Can Dündar?ın Mustafa filmi Atatürk?ün şahsi evrakına Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Başkanlığı tarafından elkonduğunu bir kez daha gündeme getirdi.
Taraf yazarı Ayhan Aktar, bu vesileyle Cumhurbaşkanı Gül?e çağrı yaptı: Lütfen Atatürk?ün 70 yıldır ATASE?nin elinde olan arşiv ve hatırasını isteyin.
Ayhan Aktar'ın yazısı...
Can Dündar?ın Mustafa?sı...
Can Dündar?ın Mustafa filmini izledim. Çıktıktan sonra merhum Büyükelçi Fuat Bayramoğlu?nun anlattığı bir olayı hatırladım. Merhum Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Korutürk?ün (1973-1980) Genel Sekreterliği görevinde iken Hollywood?dan Amerikalı filmciler kendisi ziyaret eder. Atatürk hakkında film yapmak istediklerini söylerler. Saraylarda, tarihî mekânlarda film çekmek ve savaş sahnelerinde ordu birliklerini kullanmak için izin isterler. Atatürk?e çok benzeyen İngiliz aktörü Richard Burton başrolü oynayacaktır. Ünlü aktör, Lord Kinross?un Atatürk biyografisini okumuş ve çok etkilenmiştir. Zaten yapımcıları ikna eden de Burton olmuştur. Senaryo için Kinross?un kitabı esas alınacaktır.
Rahmetli Bayramoğlu, böyle bir filmin Türkiye?nin tanıtımı için önemini kavrar. Gerekli izinlerin alınması için hemen temaslara başlar. Fakat, bir direnç vardır: O güne kadar hiçbir Allahın kulu Atatürk?ü sahnede canlandırmamıştır. Hem siviller; hem de askerler Atatürk filminin çekilmesine ?Katiyyen olmaz! O?nun hatırasına saygısızlık olur? diyerek karşı çıkarlar. Rahmetli Bayramoğlu, bana ?Azizim, Atatürk?ü tanrılaştırarak onun hatırasına en büyük saygısızlığı biz yapmıştık. Atatürk?ün arkasına saklanarak maalesef onu tabulaştırmışız? demişti. Artık dünya değişti, 1998?de çekilen Kurtuluş dizisinde Atatürk?ü Rutkay Aziz oynamıştı.
Her filmde yönetmenin öne çıkarmak istediği bazı şeyler vardır. Yorumsuz ?docu-drama? yapılamaz. Gelelim, Can Dündar?ın Mustafa filmindeki Atatürk yorumuna:
1. Son yıllarda, İslâmcı çevrelerde ?küffara karşı? Çanakkale?de vatanı savunan, İzmir?de ?gâvurları denize döken? bir Gazi Mustafa Kemal Paşa imajı çizildi. İslâmcılar Çanakkale?ye günlük turlar düzenleyerek ?İslâmın Kılıcı Kemal Paşa? imajını pompalıyorlardı. Mustafa?da ise Atatürk?ün İslâmiyete bakışı şöyle: ?Askerlerin dinî inancı onları Çanakkale?de ölüme yollarken işe yarıyor!? Filmde TBMM?nin açılışını ?mübarek Cuma gününe alan? ve ?o gün dayanmak zorunda kaldığı güçlerle, yarın hesaplaşan? kısaca dini araç olarak kullanan bir Atatürk portresi çiziliyor. ?İslâmiyetin milli bağları gevşettiği, milli hisleri uyuşturduğuna inanan? Atatürk?ün Cumhuriyet?i kurarak, iktidarı ?gökyüzünden, yeryüzüne indirdiği? vurgulanıyor. Mustafa İslâmcıların oyuncağını ellerinden alıyor!
2. 12 Eylül cuntasının eğitim politikasından anladığı şeyin, ?Atatürk?ü balyoz olarak kullanıp gençlerin kafasına vurmak? olduğunu biliyoruz. Artık bu politika da ters tepti: Gençler, ?Yeter artık! Sıktınız be!? cevabını veriyorlar. Demokrasi taleplerinin artmasıyla, Tek Parti Dönemi eleştirileri liberal kesimde olduğu kadar, İslâmcılar arasında da rağbette. Mustafa?da ise Atatürk?ün heykellerinin her yere dikildiği, muhalefetin silindiği ve kısaca ?Tek Adam? etrafında dönen bir rejim kurulduğu anlatılıyor. Ama aynı zamanda, ?Atatürk demokrasiyi oturtamadı, ama alt-yapısını hazırladı? dengesi vurgulanıyor.
