sürecine uzanan çizgide aynı kuşağa mensup isimlerin rolü ne oldu?
Bütün darbelerde neden ?irtica? hep en büyük tehlike olarak gösterildi?
Kısaca:
Ergenekon?un kırk yıl öncesine operasyonları nelerdi?
40 yıldır cevabı aranan sorular, cevaplar ve birbirinden ilginç analizler.
Mümtaz?er Türköne kırk yıl öncesinden kırk yıl sonrasına açılan pencereden gördüklerini, gözlemlerini son kitabında aktarıyor:
?Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı?