Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bitmeyen savaş'ın farkında mısınız?

Kitap, zalim güç odaklarını ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini doğru bir şekilde tanımlamayı hedef almaktadır. Bunun yanında da, gerçek güç odaklarına karşı doğru mücadeleler verebilmek için bir bakış açısı sunmaktadır.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-11-03 14:03:00

Bitmeyen savaş'ın farkında mısınız?

   19. Yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik akımları, bütün dünyayı olduğu gibi İslam dünyasını da etkisi altına almış ve bunun sonucunda birçok ulus devlet ortaya çıkmıştı. Her devletin başına, günün ideolojileri ekseninde oluşmuş güçler ve yönetimler geçmiş/geçirilmişti. Fakat günün ideolojilerinin ve o ideolojileri temsil eden güçlerin halk üzerinde meydana getirdiği hoşnutsuzluk; başlangıçta ?sol?, fazla zaman geçmeden de İslam referanslı muhalefetlerin doğmasına yol açtı.

Sol muhalefet, sınıf çatışmasını esas alan felsefesi gereği yerel güçleri (yani; o coğrafyanın işçisi ve köylüsüyle, o coğrafyanın hakim güçleri) birbiriyle çatıştırmaya zorladı. Ancak İslam ile komünizmin bir arada bulunması mümkün olmadığı için, İslam dünyasında bir başarı kazanamadı ve Sol muhalefetin yeri hızla İslami gayret ve çabalar tarafından doldurulmaya başladı.

Bütün dünyada ?zulme muhalefetin? adı olan sol, İslam ülkelerinden silinip giderken, İslami gayret ve çabalara olumsuz bir miras da bıraktı. İslam evrensel bir din olduğu, yerel bir anlayış ve yerel bir düşmanla sınırlanamayacağı halde; solun mücadele anlayışının miras bıraktığı dar bakış açısıyla, yerel düşmanlarla savaşan, yerel hareketler vücut buldu. Hatta solun örgütçü, kavgacı mücadele anlayışı, (farkında olmadan) İslami çabalar için de model oldu.

Oysa Türkiye ölçeğinde 28 Şubat, dünya ölçeğinde ise 11 Eylülün tekrar görülmesini sağladığı gibi: Küfür tek millettir ve global zulüm ancak ?ümmetçi çabalarla? ortadan kaldırılabilir. Aslında çok da orijinal olmayan, herkesin rahatlıkla ifade edebileceği bu gerçek, günümüz şartlarında üzerinde dikkatle düşünmeyi gerektiriyor. Global zulüm/zalim gerçeği karşısında, yerel düşman-yerel mücadele anlayışları artık yeniden gözden geçirilmelidir.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan yola çıkılarak yanlış anlaşılmasın. Bu kitap bir mücadele modeli sunmak için yazılmış değildir.

Bu kitap, zalim güç odaklarını ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini doğru bir şekilde tanımlamayı hedef almaktadır. Bunun yanında da, gerçek güç odaklarına karşı doğru mücadeleler verebilmek için bir bakış açısı sunmaktadır. Doğru işler yapmak ve doğru sonuçlar elde edebilmek için, bu konunun stratejik bir öneme sahip olduğu düşünülmüştür.

Bu çerçevede:                           

İslam ile küfür arasında insanlığın başlangıcından beri bir savaşın var olduğu ele alınmakta ve savaşın sebepleri analiz edilmeye çalışılmaktadır. İblis?in öncülüğündeki küfür cephesinde; baştaki şeytanlar ve küfrü tanımlayan isimlerle kavramlar değişse de, mantığın ve mücadele yöntemlerinin değişmediği ortaya konmaktadır.

Daha sonra küfrün günümüzdeki görünümleri, Allah yolunda kurulmuş pusular olarak; Yahudilik, Hıristiyanlık ve Materyalizm ekseninde ele alınmakta, bunların ortaya çıkış süreçleri, perde arkasındaki şeytanları ve nasıl tuzaklar kurdukları incelenmeye çalışılmaktadır. Özellikle materyalizm üzerinde durularak; dünyanın bugün de bir imparatorluk şeklinde yönetildiğine, günümüz krallarının para sahipleri, günümüz silahlarının para, günümüz akıncılarının da çokuluslu şirketler olduğuna dikkat çekilmeye gayret edilmektedir. Ulusal sınırların sadece halklar için konmuş sınırlar olduğunun ve ulusal sınırlar içerisindeki güçlerin ?iktidar? olduklarının ama ?muktedir? olmadıklarının anlaşılması sağlanmaya çalışılmaktadır.

Kitabın ikinci bölümünde ise, ne kadar güçlü görünürse görünsün; para ve güce dayalı iktidar döneminin sonunun geldiği, dünyanın bir alt üst oluş arefesinde bulunduğu, güçlerin yeniden şekilleneceği (istatistik verilerden de yararlanılarak) ortaya konmaktadır. Geleceğin İslam?a ait olduğu gerçeği dile getirilerek Müslümanlara sorumlulukları hatırlatılmakta, yeryüzünde iyilik ve hayrın yaygınlaşması için nasıl bir mantığa, nasıl bir bakış açısına sahip olunması gerektiği anlatılmaktadır.

Bunu yaparken:

Kitap, komplo teorilerinin çok yaygın olduğu konularda, doğru bir analiz yapmayı hedeflemiştir. Böyle bir çabanın zorluğu ise ortadadır. Ama her şeye rağmen Müslümanlara doğru bir bakış açısı kazandırabilmek için, bir ?deneme? yapma ihtiyacı hissedilmiştir. Komplo teorilerinin tuzağına düşmemek için de, İslam?ın küfür ve zulümle ilgili kazandırdığı mantığa ve basirete güvenilmiştir. Okuyucunun bu durumu göz önünde bulundurması gerekir.

Ele alınan konular, hakkıyla ele alındığında bu kitabın hacmine sığmayacak kadar çeşitli ve geniştir. Ancak kitap, ele aldığı konuda doyurucu bilgiler vermeyi hedefleyen akademik bir çalışma olarak değil, anlaşılır basit bir dille ortaya konmasını hedefleyen bir üslupla yazılmıştır. Bu yüzden, belki akademik anlamda yüksek beklentilere cevap veremez ama yukarıda yapılan açıklamalarla zihninde merak veya soru işareti uyanan herkes, merakına yönelik bir şeyler bulacaktır.

Mana Yayınlarından çıkan kitap yazılırken anlaşılır bir dil kullanmaya özen gösterildiği unutulmamalıdır.

 

Yazar                            :               Nuri YILMAZ
Boyut                            :               11x21
Sayfa Sayısı                :              
252
Basım Yeri                  :              
İstanbul
Basım                           :              
Ağustos 2008

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara