Türkiye'de AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonra tartışma ve eleştirilerin artması da dikkat çekiyor. Harekete yönelik eleştirilerin başında söylemlerini çağa uyduramama, gelişen dünya şartlarını okuyamama, İran, El Kaide, İsrail gibi bazı konularda net tavır ortaya koyamama ya da çözüm üretememe gösteriliyor.
Konuyla ilgili olarak Zaman'a açıklamalarda bulunan hareketin ılımlı kanadının lideri olarak lanse edilen iki numaralı ismi Muhammed Habib, kendilerine yönelik eleştirilerin kasıtlı olduğunu öne sürüyor. Rejimin baskısı altında olduklarını ve sürekli darbe yediklerini belirten Habib, tüm bunlara rağmen ılımlı ve herkesi kucaklama politikalarından vazgeçmediklerini ifade ediyor.
Halk arasındaki desteklerinin ne kadar olduğu, ekonominin içinde ne kadar bulundukları yönündeki soruya Habib, 'Siyaset amacı güderek halka yardım etmiyoruz, amacımız onların sıkıntılarını hafifletmek.' diyerek cevap veriyor. Sayılarının ne kadar olduğu konusunda ise toplumun her kesiminde var olduklarını, yüz binlerce insanın bünyelerinde aktif olarak çalıştığını, onların da çevresi ile bu rakamların milyonlarla ifade edildiğini savunuyor. Habib, okul ve klinik gibi müesseselerin yanı sıra fakirlere zekat ulaştırma, yetimlere bakma, yardım amaçlı birçok aktivitede bulunma gibi faaliyetlerinin bulunduğunu söylüyor.
Son dönemde hareket içinde parçalanmalar ya da muhafazakâr, liberal, orta yolcu gibi oluşumlar bulunduğu yönündeki soruyu ise Habib kesin bir dille reddediyor ve hareketin tek vücut şeklinde çalıştığını öne sürüyor.
Habib, amaçlarının demokratik, çok partili, devlet otoritesinin insanlara zorla dikte ettirilmediği bir düzen ile halkı gücün merkezinde gören bir anlayışı benimsediklerini vurguluyor. 'Madem, MK'ye milyonlar destek veriyor, o halde neden Mısır'da seçimlere katılım oranı hiçbir zaman yüzde 10'u geçmiyor?' şeklindeki soruların hatırlatıldığı Habib, şu şekilde cevap veriyor: 'Sadece bize destek verenler bile oy kullansa seçimlere katılma oranı çok yüksek olur. Ancak bize destek verenler Türkiye ya da Avrupa'daki gibi serbest ve şeffaf seçim yapılmadığını bildiği için oylarının boşa gideceğini çok iyi biliyor. Çünkü seçimlerde hile yapılıyor. Ayrıca zaten insanların seçimlerde oy kullanmaları da pek çok yerde engelleniyor.'
MK'nin de AK Parti gibi İslamî tandanslı bir hareket olduğunu; ancak AK Parti'ye Batı'da gösterilen sempatinin neden MK'ye gösterilmediği yönündeki soruya Habib, farklılıkları vurgulayarak, 'Birincisi AK Parti İslamî değil, liberal ve laik bir parti.' diyerek cevap veriyor. Kendilerinin ise anayasalarında da yer verildiği gibi İslamî bir temel üzerinden hareket ettiklerini belirtiyor. Habib, AK Parti'nin ABD'ye, Avrupa'ya ve özellikle de İsrail'e bakışının MK'den çok farklı olduğunun altını çiziyor.
Türkiye'de pek çok kanaat önderi ve dinî liderin El Kaide ile liderini açıkça terörist ilan ettikleri, MK'nin bunu neden yapmadığı yönündeki soruya ise Muhammed Habib, 'El Kaide, İslam'ı temsil etmiyor ve onların eylemleri de İslam'ı bağlamaz.' diyerek cevap veriyor. Aynı şekilde İsrail'de sivillere yönelik intihar eylemlerine neden reaksiyon göstermediklerinin sebebini ise Habib, 'Filistin'de bazen intihar eylemi gerçekleştirmekten başka çare yok.' şeklinde açıklıyor. 'İsrail'in varlığını tanıyor musunuz?' şeklindeki soruya da MB'nin iki numaralı ismi şu şekilde cevap veriyor: 'İsrail, 1948 sınırlarına döner, yerlerinden edilen Filistinliler geri gelirse ve ülkedeki Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler eşit muameleye tutulursa İsrail'in varlığını tanırız.'
Son dönemlerde Arap dünyasında tartışılan Şii yayılmacılığı konusunda ise Muhammed Habib, 'İran'ın Şii yayılmacılığı endişe verici; ancak bu giderilemeyecek bir sorun değil.' ifadelerini kullanıyor. Meselenin başka bir boyutuna da dikkat çeken Habib, 'ABD ve Siyonistlerin Şii tehdidini önlerine koyarak kendi emellerini saklamaya çalıştıklarını' da belirtiyor. Türkiye'de azınlıkların AK Parti'yi kendilerine daha yakın görmelerine rağmen Mısır'da Hıristiyanların MB'den ürktüğü, hatta bu yüzden Mübarek rejimini açıkça destekledikleri yönündeki soruyla ilgili olarak ise Habib şunları söylüyor: 'Kıptilerin seçimlerde Mübarek'i desteklemesinin sebebi çıkarlarına böyle gelmesi. İktidara geldiğimizde Hıristiyanlara normal vatandaşlık haklarının hepsini vereceğiz. '
Muhammed Habib, diğer konularda ise özetle şu ifadeleri kullandı:
Parti kurma çalışmalarımız iktidarın tekelindeki kuruma takılıyor.
ABD olmazsa Hüsnü Mübarek rejimi ayakta duramaz. ABD'nin demokrasi getirme projesi hep yalan ve kandırma üzerine kurulu.
Mübarek'in oğlu Cemal için yapılan hazırlıklar dağın görünen yüzü. Derinlerde ne tür hazırlıklar ve çalışmalar yapıldığını bilmiyoruz.
Mısırlı uzmanlar ne diyor?
Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Abdülmünim Said: Müslüman Kardeşler'in hastaneleri, okulları olduğu anlatılıyor. Nerede bunlar, biz neden göremiyoruz? Örgüt kendisini çağın şartlarına göre uyarlayamıyor.
Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Dia Raşvan: Örgüt içinde şu anda ciddi bir ayrışma var. Özellikle genç nesil, hareketin daha ılımlı ve çağdaş politikalar gütmesini istiyor. Kuralları ise hâlâ örgütün tepesindeki yaşlılar belirliyor.
Türkiye ve İran uzmanı Mustafa Lebbed: Müslüman Kardeşler ayakta durabilmek ve güç toplayabilmek için Mübarek rejimi gibi bir rejime ihtiyaç duyuyor. Her ikisi de ayakta kalmak için birbirini kullanıyor. AK Parti, milliyetçi bir İslam'ı, MK ise ümmetçi bir İslam'ı savunuyor.
Zaman
Mısır İhvan lideri, Zaman'ın İsrail'in tanınması ve AKP'nin laik bir parti olduğu ile ilgili açıklamalarını yalanladı:Müslüman Kardeşler'den Zaman'a yalanlama