3. Mustafa filmiyle, artık ?Üstün İnsan Atatürk? imajının dışına çıkıldığını söyleyebiliriz. Zaten bu imajın inandırıcılığı kalmamıştı. Filmde Atatürk, babası erken yaşta ölen bir yetim, Zübeyde Hanım?ın ana kuzusu, çapkınlık yapan ama Latife Hanım?dan ayrılınca ?ordular idare ettim; ama bir kadını idare edemedim? diyerek özeleştiri yapan bir erkek olarak yeniden kurgulanıyor. Atatürk?ün günde 15 kahve, üç paket sigara ve her gece bir büyük rakı içen ve yalnızlıktan bunalan bir insan olarak anlatılması bir yandan onun zaaflarını vurgularken, diğer yandan da geçerliğini yitirmiş ?Üstün İnsan? imajını siliyor. Filmi birlikte seyrettiğimiz, Siyaset Bilimci Ayşe Kadıoğlu?nun tespiti şöyle: ?Özel hayatlar ve insani değerler günümüzde öne çıktı. Artık milli kahramanlar bazı zaafları ile yeniden kurgulanıyor. Böylece toplumda geçerliliği olabilecek bir Atatürk imajı, dönemin beklentilerine göre yeniden üretiliyor.?
Mustafa filmi hakkında ?tabuları yıktı? iddiası da geçersiz. Tabular zaten yıkılmıştı, onları ?azgın ulusalcılar? dışında kimse ciddiye almıyordu! Deniz Baykal?ın ?film, Ergenekon sürecinin etkisinde kalmış? suçlaması büyük haksızlık! Unutmayalım, Ergenekon soruşturmasına Can Dündar ?Heryerekon? demişti (Milliyet, 2 temmuz). Bence, Atatürk?ün imajını yenilediği için ?akıllı? Kemalistlerin Can Dündar?ı kutlaması gerekir. Ama nerdeee! Günümüzde, ?Kemalizm? ve ?akıl? nâdiren yan yana geliyor!
Filmde kullanılan orijinal görüntüler çok iyi! Müzikler de hoş, ama finaldeki ?Yalnız Çocuk? aryası bir felaket! Herhalde, bazı Kemalistler hüngürdesinler diye konulmuş. Eksik ve hata yok mu? Tabii ki var: Atatürk?ün İttihatçılığı pas geçiliyor, Enver Paşa ile rekabeti anlatılmıyor. Ayrıca, Serbest Fırka kapatıldıktan sonra Atatürk?ün çıktığı yurt gezisi üç hafta değil, üç ay sürmüştür. Ama bu kadar kusur, Kadı kızında da olur. Bundan sonra, her 10 Kasım?da okul çocukları mecburen Mustafa filmini seyredeceklerdir herhalde...
NOT: Ölümünden sonra, Atatürk?ün şahsi evrâkına askerler el koymuştur. Üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı?nın (ATASE) elindeki günlükler, mektuplar, notlar eksiksiz olarak yayınlanmamıştır. Bu düpedüz ayıptır! Mustafa dolayısıyla bazı belgelerin ilk kez ortaya çıktığını Can Dündar günlerdir Milliyet?te ballandırarak anlatıyor. Anlaşılan, ATASE görevini yapmaktan âcizdir! Tek Parti Dönemi üzerine çalışan bir akademisyen olarak, Cumhurbaşkanı Gül?ü göreve davet ediyorum: Lütfen, Atatürk?ün evrâkını Çankaya?daki Cumhurbaşkanlığı Arşivi?ne geri isteyiniz ve hemen yayına hazırlatınız! ATASE?nin elinde 70 yıldır rehine gibi duran Atatürk evrâkının ?ve de hatırâsının(!)- özgürlüğe kavuşmasının vakti gelmiştir artık.