Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

İstanbul Barosu için yeni bir soluk

İstanbul Barosu başkanını arıyor. Bu seçimde farklı bir aday da var: Sadi Çarsancaklı. İşte projeleri...

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-24 12:45:00

İstanbul Barosu için yeni bir soluk

 

26 Ekim 2008 tarihinde İstanbul Barosu seçimlerinde Hukukun Üstünlüğü Platformununun adayı Avukat Şâdi Çarsancaklı ile adaylığını ve Dünyanın en çok üye barındıran barolarından biri olan İstanbul Barosu?nun etkin bir şekilde çalışabilmesi için nasıl çalışması gerektiğini Gerçek Hayat dergisine anlattı.

Mehmet Sipahi / Gerçek Hayat

Niçin İstanbul Barosu?na başkan adayı oldunuz?

Başkan adayı olmamın en önemli sebebi, baronun siyasallaşmasıdır. Avukatların yüzlerce sorunu varken, bunları görmezden gelip bir takım ideolojik duruşların arka bahçesi gibi hareket etmek, baroya yakışmıyor. Baronun sığ ve geri ideolojik bir araç olarak kullanılması sağduyulu tüm meslektaşlarım gibi beni de rencide ediyor. Toplumu kamplara bölmeyi ve çatıştırmayı amaçlayan siyasi kamplaşma ideolojisi iflas etti.  Uzun süre direnmesine rağmen, Baro da bu gelişmeye boyun eğecek. Avukatların çok ciddi sorunları vardır. Avukatlar kendilerine yaraşır şekilde bir hayat sürmek ve itibar görmek istiyorlar. Çok temel bir kamu görevini büyük risk ve fedakârlıklarla üstlenen avukatların bu görevi gereğince ifa edebilmeleri, en az hâkim ve savcılar kadar itibar görmeleri ile mümkün olabilir ancak. Baro sığ ideolojik çekişmeleri bırakıp bu işler ile meşgul olmalıdır.

Baronun siyasallaşmasının ne sakıncası var?

Baro seçimlerine giren adaylar bir ideolojik kimlik üzerinden adaylıklarını ilan ediyor ve bunun üzerinden oy devşiriyorlar. Böyle bir seçimin galibinin kim olduğunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü kim galip gelirse gelsin deklere ettiği ideolojik kimliği doğrultusunda faaliyet gösterecektir. Çünkü o ideolojik kimliği ile oy istemiş ve galip gelmiştir. Seçimlerinin/Seçimlerdeki taraf teşkilinin bu şekilde yapıldığı bir baronun ideolojik kavgaların tarafı olmaktan, yani araçsallaşmaktan kurtulması beklenemez.

On yıllardır devam eden bu yapının değişmesi nasıl mümkün olabilir?

Bu her şeyden önce Baro seçimlerinin zemininin siyasi olmaktan uzaklaştırılması ile mümkün olabilir. Yani seçimlerin ?taraf teşkili? değişmelidir. Bunun için bir Ortak Payda zemini düşledik. Tüm meslektaşlarımızın Katılımcı Demokrasi ve Hukuk Devleti, Ülkenin birliği ve uluslararası emperyalizm karşısında güçlü bir devlete sahip olma isteği, Mesleğin öncelenmesi ve İnsana Saygı prensiplerini Ortak Payda olarak kabul edebileceklerini düşündük.

Peki, mevcut yönetim bu fikre nasıl bakıyor?

Şu anda rakibimiz olan kişilerle de görüştük bu teklifimizi onlara ilettik. Ancak onlar siyasi duruşlarını sürdürmeyi seçtiler. Bizim açımızdan bu seçimler Baronun ideolojik kavgaların aracı olmasına karşı çıkanlar ile baroyu araçsallaştıranlar arasında geçecektir. Biz meslektaşlarımızın, siyasi görüşlerinden ve inançlarından vazgeçilmesini talep etmiyoruz. Herkesin farklı görüşleri, felsefeleri ve/veya inançları olabilir, olmalıdır da! Biz, siyasal mücadelenin siyaset zemininde yapılması gerektiğini, baroyu böyle bir tartışmanın içine çekilmesinin yanlış olduğunu söylüyoruz. Günümüzde genel olarak hukuka, yargıya güven her geçen gün biraz daha azalmakta hukuk kurumları hızla itibar kaybetmektedir. Bundan en büyük hisseyi de barolar ve İstanbul Barosu almaktadır. Çünkü İstanbul Barosu yargının genel itibar kaybından hisse almakla birlikte ayrıca kendi ideolojik duruşu nedeniyle de itibar kaybetmektedir. Baroyu elinde tutan zihniyet, bu sorumluluk makamını kendi ideolojik tercihinin bir mevzii olarak görmektedir. Çünkü baro kendi işini bırakmış, baroyu yönetenlerin ideolojik kavgalarının aleti konumuna düşürülmüştür. Başta vurgulamaya çalıştığım hukuk nosyonu, adalet duygusu, içtenlik ve samimiyetten yoksun bir bağnazlık, baromuzu işgal etmiştir. Çünkü baro, kendi üyelerini düşüncelerine, inançlarına, kökenlerine göre sınıflama ve buna göre duruş belirleme çabası içerisine girmiştir. Çünkü baro, hepimizi temsil eden demokratik bir müessese olmaktan çok, statükoyu korumayı meslek edinmiş bir azınlığın politik öncelikleriyle davranan bir siyasi parti hüviyeti kazanmıştır.

Bir yanlışı ifade ettiniz. O zaman doğrusunu da söyleyin. İdealinizdeki baroyu anlatın.

Biz baronun araçsallaştırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Tüm uğraşımız Avukatların itibarının, gönencinin yükselmesi için olacak ve onu önceleyeceğiz. Meslektaşlarımızı hiçbir biçimde dışlamayacak, kategorize etmeyeceğiz. Baro savunmanın kalesi olacak. Baroyu ideolojik tartışmaların tarafı haline getirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Bunları taahhüt ediyoruz ve gerçekleştireceğimizi herkes görecek.

İstanbul Barosu?nun mevcut yönetimi ?eleştirilerinize? kulak verseydi neler yapabilirdi?

İstanbul Barosu, özellikle vergi davalarının yeminli Mali Müşavir ve muhasebecilerce taciz edilmesinin önünde set olabilirdi. İstanbul Barosu, yeni mesleğe başlamış avukatın yanında yer alabilir, tenezzül edip bir bürosunu ziyaret edebilir, eksiği, gediği konusunda daha tecrübeli olan üstatların tecrübesini yeni meslektaşa aktarabilir, bunu da mesleki dayanışma ve meslek etiğinin bir gereği olarak niteleyebilir idi. Yine mesleğe yeni atılmış olan meslektaşların aidatlarını üç yıl boyunca almayabilir ya da sembolik düzeylere çekebilir, staj döneminde alınan kredileri affedebilir ya da indirime tabi tutabilir idi. İstanbul Barosu, adliyenin her köşesinde avukatın yanında yer alabilir, tıpkı CMK uygulaması gibi adliye nöbetleri oluşturabilir, alt yapı konusunda tüm eksikleri giderebilir, avukatın istiskalini önleyebilir idi.

 

 

Haber Ara