Prof Dr. Mehmet Öz'ün yazısı
Antioksidanların yüksek dozda alımının faydadan çok zarar getirdiği yönünde birçok araştırma var... Hem sağlıklı yaşamak, hem de bu tür tehlikelerden uzak durmak için vitamin tableti almak yerine, o vitamini içeren sebze veya meyveyi tüketmek gerekiyor. Kısa süre öncesine kadar birçok insan aralıksız olarak antioksidan, vitamin, mineral ve sebze tabletleri içiyordu.
YÜKSEK DOZ GEREKİYOR
Antioksidanlar, 'şişedeki hayat sigortası' haline gelerek 'mega-değer' kazanmıştı. Kalp krizinden kansere, hatta nezleye kadar her şeyle savaştıklarına inanılıyordu. Yaklaşık çeyrek milyon insanı kapsayan 67 çalışmanın analizi sonucunda, bu tabletlerin yüksek dozda alımının, en iyi ihtimalle 'işe yaramaz' olduğu anlaşıldı. Peki bu durumun sizin günlük multivitamin, mineral alımınıza etkisi var mı? Hayır! 'En son tıbbi araştırma pinpon maçı'nın sizi korkutmasına izin vermeyin. Gerçek şu ki; 191 sayfalık antioksidan raporu açıklanırken önemli detaylar kayboluyor. İşte iki örnek: Evet; beta karoten, A ve E vitamini ölüm riskini yüzde 4'le 16 arasında yükseltiyor. Ama sadece yüksek dozda alımlarda. Bir başka ifadeyle, önerilen miktarın neredeyse 300 katını aldığınız zaman!
A'NIN FAZLASI ZARAR
Örneğin, çok fazla A vitamininin akciğer ve karaciğer kanserine yakalanma riskini yükseltmenin yanı sıra kemikleri zayıflattığını da biliyoruz. Bu yüzden 3 bin 500 IU'dan az A vitamini içeren bir multivitamin seçin. Bu arada, selenyum ölüm riskini ne iyi ne kötü yönde etkiliyor ama kaliteli yaşam söz konusuysa, bazı kanser türlerine yakalanma riskini düşürüyor ve prostat sağlığına iyi geliyor.
KANSER VE SİYAH ÇAY
Ayrıca, yüksek dozda antioksidan takviyesi alımına karşı delillerle, antioksidan açısından zengin yiyecekleri yeme yönündeki görüşler aynı oranda artıyor. İşte buna örnek: A vitamini takviyesi almak, sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırıyor. Ama yeni bir araştırma; yüksek miktarda çilek, elma, fasulye, Brüksel lahanası ve soğan yemenin, yeşil ve siyah çay içmenin sigara içicilerindeki akciğer kanseri riskini ortadan kaldırdığını gösteriyor.
Hayat sigortası gibi düşünün
Sadece sigara içenler değil hepimiz, hücre hasarına ve hastalıklara karşı savaşmak için gerekli vitaminleri gerçek yiyeceklerden almak zorundayız. Ama arabanızda kahvaltı ederken, bilgisayar başında öğle yemeği, mutfak lavabosunun önünde akşam yemeği yerken antioksidan veya diğer besinleri almak zor. Bu yüzden, bu 'mükemmelden uzak' diyete karşı hayat sigortası olarak bir multi vitamin almanızın iyi bir fikir olacağını düşünüyoruz. Bir tableti ikiye bölüp, günde iki kez almanızın, vücudun besinleri emmesi açısından kolaylık sağlayacağını da söylüyoruz.
Her gün yenecek 9 sihirli yiyecek
Bazı antioksidanlara karşı dikkatli olmak için püf noktaları:
* Eğer kolesterol düşürücü ilaçlar alıyorsanız, E ve C vitaminlerine karşı dikkatli olun. Bu vitaminler, ilaçların kolesterol düşürücü içeriğinin emilimini engelleyebilir. Günde 100 IU E vitamini ile 100 miligram C vitamini aşmamaya çalışın.
* Kanser tedavisi görüyorsanız, doktorunuzun özellikle kullanmanızı söylemediği antioksidan takviyelerinden uzak durun. Çünkü bu antioksidanlar kanserli bölgeyi de koruma altına alarak tedavinizin etkisini azaltabilirler.
RENGİNE GÖRE
* Gerekli besinleri içeren yiyecekler almak istiyorsanız, sebze ve meyveleri rengine göre seçin. Dış tarafı parlak ve koyu renkli olan yiyecekler daha zengin besin içerir.
* Elma, muz, böğürtlen, brokoli, havuç, turunçgiller, yabanmersini, koyu renkli fasulyeler, incir, şeftali, kırmızı lahana, kırmızı biber, ıspanak, tatlı patates ve domates... Her gün bu sebze ve meyvelerden en az 9'unu tüketmeyi hedefleyin. Bu tarz bir diyet, vücudunuzun kanserle, diyabetle ve erken yaşlanmayla savaşmasına yardım eder.
* Kalori almadan antioksidan takviyesi yapmak istiyorsanız, kahvenizi ya da çayınızı yudumlayın. Yeşil ve siyah çayla kahve, antioksidan deposudur. Her birinden günde iki fincan öneriyoruz.
Hardaldaki tumeric hafıza ilacı
İki adet Blackberry telefon, bir dizüstü bilgisayar, bir şişe hardal... Dr. Mike, işte bunları gittiği her yere taşıyor. Telefon ve bilgisayarın ne işe yaradığını biliyoruz.
Peki ya hardal ne alaka?
Yanında taşıdığı bu sarı hardal, 'tumeric' denilen bir baharat içeriyor. (Her marka içermez, alırken kontrol edin) Hintli aşçılar tarafından 'mutfağın kraliçesi' diye de bilinen bu baharat, sandviçinize koyduğunuz hardala sadece o koyu sarı rengi vermekle kalmıyor, tadını da acılaştırıyor.
HİNTLİ DOKTORLARIN DOSTU
Tumeric; Hindistan'ın meşhur körili yemeklerinde kullanılan en önemli baharatlardan biri. İşte bu baharat artık sağlıklı bir hayatın da en önemli yapı taşlarından birini oluşturmaya başladı. Hintli doktorlar yüzyıllarca; artiriti, karaciğer bozukluklarını, ödemi ve vücut ağrılarını iyileştirmek için bu baharata güvendiler. (Bugün hâlâ Hint pazarlarında içinde tumeric olan yara bantlarını bulabilirsiniz...) Bugün, yeni bir araştırma bu eski tip tedavi çözümlerinin aslında çok doğru bir yolda olduğunu kanıtladı. Tumeric'in bileşimlerinden biri olan 'kurkimin'in kolon kanseri, artirit, kistik fibrozis ve Alzheimer hastalığına karşı olan savaşı son derece umut vaat ediyor. Bugüne kadar etkili bir ödem dağıtıcı, antioksidan, antiviral, antibakteriyal, antifungal ve anti kanser ajanı olarak kullanılan bu maddenin daha çok uzun testlerden geçmesi gerekiyor.
Dr. Mike'nin formülü
Dr. Mike'a göre; tumeric'in faydalarından yararlanmanız için onun uzun testlerden geçmesini beklemek zorunda değilsiniz. Mike günde 17 miligram kadar (Bir çay kaşığı) hardal tüketiyor. Tumeric, sinir sistemindeki hücrelerin atığını temizleyen bir çeşit geni harekete geçiriyor. Bu atığı (Daha doğrusu Dr. Mike'ın deyişiyle beyin kakasını) vücudunuzdan atmazsanız, beyin hücrelerinizin etrafında onları yok eden ödemler oluşuyor. Bu yüzden Mike; 'tumeric' içeren hardalların kişinin yaşı arttıkça meydana gelebilen hafıza bozuklukları riskini azalttığına inanıyor. Oldukça lezzetli bir sigorta değil mi?
(Sabah - Günaydın)